02. 07. 2013 Tarihinde tarihi ve ekolojik bilimsel araştırmalar için Erzincan yerleşimlerini gezen T. Erdoğan Şahin, Bursa Erzincanlılar Dernek Başkanı Gürsel Arslan ve Erzincan Eşrafından Cemal Seyyah ile beraber Eğin İlçemiz ’de bulunduk.
Günün incelemeleri sonunda akşam saat 20.30 da uluslararası üne sahip olan bilim adamımız Prof. Dr. Ali Demirsoy’un “Fırat” konulu konferansına katıldık. Gürsel Arslan Ağabey’in ifadesiyle konu çok önemli, katılan duyarlı insan sayısı ise azdı.
FIRAT ÖLÜYOR…
 Sayın Demirsoy Fırat konusunda tarihi bilgiler yanı sıra “Fırat Havzası” ekolojisine ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Vermiş olduğu bilgiler tümüyle bilimsel verilere dayanmaktaydı. 
Çok net anlaşıldığı kadarıyla bu “Nehir” her geçen gün ölümüne yaklaşmakta… Erzurum’dan başlayarak çeşitli yerleşimlerin kirliliğini ve kimyasal atıklarının boşaltıldığı nehir nefes alamamakta, özgün onlarca sayıda canlı varlıkları yok edilmekte. 
Sayın Ali Demirsoy ve T. Erdoğan Şahin Hocalarımızın ifadeleriyle öteden beri Divriği Demir Ocakları’nın kirletmesi yanı sıra ILIÇ’ ta ki maden şirketleri nehri büyük risk altında tutmaktadır. 
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi nehir üzerine yapılması düşünülen yeni barajlar nefes alamayan nehri durgunlaştırarak bu ölümü daha da hızlandırmaktadır.
Maksut Uşağı bölgesindeki baraj  (HES), vadideki tüm yerleşimleri, dikim alanlarını, tarihsel ve kültürel varlıkları sonsuza kadar yok edecektir. Değerli bilim adamlarımız bu bölgedeki kültürel, tarihsel ve zirai değerlerin kurtarılması adına gerekli tüm tepki ve tedbirlerin oluşması için halkın duyarlı olması gerektiğini belirttiler. 
YAPMAK DEĞİL YIKMAK
Akarsuların dizginlenmeyip, akışına bırakıldığında daha fazla kazanç sağlandığını gören gelişmiş ülkeler yaptıkları barajları bir bir yıkıyorlar. Her akan suyun başına bir HES kurma sevdasında olan ülkemizde bu bilinç oluşana kadar galiba birçok değerimizi haritadan silmiş olacağız. Bir tane değil on tane HES’ i arka arkaya dizdiğiniz zaman ortada ne vadi, ne organik bir yaşam, ne de ”SU” kalıyor.
Bu ülkenin güçlü sermayedarlarıyla övünüyoruz. Aynı şekilde bu ülkeye yatırım yapan yabancı sermayeyi de önemsiyoruz. Fakat tertemiz bir coğrafyanın hiçe sayılarak birkaç ülke içi ya da dışı sermayedarın menfaatlerine heba edilmesine karşıyız. 
Bu coğrafya hepimizin…
Tarihi ve ekolojik varlıklarımızı korumak her insanın birinci görevidir. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalıdır.