Bir koca çınarı daha kaybettik. Erzincan şehrinin ve insanının  1939 depremi sonrasında yaşadığı sıkıntıları, şehrin yeniden kurtuluşu ile ilgili gelişmeleri görüp yaşayan canlı tarih, Arif Sağırda göçüp gitti bu fani dünyadan.

        Bir asra yaklaşan hayatı boyunca, Erzincan’ın bilinmeyenleri konusunda danışılıp bilgisine başvurulan rahmetli ile, 1992 depreminde sonra ki günlerde birlikte TV programlarına çıkmıştık. Ulusal ve mahalli TV’lerde ki canlı programlarda, ilgi çekici konuşmalar olmuştu. Sözünü ettiğim TV programların hemen hepsine, diğer bir bilge kişi, rahmetli Ahmet Dumlu Hocada katılmıştı.

        Rahmetli Arif Sağır, şehrin yeniden yapılanması yıllarında Kızılay da çalıştığı için, felaketzedelere devlet tarafından yaptırılan kurma evler konusunda geniş bilgisi vardı. Aslında 10 bin adet prefabrik konut yapımı planlanmış olmasına rağmen, neden sadece 660 konutun gerçekleştiğinin nedenlerini ondan dinlemiştik.

        Bu olayda, çok çeşitli sebeplerden söz etmişti. Bunlardan en etkileyicisi, kuruma evlerini tuvaletlerinin binanın içerisinde olduğu dolayısı ile bu evlerde namaz kılınmayacağına ilişkin görüşlerdi.

        Rahmetli Arif Sağırın hizmetleri konusunda,  hemşerimiz “ Prof. Dr. Cemal Aytemizin, Erzincan ve bilinmeyenleri” adlı kitabında şu ifadeler var:

“Arif Sağır, aşevinde yöneticilik yaptı. Halkın sorunlarının çözümüne yardımcı oldu. Camilerin yapımına katkıda bulundu. Derneklerde yöneticilik yaptı. Çalışkanlığı, tarihi bilgisi ve dürüstlüğü ile Erzincan’ın tarih babası sayılır.”

        Görüldüğü gibi; Arif Sağır hayatı boyunca hep faydalı işler yapmış. Arkasında bir hoş seda bırakarak göçüp gitmiştir bu fani dünyadan. O, yaptığı hizmetler, saygın kişiliği ile hep rahmetle anılacaktır.

        Müşterek anılarımız olan değerli dost Arif Sağıra Allahtan rahmet, aile bireylerine başsağlığı diliyorum.

Mekanı cennet olsun.