Aylardır beklediğimiz kitap birçok sıkıntıya rağmen nihayet basıldı.
             Herkes, aman hocam bu dökümanları muhakkak kitap haline getirmelisin, yaz yaz yanınızdayız diye teşvik edip heveslendirdiler.
             Basım aşamasına gelince kapı kapı dolaşmak zorunda kalan yazarın yanında kimseler yoktu.           
             Kitap yazmak zor bir iş. Bu işe aşina olanlar bilir. Kitap yazarak karnını doyuran adam hiç görmedim. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’la, Süleyman Nazif yolda yürürken karşılaştıkları bir dilenciye sen yazar mısın diye sorarlar? Adam hayır diyince o zaman niye dileniyorsun deyip takılırlar.   
             Doç. Dr. Erol Kaya’nın 1300 sayfa ve iki cilt olarak basılan“Şehre Tanıklık Edenler, Erzincan’ın Sözlü Tarih Çalışması” bu şehirde yaşayan insanların beklentilerini karşılayacak bir kitap.
             Şehri mercek altına alıp kentin hafızasını, ruhunu didikleyen Sayın Erol Kaya ders derslikte yapılır anlayışı yerine, öğrencileriyle beraber sahaya inerek yaklaşık 60 kişiyle görüşmüş. 60 kişiyle beraber kentin yakın tarihini yazmış. Yani şehirle beraber şehrin tarihini…
             Çalışmaya katılan insanların anlattıkları yaşam öyküleri 1900 yıllardan bu tarafa Erzincan’ı bütün yönleriyle ortaya çıkarıyor.
            Bu eser, zaman içerisinde yaşadıklarıyla sürekli değişen, göç veren, içe kapanan ve giderek küçülen Erzincan’ın yitirilen belleğine, anılarla sahip çıkan bir çalışma özelliği taşıyor.
             Erol Bey’i tebrik ediyoruz.
              Elinden geleni ortaya koyarak kitaba hakkını veren Erol Bey bu şehre sonradan gelen insanlardan. Aynı zamanda Erzincan Üniversitesi sosyal Bilgiler Anabilim Dalı Başkanı. Bir insan sevmediği, ısınamadığı ve aidiyet duyamadığı bir şehri yazamaz. O yüzden şapka çıkarmak lazım. Bir ömrünü bu şehirde geçirip de hiçbir şey üretmeden, kent hayatına katkı sağlamadan giden hocalarımız, bürokratlarımız ve ticaret adamlarımız var.
           Erzincan Üniversitesi’nin şehrimize olan katkısının sadece para olmadığını bu çalışmalarla bir kez daha görüyoruz. İsmini yazamadığım onlarca akademisyen şehrimizi araştırıyor, bilgi üretiyor ve bunları Erzincan’a sunuyorlar. En önemlisi ise kentimizin araştırılan tarihi, arkeolojisi, kültürel ve edebi dünyası ileride daha iyisini yapmak isteyenlere bir zemin oluşturuyor.
             Temennimiz gelecekte üniversite ile Erzincan’ın bi daha dirilmesidir. (Ah bir de askeri kışla mantığıyla üniversiteyi şehirden bu kadar uzaklaştırmasaydık.)