Erzincan’ın gündeminden düşmeyen konulardan biri de şüphesiz hastaneler konusu.
         Şehrimizde hizmet veren hastanelerin Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi adı altında birleştirilmesi ve bu merkezin güçlendirilerek üzerinde kurulduğu alanın sağlık kampusüne dönüşümü amaçlanmıştı. Ve bu niyetle SSK hastanesi ve Kızılay Hastaneleri kapatılmıştı.
         Bir değişim olduğu kesindi. Fakat kent sağlığında büyümenin pozitif bir gelişmenin olduğunu söylemek çok zor.
         Zamanında Erzincan’ı ilgilendiren hastaneler konusundaki kararlar alınırken kamuoyunda yeterince tartışılmamıştı.
         Ülkemiz sağlık politikasınca bir oldubittiye getirilerek hastaneler kapatılmış şehrin tüm yükü 235 yatak kapasiteli araştırma hastanesine yüklenmişti.            
        Aynı yıllarda Erzurum Araştırma Hastanesini güçlendirmek adına mevcut hastanelerin hiçbirine dokunulmamış üstüne üstlük yeni hastaneler yapılmıştı.   
         Bir deprem şehri olan Erzincan için pozitif ayrımcılık beklerken, sağlık alanındaki asgari hizmetleri bile yerine getirmekte zorlanır hale geldik.
         Yaşadığı depremin ardından yüzde iki yüz kapasite ile çalışan Van Bölge Eğitim ve İhtisas Araştırma Hastanesinde 600 yatak kapasitesine rağmen hastalar balık istifi gibi üst üste oturtulmuş, günde 6-7 bin civarında hasta girişi yapılmıştı. YYÜ Araştırma Eğitim Uygulama Hastanesi ve İpekyolu Devlet Hastaneleri’nin varlığına rağmen Van Şehri bu sıkıntıları yaşamıştı.
         Uzmanların önümüzdeki yıllarda kırılma beklediği fay hatlarının kesişme noktasındaki Erzincan 235 yataklı araştırma hastanesiyle bu işin üstesinden nasıl kalkacaktır.
         Yirmi yıl önce 48,600 metre kapalı alan, 500 yatak ve 10 bölüm olarak düşünülen, fakat sonrasında kapatılan SSK ve Kızılay Hastanesi’ne rağmen 235 yataklı olarak karar değiştirilen araştırma hastanesinin mevcut haliyle veya yapılacak bir ek binayla Erzincan sağlığının yükünü kaldırması çok zor gözüküyor.
         1991 yılındaki projeye sahip çıkabilse ve günümüz ihtiyaçlarına göre güncelleştirebilseydik şuanda hizmet üretmede zorluklar yaşamayacak ek binalarla parça paraç ve düzensiz değil tüm teçhizatlarla donatılmış tek bir mekânda hizmet verecektik.
         Şehrimize gelen başarılı doktorlar fiziki mekân yetersizliği nedeniyle ayrılmayacaklardı ilimizden.
         Yöneticilerimiz dâhil sağlıkta gelinen noktayı kimse kabullenebilmiş değil.
         Araştırma Hastanemizin ilk yıllarında kent insanı burayı sahiplendi ve sabretti, zaman tanıdı ve anlayış gösterdi. Standartların her geçen gün artacağına inandı. Fakat hastane emekleme döneminden büyüme dönemine bir türlü geçemiyor. Memnuniyet oranları her geçen gün azalıyor, problemler ise artıyor.
         Sorun ortada duruyor.
         Araştırma Hastanesi kendini yenilemekte zorlanıyor, eksikliklerini tamamlayamıyor, yeni ünitelerle güçlenemiyor.
         Endişeye gerek yok, araştırma hastanesine sahip çıkmaya devam diyen insanların kar- kış demeden bozuk yollarda ambulansın içinde veya arkasına düşerek bir yaşam mücadelesi vermeleri gerekiyor.
         Geçtiğimiz aylarda yatak olmadığı için ölen bir hastaya ve aynı nedenlerle sevk edilen yüzlerce hastayı nereye koyacağız?
         Metin Tombul Ağabey şuanda yoğun bakımda yatıyor, ziyaretine gittiğimde servise çıkmak için iki gündür boş oda beklediği söylendi.
         Erzincan’da hastaneler konusunda başından beri hatalar yapılıyor.
         Araştırma Hastanesinin var olması için mevcutların kapatılması ilk yapılan hataydı. Ve bu kararlarla araştırma hastanesi güçlenmemiş aksine zayıflamış ve sıradanlaşmıştır.
         Eğitim ve araştırma hastaneleri birçok sağlık merkezinde görülmeyen hizmetlere cevap veren, daha doğrusu alternatif olan hastanelerdir. Bu hastaneleri devlet hastanesi mantığıyla çalıştıracaksanız eğer zaten faal durumda olan bugüne kadar milyonlar harcanmış, emek verilmiş, her şeyi hastane olarak kurgulanmış(SSK) bir binayı neden iptal ediyoruz?
          Bizler zaman içerisinde çevresine hitap edecek bir araştırma hastanesi beklerken tam aksine devlet hastanesine dönüştürüldüğünü üzülerek gördük.
          Eğer tüm bu yapılanlar bir sistem gereğiyse yıllardır sağlıkta mağdur olan ve bir deprem şehri olan Erzincan’a pozitif ayrımcılık tanınmalıydı.
         Peki, çözüm ne?
         Uzun vadeli bir sağlık politikası belirlenene kadar eski B bloğun (SSK hastanesi) tekrar devreye girmesi kamuoyunun gündeminde tartışılmakta. Zaten kapatıldığı dönemde kadın doğum, göğüs veya çocuk gibi branş hastanelerine dönüştürülmesi konuşula gelmiş, fakat gerçekleştirilmemişti.
         Bu hastane merkez köylere yakın ve yoksul insanların rahatça ulaşabileceği bir hastane ve bir sağlık hizmeti sunumu olarak kentin en makul en güzel yerinde.
         Faaliyetteyken bir günde yaklaşık 400 kişi poliklinik hizmeti 200 civarı hasta acil servis hizmeti alıyordu.
         Bu kadar olumsuzluğa rağmen kent sağlığında yaşanan olumlu bir gelişme ise Dünya Göz Hastanesi’nin Ramazan Ayı’nın sonunda açılacağı müjdesidir.
         Ümit ediyoruz ki hastanenin hekim ve yardımcı sağlık çalışanları Erzincan’dan değil de dışarıdan karşılanır. Sadece fiziki yatırımlarla sağlık standartları yükselmiyor. Önemli olan Dünya Göz Hastanesi’nin akademik ve uzman personeli ile ilimizde önemli bir boşluğu doldurmasıdır.
         NOT: Metin Tombul Ağabey yaklaşık 15 gündür araştırma hastanemizde yoğun bakımda yatıyor. Kalbinin ancak yüzde on beşi çalışabiliyor. Erzincan kültürünün güzelliklerini, inceliklerini ve kendine özgü tadını en iyi hissettiren insanlardan biri de şüphesiz Metin Ağabey’dir. Kendisine tüm kalbimizle geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyoruz.