Kendisi ile görüştüğümüz Op. Dr. Kerim Çağlı Tıp dünyasında başarılamayanları başararak rekor üzerine rekor kırıyor. Kendisi ile yaptığımız görüşmelerden aldığımız notları sunuyoruz.
Halil İbrahim Özdemir tarafından yapılan söyleşiden bazı notlar
Taner Uslu isimli bir hastamız vardı. Hasta 45 gün önce gögüs ağrısı ile Çorum’dan getirildi. Çorum şartlarında ameliyat olamayacağı için bize yönlendirdiler. Hastamız bize geldiğinde yaygın vasgülüpak dediğimiz yani tüm vücut atardamarlarının hastalığı ile seyreden bir hastaydı. Hastamızın hem Koroner 3 damarı tıkalıydı. Hem yan atardamarları tıkalıydı aynı zamanda şah damarlarının biri yüzde yüz diğeri yüzde 98 oranında tıkalıydı. Bacağa giden ana atar damarlar tıkalıydı. Hastayı ameliyata hazırladık, bacak ve şahdamarlarıyla ilgili darlıklar hastaya ameliyat sonrasında problem oluşturacağı için öncelikle biz şah damarı genişlettik. Beynin beslenmesini sağlamak için. Önce beyni hazırladık, daha sonra bacak damarlarını genişletme işlemlerini aynı şekilde yaptık. Ondan sonra ameliyata başladık.
Ameliyatta tüm yan damarlarla beraber tüm atar damarları bay-pas yapıldı. Biz 12 damar bay-pas planlanamamıştık. Ameliyat bittiğinde toplam 12 damar olduğunu gördük, bunu da literatürü araştırdığımızda literatürde olmadığı gibi ilk olduğu için de bunu böyle gurur ve onur olduğu için bunu da bizi yetiştirenlerle paylaştık.
Türkiye'de şu ana kadar en fazla 4-5 damar değişimi yapıldı.
Şu anda 300’ e yakın toplu bay-pas dediğimiz 6’lı, 7’li, 8’li, 9’lu, 10’lu, 11’li bizim bir serimiz var. Bunu da kısmet olursa 2-3 ay içerisinde toparlayıp bir yayın haline getireceğiz. Daha evvelkilerde acizane bize aitti ama biz bunları bir şekilde ortaya çıkarmadık yani bu ilktir. Bu şudur budur demedik 12 çok abartılı bir rakam olunca dikkatte çekti ve yeni jenerasyona katılan arkadaşlarımız araştırınca rekorlar kitabında da 10’lu olunca bizde bunu Guinness rekorlar kitabında yayınlayalım dedik. Ama o üç seansta yapılan bir hastaya toplam 11 baypastı. Ama biz tek seansta bir hastaya 12 baypas yapıyoruz. Kaldı ki bu üç sene önce yayınlandığında biz zaten üç sene evvel yine tek seansta bir hastamıza üçlü bay-pas yapmıştık. Taner Uslu ismindeki hastamız operasyona girmeden önce kendisinin bahsettiği kadarıyla kolları devamlı ağrıyan ve nefes alamayan ve yol yürüyemeyen bir hastamızdı çünkü kalp beslenmediği için pompalamada yapamıyor. Ameliyata girmeden önce yüzde otuz kapasiteyle çalışıyordu kalbi şu son kontrolümüzde yüzde elli sekiz yüzde altmış oranında bir kasılma ve pompalamaya başlamıştı. Kalp besleniyor kalp beslenince de yapılan bay-pasın olumlu olduğu görülüyor. Ameliyattan sonra hastamızın şikayetleri geçti. Şikayetlerinin geçmesiyle beraberde biz kontrol anjiyosu yaptık. Geçen hafta yaptığımız kontrol anjiyosunda damarların 12’side açıktı zaten biz o açıklığı da göstererek ten yayınımızı yapacağız.
 
 
Özel sağlık hizmet sunumu protokolü hazırladık ve Avrupa Birliği projeside hazırlıyoruz bununla ilgili.
 
KALBİ VE RUHU TEDAVİ EDECEK HASTANE
Bunun denemeside bizim büyük numune hastanesi yaptık. Bu numune hastanesinin özelliği Türkiye’ nin en büyük hastanesi ve yüz otuziki senelik bir hastane ve en köklü hastanesi. Ve orda şimdiye kadar kalp merkezi kurulmamış. Engel olmuş devamlı.
Geçen sene işte evvel ki sene bize teklif ettiler. Bizde dedik bir ekip kurarsanız yaparız. Tabi bizim orda niyetimiz sadece kalp ameliyatı yapılması adına değilde kalp ameliyatı yapılan merkezinin bazı özellikleri olması insanların kalp rahatsızlığı olduğu için belli bir şekilde   ruh dünyası da rahatsız oluyor. O yüzden onların belli bir şekilde kafalarında akseteleri ve huzursuzlukları kaygıları olduğu için kalp ameliyatı olacak kişi sahipleri de aynı şekilde bir ölüm korkusu yaşıyorlar bu insanlar. O yüzden bu insanların bu kaygılarının giderilmesi, daha huzurlu olması güzel ameliyatların olup, ağrıların giderilmesi mutlu ayrılmaları lazım. Bu da sadece bir ameliyatla yapmakla olmayacağını biz düşündük. Bunun üzerine biz İbn-i Sina ve Farabi metotlarıyla bunun daha iyi incelenmiştİk. Aslında bizden bin yıl evvel nasıl bir sağlık hizmeti sunumu yapılması gerektiğini İbn-i Sina ve Farabi de anlatmış kitaplarında. Farabi kitabı Burhan’ da İbn-i Sina da kitabı Şifa Hastanesi’ nde bin sene evvel bunları hangi metotla uygulandığını göstermiş. Mesela bir melodi terapi, bir müzik terapisi hangi makam ve hastalığa ne şekilde ne zaman nasıl etki eder.Yıllarca evvel çalışmışlar. Yani bize ait bişey değil. Biz şöyle bir şey yaptık. Biz dedik ki kliniğe girişte bizim nasıl normalde insan bedensel manada bir kalp damar sistemi var ise ruhsal manada da soyut manada da bir kalp damar sistemi vardır.
SEVGİ DAMAR SİSTEMİ VAR
Nedir o ? Gönül kalbi, sevgi damarları nasıl normal kalp damar sistemimizin gıdası kan ve elemanları ise içindeki minaralleri vs. İse bu gönül kalbimizin ve sevgi damarlarının da bir gıdası var. Nedir o gıda içimizde hoşnutluk hissi uyaran beş duyu uyaranları . Nedir bu ? Latif bir görüntü renk olabilir, manzara olabilir, giydiğiniz zaman bir letafet olabilir.
Nezih bir melodi bir ses mesela makamlar, müzikler vs. Ve ferah bir koku. Biz tabi beş duyuya birden hitap edemedik ama tabi devlet hastanesi şartları bu beşine birden şey yapma imkanı falan üçünü gerçekleştirdik. Şöyle bir şey hastaneye mesela girdiğiniz zaman genelde hastanede nasıl renkli pembe, koyu pembe, mavi vs. numunedir böyle bir hastane. Ve bu renklerde insanın içini karartıyor. 
RENK TERAPİSİ
Biz performansı , motivasyonu artırıcı sarı, bej ve kahverengi renkleri kullandık. Polikiliniğe girdiğin zaman bir ferahlık var içeride. Sarı iç açıcı bir renk evet özellikle açık sarı. Bu tabi bej ve kahve rengidir. Sütlü kahverengi çok böyle açık kahve değilde bunlarla beraber tabi renk terapisi diye bir ayrı bilim var. Bunun amatörce alıştırmasını biz yaptık. Yoksa bu daha profösyönelce yapılması lazım. Kliniği öyle boyadık. Yoğun bakımla ameliyathane kalp rengide olan daha rahatlatıcı, güven verici renk olan olan turkuaz mavisi ve yeşile renk bunları kullandık. İçeri girdiğiniz zaman özellikle heryere hastalar kalktığı zaman karşılarında görecekler çok güzel bir büyük ebatta kardelen manzaraları ve kliniktede.
KARDELEN DİRENİŞİN MÜCADELENİN SEMBOLÜ
Kardelenin özelliğide sevginin, muhabbetin, direncin, mücadele... Kalp hastası olan insan yarıntası ayağı kalkacak ve bir mücadele verecek. Yani ağrısına rağmen derin derin nefes alması lazım vs. İşte orda da çok büyük dikiş atmalarına rağmen kader. Bu öykü zor o öyküyle yüzleşecek. Onu görüp kendi ayakları üzerinde güzel bir letafet ortaya çıkacak. Ama bu hizmeti sunanda alanda aynı şekilde, bizde şimdi büyük ameliyatlar yapıyoruz ama bunun mağruriyeti olmayacak. Bir yandan da nedir o başını öne eğecen çünkü şifayı veren belli adres belli ama güzelliğiyle bir tevazuyla gösterecen. Yani kardelenle saatlerce konuşabilirsin. Ne dedik kardelen müstesna. Her yerde kardelen resimleri. Ondan sonra bunlara dikkat ettik.
MELODİYE SU BİLE TEPKİ VERİYOR
Melodi terapi de şöyle... Şimdi hem bu makamlarla ilgili tedavinin bize verdiği bilgi hem de son yıllarda bir Emoto Massaro diye bir profesör var. Bunun iki tane kitabı var. Su kristalleri ve Suyun verdiği mesaj diye. İnternette denk gelirse bakın. O güzel sesler melodileri vs. Su molekülleri üzerinde suyun dondurulmuş molekülleri üzerinde güzel kompleks ve o altıgen şeklinde ki motiflerin parlak kompleks motifler olduğunu tespit etmiş ama gürültülü metalik seslerin işte bu gürültülü cihazıydı, şuydu, buydu seslerinde bunların üzerinde mat kırıkları oluşturdu ve daha kötü motiflerin oluşunu tespit etmişti. Bunun üzerine adam özel melodiler dinlemiş.
ESMA’ÜL HÜSNA EŞLİĞİNDE DONAN SU KRİSTALLERİ HARİKA
Mesela adam son dönemlerde belki müslüman oldu bilmiyoruz ama esma-ül hüsna’ yı dinletiyor. Yani bu Esma-ül Hüsna’ yı dinletip o su damlalarını buz kristalleri haline getirim onların mikroskopta resimlerini çekiyor. Bunların iki tane kitabı var. Peki niye su suda vücudumuzun yüzde 76’sı su yani ana maddemiz ham maddemiz su şimdi biz özellikle kalp ve tıkalı olan damarları açıyoruz. Hedef noktaya gitmesi için kan beslensin iyi pompalasın diyoruz. Kanın içindeki en küçük molekülün yani suyun davranışını bilmiyoruz. Biz bununda iyi olacağını düşünerek melodi terapisini yapıyoruz. Bizim yoğun bakımımızda, ameliyathanemizde, servisimizde sabah , öğlen, akşam farklı bir makamlarla müzik terapisti yapıyoruz. Bizler orada hizmet veren çalışan doktorun, hemşirelerinde buna ihtiyacı var ve o hizmeti alan hastanın da ihtiyacı var. Mesela hastaneden içeri girdiğinizde içeride yemek kokusu vardır, çarşaf kokusu vardır, ilaç kokusu vardır. Odalarımıza kuranda koyarak hastaların maneviyatlarını yaşamaları için çünkü Avrupa da böyle klinikler var. Hastanemizde bazı istediklerimizi tam olarak gerçekleştiremedik. Ama bu haliyle de orjinal bir klinik oldu. NTV muhabiri Amerika da yaralandığı zaman onu bizim kliniğe getirdiler. Onlarda baş hekime dedi ki eli yüzü düzgün klinik sizin kliniğiniz numune hastanesi burası 1200 yataklı hastane başbakan gelecek herkes gelecek sizin hastanede durabilir mi dedik, dursun dediler. Şimdi herkes geldi bu arkadaşımızı haber yaptı. Melodili, kokulu İbni Sina tedavisi diye çıktı. Sağlık Bakanlığından bir sürü insan geldi, yurtdışından birileri geldiği zaman bizim kliniği gösterdiler. Biz istiyoruz ki bu bir emsal olsun bizde de yayılsın tüm Türkiye’ye de yayılsın. Yatırım manasında sağlığa çok büyük yatırımlar yapıldı ama sağlık hizmetinde kalitesinde, insan faktöründe, sunum faktörümüzde sıkıntımız var. Çok mükemmel bir yemek yaparsınız ama iyi bir kaba konulmaz, iyi bir sunum yapılmazsa bir ehemmiyetinin olmadığı gibi. Bununla ilgili bir Avrupa projesi hazırlayıp bunun tüm servislerimizde uygulamaya çalışacağız. Bakanlığımızla da bu konuyla ilgili görüştük. Biz bunun emanetçisiyiz bu bin yıl evvel ecdadımızın, kökümüzün eseri biz bunları bu şekilde insanımıza sunmak istiyoruz.   
Editör: Doğu Gazetesi