Biz başka şehirlere özeniyoruz. Başkaları Erzincan’a. Kentimiz büyüsün, nüfusu artsın, sanayisi gelsin diyoruz. Dışarıdan gelenlerin böyle bir dertleri yok. Bir çocuk masumiyetiyle şehrimizi değerlendiriyorlar. Masal gibi görüyorlar. Bizim göremediğimiz ruhu onlar görüyor, “Anadolu’nun Yüreği” diyorlar.
        Depremle andığımız, sürekli sorunlu gördüğümüz Erzincan’ın keyfini biz değil onlar çıkarıyor.
        Bunlardan biri de Prof. Dr. Güner Akmolla.
           Dedeleri Stalin döneminde Romanya’ya sürülen Prof. Dr. Güner Akmolla aslen Kırım Tatarı.
         Yayınlanmış elliye yakın kitabı bulunmakta. 
         Güner Akmolla Hanımefendi Gazeteci Yazar Halil İbrahim Özdemir’in sislerin ardında romanını okumuş. Etkilenmiş, Erzincan’a ilgi duymuş. Öyle ki bu ilgi onu Erzincan’a kadar sürüklemiş. Romanın geçtiği coğrafyayı, Erzincan’ı beğenmiş olmalı ki gittikten sonra Romence Erzincan üzerine bir gezi kitapçığı yayınlamış.
         Erzincan’da ki kurumlara verilmek üzere bu kitapçıklardan göndermiş.
         Bir yabancı gözüyle “Anadolu’nun Yüreği” ismini koyduğu kitapçıkta Erzincan’ı tahlile çalışmış. Gezi boyunca Evliya Çelebi’nin gölgesini üzerinde hissetmiş. Sultan Melikşah’tan, Cimin’den, İpekyolu’ndan, bizim göremediklerimizden, kentin artılarından söz etmiş.
         Geleneksel eserlerden, şehrin ekonomik ve kültürel yaşamına kadar birçok konuya değinmiş.
         Hep merak etmişimdir bir yabancı şehrimizi gezerken neler düşünür diye. Kemaliye Müzesi’ni görünce tarihin kokusunu almış mıdır? Sultan Melikşah’ın huzurunda duygulanmışlar mı? Çağlayandaki su şırıltısında bizim aldığımız hazzı alıyorlar mı diye.
         Aslında bir şehir en güzel o kente gelen yabancıların gözüyle anlatılır. Onların şehrimizi nasıl gördükleri özellikle yaptıkları eleştirilerin bizim için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Gelişmekte olan bir şehiriz. Bu şehirleşme sürecinde yapılan eleştirileri bile önemseyerek kentin gelişimi açısından bir fırsat olarak görmeliyiz.
         Güner Akmolla Hanımefendi kentimizi sevmiş, mutlu olmuş. Ülkesine döndüğünde anlatmakla kalmamış aynı zamanda yazmış.
         Şehrimize gelen bir insana ev sahibi gibi davranarak memnun ayrılmasını sağlayanlara teşekkür ediyoruz. Dışarıdan gelen insanlara her zaman iyi bir rehberlik hizmeti sunarak adeta başımızın üstünde tutmalıyız.
         Türk Konsolosluğu, Prof. Dr. Güner Akmolla Hanımefendi’ye, H. İbrahim Özdemir’in “Sislerin Ardında” Romanı’nı Romenceye çevirisinden ve kentimizle ilgili çalışmasından dolayı teşekkür nezaketinde bulunmuş.
         Şehrimizin Romanya’da tanıtımının yapılması bizler için de gurur kaynağı. 
         İlimizi kaleme aldığı için, Erzincan ismini ta Romanya’ya kadar taşıdığı için teşekkür ediyoruz. Ayrıca, şehrimiz kurumları tarafından gönderilecek birer teşekkürnamenin takdir etmenin yanında Güner Akmolla Hanımefendiye bir motivasyon kaynağı olacağını düşünüyoruz.