Hani 92 depremi öncesi, kooperatif evleri, caddelerde güzel iş yerleri, tek katlı binalarımız yine asfalt yollarımız vardı. Şehir bir bahar mevsimi gibi yeniden canlanıyordu. Ama o depremle ne yeni binalar ne de yollar kaldı. Mahşeri bir kalabalık yıkıntılar arasında can veren, iniltileri göklere yükselen insanlar. Ve yeniden koca bir şehrin yapımı için girişimler. Her biri görkemliydi ama muhkem binalar değillermiş. Meğerse yalancı baharı yaşatmışlar.

          Tarih boyunca yaşanan ağır depremler nedeniyle ilimizde neredeyse tarihi eser kalmamış. Lakin başka şehirlerde asırlardır günümüze kadar gelen camiler, saraylar, köprüler, imaretler, hamamlar, mektepler, okullar vs. bütün ihtişamıyla sapasağlam ayakta durmaktadırlar.     

Son yüzyılda ilimizde yapılan, muhkem saydığımız binaların da bir zaman sonra depremlere karşı yeterli olmadığı ortaya çıkmıştır. Çünkü bu il deprem memleketi. Günümüze kadar ayakta duran binalar sayılıdır; hükümet binası, belediye kültür merkezi, tekel binası, cadde üzerinde kesme taş binalar, istasyon binası vs. Lakin başka illere baktığımızda 1200 lü yıllarda beri ayakta duran birlerce cami imaret, mektep, hamam vs. halen daha dimdik ayakta durmaktadır.

          Keza ilimizde son yüz yıl içinde bilhassa 92 deprem sonrası yapılan binalarında yine yetersiz ya da dayanıksız olduğu anlaşılmış, neredeyse, yıkılıp yeniden yapılmayan okul, hastane, resmi daire, ev vs. yok gibi. Her nedense en çok yıkıma uğrayanlar hastane ve okullar.

          Teknik olarak şöyle söyleniyor, 1992 depremine kadar binalar C 15 oranlarına göre yapılıyordu, depremle birlikte yıkıldı,  hasar gördü ve binalar C 20, 25 oranına göre yapıldı, ama yine sıkıntıları ortaya çıktı, şimdi de C 30 oranı ve yıkanmış taş kumullarıyla yapılmaya başlandı. Yıllarca yıkılıp yapılan binalar. Kaldırım taşları her iki yılda bir yenileniyordu, neyse ki, andezit ve kilitli taşlar çıktı da ondan kurtardık. Cadde ve sokaklarımız gözsüz tarlalarına döndü. Bu yıl asfaltı yapılıyor, ertesi yıl yeni bir yer altı ihalesi.  Çilesi bitmiyor Erzincan’ın. Bir sıralama yapacak olursak, deprem sonrası inşaatlar için, elektrik sonra telefon kablolarının yeraltına alınması için, muhtelif su şebekeleri ve sonradan evlere alınması için, doğalgaz şebekeleri ve sonradan evlere alınması için, Türk. Sat. boru hatlarının döşenmesi için, vs. Asfaltlar yeniden yapılıp sökülüyor,  bilhassa bulvarların orta refüjleri ve dört yol kavşaklarında yapılan değişiklikler. Hani bir zamanlar değişime uğrayan terminal kavşağımız, Terzi Baba kavşağımız da vardı. Bu israfa kim dur diyecek,

Aceleciliğimiz var, organize noksanlığımız var. Ne olur iyice tasarlayıp düşündükten ve planlandıktan sonra, bir yıl sonra beş yıl sonra yapılsaydı da, ne bu kadar çok israf de bu kadar çok trafikte sıkıntılar da yaşanacaktı.

Artık yeter, devir alanlar devredenlerin yaptıklarını beğensinler, daha güzelini eklesinler. Bozup bozup yeniden, yeniden yapmasınlar.