Ak Parti Ülke genelinde yaptığı mitinglerin 5. si için önceki gün Erzincan'da idi. Genel Başkan, Başbakan Ahmet Davutoğlu Erzincan'ı ziyaret etti. Erzincan'da bazı temaslarda bulundu, halka hitap etti. Buraya kadar herşey çok güzel bir de diğer yönündek bakalım. Ziyaret ettiği illerin tümünde bazı sözler veren Başbakan Davutoğlu Erzincan'da yapılacak yeni yatırımlardan bahsetmedi.

     Sivas'a 2. üniversite sözünü veren, Günüşhane'de Trabzon bağlantısı için 2. bir zigana sözü ile Havaalanı sözü veren Başbakan Davutoğlu, Bayburt'ta Kop tüneli ile yeni fakülteler için söz verdi. Erzincan'da ise daha önce yapımı planlanmış olan Mengücek gazi Eğitim Araştırma hastanesinin sözünü verdi. "Sulama ile ilgili sorunlarla yakından ilgilendik" ifadesi de benim için çok havada bir cümle oldu.  Yani yeni bişey yok. Erzincan'ın çok sevdiği eski Ulaştırma ve Denizcilik bakanı Binali Yıldırım'ın "Havayolunu halkın yolu yaptık, hızlı tren için Erzincan'ı bir kavşak haline getireceğiz, uzun ince bir duble yoldayız" şeklindeki ifadeleri, kurulan Erzincan üniversitesinden, yeni yapılan havaalanına, Erzincan'a bu güne kadar yapılanlara iyi örneklerdi.

     Ancak gelecek için hiç bir yatırım planı olmayan Erzincan, kimin nesine şifa. Bunun sebebi, sorumlusu tabiki Başbakan Davutoğlu değil. Her zaman söylediğim kimsesiz Erzincan ifademin bir neticesi. Gelin biraz irdeleyelim. Erzincan'da yapılacak yatırımlar neye göre şekilleniyor. Önce halk, vatandaş, yönetici, bürokrat, şehrin eksikliklerini belirler. Nedir bu eksiklikler. Kavşaksa Kavşak, tünelse tünel, yolsa yol, içme suyuysa içme suyu, sulama suyuysa sulama suyu...

    Bu eksiklikler çeşitli ortamlarda dile getirilir ve projelendirilir. Projeler bürokratlara(bakanlara, başbakanlara) sunulur. Bakan veya başbakanın onayı ve görevlendirmesinden sonra görevlendirilenler, fizibiite çalışmaları yapar, çed gibi çalışmalar yapılır, yeniden projelendirilir, ödenek işlerini ayarlanır. Yeni yatırım yılında konuya ilişkin ödenek kalemlerinde yer alan projeler ihale edilir. Ve mutlu son. 

     Burada Erzincan'a gelen Davutoğluna bir suç bulamıyorum. Ancak danışmanlarının büyük bir zaafını hissettim. Erzincan'ın büyük bir kısmında 2015 yılında sulama yapılamayacak. Ekonomisinin büyük bir kısmı memurların aldığı maaşa, kalanı ise tarım ile uğraşan insanlar tarafından karşılanan Erzincan'ın sulama sorununun sadece "ilgilendik" cümlesiyle geçiştirilmesi bence büyük bir handikap. Ayrıca yöneticilerimizin "Kusura bakmasınlar" iş bilmezliğinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Yani Bir başbakan Erzincan'a geliyor, Erzincan bence sadece göstermelik olan bir kaç rozet takma töreninin ardından uğurlanıyor. Bu nasıl bir düşünce tarzıdır. Vallahi birisinin bana bunu açıklaması lazım. Çünkü acıyorum memleketime. Binali Yıldırımlı dönem ile Binali Yıldırımsız dönem arasında ödenekleri 3/2 oranında düşen Erzincan gene yeni yatırımsız bir yıla hazırlanıyor. Yazıktır. Makamın hakkını veremeyecekseniz verecek birilerini bulun. Yapamıyorsanız yaptırın. gene yapamıyorsanız bırakın yapan birileri gelsin. Ama neticede yapılsın...

     MİTİNGİN ÖNCESİ VE SONRASI

    Başbakanın gelişi öncesi polis tarafından çok büyük önlemler alındı, Kars'tan, ağrıdan destek polis ekiplerinin, destek araçların getirildiği miting alanında adeta kuş uçurulmadı. Havadan, yerden, keskin nişancılar gözetiminde birbirine plastik kelepçelerle bağlanmış bariyerler eşliğinde tüm Erzincan trafiğinin felç edildiği bir mitinge ev sahipliği yaptık. Erzincan'da herkesin aynı miting alanında buluşmasını isteyen partilerin tümü için söylüyorum, Cumhuriyet meydanında miting yaparak, parti ile, siyasetle hiç işi olmayan insanları avare etmek doğru değil. Erzincan Belediyesi'ne ve diğer siyasi partilere buradan seslenmek istiyorum. Bu tip mitinglerin yapılabileceği, daha müsait bir alan tesbit edilerek ilan edilmesi gerekiyor. Partilerin de Cumhuriyet meydanında miting yapma taleplerini yeni miting alanına kaydırması gerekiyor. Çünkü miting yapacağım derken bir şehrin bir gününü almak doğru değil...