Başsoy, Mısır'da darbe yönetiminin bugün yaptığı katliamı değerlendirdi. Başsoy’un açıklaması şöyle: "Mısır halkının açık ve şeffaf seçimlerle kurulmuş demokrasisi çalınırken susanlar, şimdi demokrasiye sahip çıkanlara kastedilirken seyretmeye devam ediyorlar. Gelişmiş demokrasilerden sadece 'derin endişe duyuyoruz' seklinde temelsiz ve eksensiz sesler yükseliyor. Mısır'da olanları soğuk savaş mantığıyla ve oryantalizm bakışıyla seyredenler sadece 'endişe duymakla' yetinmesi ahlaki bir sorundur. Bu şekilde uluslararası karar organları kendi meşruiyetlerini eritiyorlar. Demokrasi ve uluslararası meşruiyet adına ne varsa, Mısır'daki darbeye sessiz kalınarak heba ediliyor. Her şeyden önemlisi darbeye karşı demokrasi adına sokağa çıkmış insanlara, ateş açılması karşısında 'susan bir dünya' meşruiyetle, hukukla, demokrasiyle tüm bağını koparmaya doğru gidiyor. Barışçıl gösteriler sırasında yüzlerce insanın hayatını kaybetmesi, binlerce kişinin de yaralanması, uluslararası toplumun, daha önce Cumhurbaşkanı Mursi’nin askerî yönetimce indirilmesine ‘darbe’ denmemesinin, bugünkü katliamlara cesaret verdiği,. Başbakanlık açıklamasında, “Açıkça görülmektedir ki uluslararası toplumun Mısır’da demokrasiye ve anayasal meşruiyete sahip çıkmak yerine, askerî darbeye destek vermesi ve bundan önceki katliamlara sessiz kalması, bugünkü müdahale için mevcut idareyi cesaretlendirmiştir. BM Güvenlik Konseyi ve Arap Ligi başta olmak üzere uluslararası topluluk, bu katliamın durdurulması için derhal harekete geçmelidir Mısır’daki geçici yönetimden “Kendi halkına karşı kanlı eylemlerde bulunmaya son vermeye, 30 Haziran 2013 tarihinden bu yana yaşanan katliamları gerçekleştirenler hakkında inandırıcı ve şeffaf adli soruşturma yürütmeye, başta Muhammed Mursi olmak üzere tüm siyasi tutukluları serbest bırakmaya ve gerçek ve kapsayıcı bir siyasi geçiş süreci başlatmaya davet ediyoruz dedi. 
Editör: Doğu Gazetesi