Sosyal Devlet olmanın gereği, toplumun ihtiyacı olan mal ve hizmetleri üretmektir. Kamusal hizmetlerin vatandaşa ulaşmasında hedeflenen nihai amaç ise, hizmetin etkin bir şekilde sunumunun toplumun fertlerine yansımasıdır. Kamu hizmetinde etkililik ve etkinlik, harcanan kaynak ve sağlanan kamusal fayda arasındaki ilişki ile birebir orantılıdır.

Hayati riskin önlenmesi ve hayat kurtarılması için kısıtlı sürede müdahalenin gerçekleştirilmesinin ya da tedbir alınmasının gerekli olduğu durumlar, “ACİL DURUM” olarak tanımlanıyor.

Süistimallerin Ülke ekonomisine yük getirdiği yerde, vatandaşın her koşulda yanında olmalıyım politikası sürdürülebilir bir politika olmamalıdır. Zira her israf olan kaynak benim Devletime yük oluyor ise bu durum belirli şartlara bağlanmalı ve hizmetin etkinliği ve verimliliğinin sağlanması ana hedef olmalıdır.

Sosyal Devlet olmanın gerekliliği yerine getirilir iken fertler ve toplumlarda bu sosyal Devlet anlayışına uygun hareket etmeli ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmelidir. Devletimin başı ağrır ise, benim bütün sağlığım bozulur anlayışı içinde olmak her şeyden önce, ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur.

            Fertlerin duyarsız ve sorumsuz davranışları sistemin daha etkin ve verimli çalışmasına  engel teşkil ettiği gibi kurumun ve personelin de saygınlığının azalmasına sebebiyet verir.O Oranda da sağlık harcamaları kat kat artar ve ülkemizin sağlık finansman kaynakları üzerinde ciddi baskılara ve zararlara yol açar.

            112 ambulans hizmetlerinde çalışan personel ve ekipmanın gereksiz durumlar için meşgul edilmesi ve kullanılması hizmete gerçekten ihtiyaç duyanların mağduriyetine yol açtığı gibi, ekonomik ve zaman bakımından da kayıplara neden olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Gereksiz meşguliyet oluşturan vakalar için harcanan toplam süre, diğer grubu oluşturan acil vakalar ile karşılaştırıldığında ortaya çıkan kayıp zamanlar ve maliyetin boyutları gerçekten çok üzüntü verici bir durumdur.

O nedenledir ki, tamamen hizmete ulaşmayı kolaylaştırmak amacıyla oluşturulan bu ayrıcalıklar, hizmetten yararlanma koşullarını sağlamayanlar tarafından suistimal edilebilmektedir.

Öte yandan hem yalana beyanda bulunup, hem de kendisine hizmet vermek için gelen Ambulansı elleri cebinde ayakta karşılayıp, niye geç kaldınız diye efelenenlere şahit olur iken, diğer tarafta acı ile kıvranan ve kendisi için gelen ambulansa kirlenmesin diye ayakkabılarını çıkarak binmeye çalışan duyarlı, erdemli insanlara ve Allah Devletime zeval vermesin, Şükür arabam var, bilincim yerinde, elim ayağım tutuyor ben arabamla hastaneye giderim diyen ahlaki ve vicdani duyarlılığı olan vatandaşlara da sahibiz.

Ancak Acil Sağlık Hizmetlerinde süistimal konusunda yapılan istatistiki çalışmalar dünya ortalamasının üzerinde olduğumuzu gösteriyor. Bu rakamı burada yazmak bile istemem.

24 saat bu hizmetin sunuma hazır olması, süistimali daha da etkili kılmaktadır. Sağlık ile ilgili diğer hizmet alanlarında, sadece mesai saatlerinde hizmet sunulması ya da hizmetten yararlanmaya katılım ücretinin alınması gibi durumlar; vatandaşın ihtiyacı olduğu hizmeti, daha kolay talep edebildiği ve ücret ödemeksizin günün her saati hızlı yararlanabildiği acil sağlık hizmetleri ile ikame etmeye teşvik edebilmektedir.

Poliklinik hizmetlerinden yararlanabileceği basit bir baş ağrısı, bel ağrısı,diş ağrısı,grip,eklem ağrısı ,halsizlik gibi şikayetler için hastanın acil durum tanımına uygun olmadığı halde, acil çağrı hizmetlerini arayarak, acil sağlık hizmetlerini meşgul etmesi,iptal edilen vakalar, harcanan yakıt, israf edilen zaman,personelin moral ve motivasyonunun düşmesi  gibi örneklerle sık sık karşılaşılmaktadır.

 Nasıl olsa bu maliyetler ve her türlü hizmet sosyal Güvenlik Sistemi ve kamu finansmanı üzerinden sağlanıyor gibi kasıt, bilinçsizlik, eğitimsizlik veya sosyo-kültürel nedenlerden kaynaklı süistimallerin önüne geçilmesi gerçekten hayati derecede bu hizmete ihtiyaç duyanların mağdur edilmemesi ekonomik ve zamansal kayıpların önüne geçilmesi adına büyük önem arz etmektedir.

O nedenle, Sağlık hizmetlerinde devletin sunduğu hizmetin verimini artırmak için maliyet paylaşımına vatandaşı cüzi rakamlarla da olsa ortak etmek veya katkı payı almak, caydırıcı olabileceği gibi, bir yönü ile de süistimalleri minimize edebilir.

Yaşam hakkının korunması adına hizmetin kötüye kullanımının engellenmesi için caydırıcı önlemler  alınabilir.. Bu önlemler, suiistimali tekrarlayanlar için sıkı denetim şartı ile hizmetin askıya alınması, asılsız ihbarlarda ,yapılan kamu harcamalarının maliyetinin ödettirilmesi gibi yaptırımlar olabilir.

Toplumumuzun öyle anlamasına, yorumlamasına, neden olan algı anlayışını değiştirebiliriz. Sağlık Bakanlığımızın bünyesinde eğitim kampanyaları, kamu spotu uygulamaları, broşürler, görsel ve yazılı medyada bu konunun ehemmiyetine dair bilinçlendirici çalışmalar yapılabilir.

Son Söz, Devletimizin bize uzattığı şefkat elini, şahsi beklentilerimize, rahatımıza ve konforumuza kurban edip süistimal etmeyelim.112 Acil hayat kurtarmak için vardır, taksicilik hizmeti yapmak için değil.