Program çerçevesinde Erzincan Valisi Ali Aslantaş, Valilik makamında tebrikleri kabul ederek protokol mensuplarının Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı. Valilik makamında gerçekleştirilen tebrik kabul merasiminin ardından Ordu Caddesi'ndeki kutlama törenine geçildi. Düzenlenen törende Erzincan Valisi Ali Arslantaş, 3. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Ali Ekiyor ve Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksoy, vatandaşları selamlayarak bayramlarını kutladı. Gerçekleştirilen selamlama merasiminin ardından tören; saygı duruşunda bulunulması ve 3. Ordu Komutanlığı Bölge Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na ilişkin mesajları okundu. Akabinde iki öğrenci tarafından şiirler okundu.
Günün anlam ve önemine binaen konuşma yapan Erzincan Valisi Ali Arslantaş, “Cumhuriyetimizin 96. yılını ülkemizde ve dış temsilciliklerimizde olduğu gibi ilimizde de huzur ve güven içerisinde, tüm vatandaşlarımızla gururla, onurla, mutlulukla kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz. Biliyoruz ki her 29 Ekim, el ele vermenin, kenetlenmenin, bağımsız ve onurlu yaşama azmimizi tazelemenin ve geleceğe güvenle bakabilmenin bayramıdır. Cumhuriyet, Türk milletinin binlerce yıllık tarihi boyunca gerçekleştirdiği en büyük atılımdır” dedi.
Vali Arslantaş, cumhuriyetin kuruluş sürecinin de gerek dünya tarihinin gerekse milli tarihimizin kaydettiği en büyük ve en şanlı mücadelelere sahne olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Bu mücadele, toplum olarak yanmış, yıkılmış, istila edilmiş bir coğrafya üzerinde yeniden dirilişimizin mücadelesidir. Bazı çevrelerin şartları en kötü, karanlığı en koyu, ümidi en zayıf gördüğü ve hatta mandacılığı bir kurutuluş reçetesi şeklinde en akılcı yol olarak dile getirdiği bir zamanda, Mustafa Kemal Atatürk, bu öneri ve alternatifleri şiddetle reddetmiş; Türk milletinin yaşamasının yalnız ve ancak hür ve bağımsız Türk devleti ile mümkün olacağına olan inancını ortaya koymuştur. Bugün; halkın iradesinin hâkim olduğu, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesiyle yönetilen güçlü Türkiye’nin doğum günüdür. Bugün; cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le başlayan kutlu yürüyüşümüzün yıl dönümüdür. Bugün; kederde, sevinçte, acıda ve kıvançta tek yürek olmuş bir milletin gurur günüdür. Bu anlamlı günde, 19 Mayıs’ta yaktığı bağımsızlık meşalesi ile milletimizi tek vücut olarak birleştiren, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal Harbimizin tüm kahramanlarını ve vatanımızın bölünmez bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.
Tarihi şan ve şerefle dolu milletimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yürütülen kurtuluş mücadelesinden zaferle çıkmış ve tüm dünyaya bu aziz milletin esaret altında tutulamayacağını bir kez daha göstermiştir. Atalarımızın, bedelini kanlarıyla ve canlarıyla ödeyerek bizlere miras bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmak, her alanda muasır medeniyet seviyesinin daha da üzerine çıkarmak için çalışmak, hepimizin vazgeçilmez ortak sorumluluğu olmalıdır. Ülkemiz, üzerinde bulunduğu coğrafya itibarı ile politik, stratejik ve ekonomik bir cazibeye sahiptir. Bu nedenledir ki bin yıldır bu topraklarda birlik ve beraberlik içerisinde yaşayan milletimiz üzerinde, hep plan üstüne plan yapılmış, oyun içinde oyun oynanmıştır. Birlik ve beraberliğini daima muhafaza etmesini bilen aziz milletimiz, oynanan oyunları da, yapılan planları da bugüne kadar boşa çıkarmasını bilmiştir. Kadim kardeşliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece bundan sonra yapılacak planlar da bozulmaya mahkûm olacaktır.
Bizler gelişen ve değişen dünya şartlarında devletimizin ilelebet payidar olması için her koşulda, canları pahasına “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” ilkesi ile hareket eden ecdadımızın torunları olduğumuzu unutmayacağız. 96 yıl önce çok zor şartlarda kurulmuş olan cumhuriyetimiz, büyüyen ekonomisi, güçlü demokrasisi, temel insani değerlere olan bağlılığı ile bugün bölgesinde liderlik yapan, bağımsız politikalar üreten, mazlumlara kucak açan önemli bir güç haline gelmiştir. Ülkemizin istikrarlı büyümesi, bölgesinde liderlik yapması maalesef bazı odakları ve onların işbirlikçilerini rahatsız etmektedir. Bu güçler, terör örgütlerini kullanarak ülkemizin huzur ve güvenini bozmak için çalışmakta, birlik ve beraberliğimizi hedef almaktadır. İstikbalimiz için ikinci bir Kurtuluş Savaşı verdiğimiz bu dönemde terör örgütleriyle ve işbirlikçileriyle olan haklı ve meşru mücadelemizi azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Ülkemizin gelişmesini ve kutlu yürüyüşünü engellemek isteyenlere karşı içeride saflarımızı daha da sıklaştırıyoruz. Dışarıda ise haklı mücadelemizi cümle aleme anlatıyoruz. Bundan 45 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı’nda 5 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ordumuzun bataklık bir alanda sıkıştığı anda harekatın durdurulması yönünde bir karar almış ve biz harekata devam etmek durumunda olmuştuk. Haklı olduğumuz davada neredeyse haksız duruma düştüğümüz yıllarca sürecek ambargo vs. gibi neticelerle yüzleşmiştik. Bu gün geldiğimiz noktada sınırımızdaki terör örgütlerine karşı yaptığımız sınır ötesi operasyonlarda yine aynı 5 üyeli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2 defa denemesine rağmen bir karar alamamıştır. Çünkü uygulanan etkili diplomasi ile buna fırsat verilmemiştir. 45 yıl önce aleyhimize nasıl karar çıkıyordu da şimdi çıkmıyor diye düşününce; 45 yıl önce hakikaten dünyanın 5 ten küçük olduğunu ama artık dünyanın 5 ten büyük olduğunu anlıyoruz. Bugün ülkemiz; kendi silahını, tankını, helikopterini, insansız hava aracını kendisi yapar konuma gelmiş, savunma sanayiindeki dışa bağlılık oranını yüzde 30’lar seviyesine indirmiştir. Ülkemizin bugün geldiği bu noktanın, halkımızın her kesiminin birlik ve bütünlük içeresinde gösterdiği gayret ve demokratik devlet anlayışımızın bir ürünü olduğunu unutmamalıyız. Devlet ve millet olarak elde ettiğimiz her başarıda, bir zamanlar kağnılarıyla askerlerimize silah ve cephane götüren isimsiz kahramanların, bu vatan uğruna çarpışarak can veren şehitlerimizin ve gazilerimizin kanları olduğunu unutmadan çalışmaya devam edeceğiz. Gençlik her millet için önemli bir kuvvettir. Bilinçli ve sorumluluk sahibi bir gençlik, o milletin umududur. Aydın, milli değerlerini koruyan, ileri görüşlü genç bir neslin yetişmesi, sahip olduğumuz şanlı tarihle birleştirildiğinde, Türkiye yalnızca ileri toplumlar seviyesine ulaşmakla kalmayacak, oldukça geniş bir coğrafyada pek çok ülkeye liderlik yapabilecek konuma gelecektir. İçinde yer aldığı coğrafya ve sahip olduğu tarihi miras Türk Milleti'nin üzerine çok önemli sorumluluklar yüklemektedir. Türk gençliğine çok güvenen ve bunu her fırsatta vurgulayan Atatürk, Cumhuriyeti koruma görevini de bu nedenle siz, gençlere vermiştir. Atatürk’ün çizdiği yolda, milli ve manevi değerlerine bağlı, dürüst, vicdanlı, akılcı, ileri görüşlü Türk gençleri olarak, çalışmalarınız, duyarlılığınız ve kararlılığınızla büyük Atatürk’ün sizlere duyduğu güvene layık olacağınıza, yaktığı aydınlanma ışığını, nesilden nesile aktararak taşıyacağınıza yürekten inanıyoruz. Mukaddes vatanımızın birliği ve bütünlüğü uğruna verilen kurtuluş mücadelesinin taçlanarak Cumhuriyetimizin kurulduğu bu çok anlamlı günün yıl dönümünde, cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını ve kanları ile bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi milletçe sonsuz şükran ve rahmetle anıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle tüm Erzincanlılara sağlık, huzur ve mutluluk dolu günler diliyorum. Hepinizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.”
Erzincan Valisi Ali Arslantaş’ın konuşmasının ardından halk oyunları ekibinin gösterisi sunuldu. Tören geçişi ise Türk bayrakları ile askeri bando marşlarının eşliğinde bando, ordu tören bölüğü, tören komutanı ve karargâhı, malûl ve muharip gazileri, okulların bayrak ve flamaları, askeri birlik ve meslek teşekkülleri, öğrenciler ve Erzincan Belediyesi mehter takımının geçişi ile sona erdi.

Editör: Doğu Gazetesi