Düzenlenen basın toplantısında Cumhuriyet Halk Partisi Erzincan Milletvekili Dr. Muharrem Işık; “Seçim süreci bilindiği üzere yavaş yavaş başlıyor. Bizde starttı verdik ve çalışmalarımıza başladık. Bu Perşembe günü saat 12:00’da Tanrıverdi Düğün Salonu’nda aday tanıtım toplantısı yapılacak. Bundan sonrada çalışmalarımızı hızlandıracağız. Tabi burada en önemli olan şey 30 Mart’taki yapılacak olan yerel seçimler Türkiye’nin kaderini belirleyecek. Özellikle basın mensupları ve vatandaşlar bu süreci daha yakından izliyor. Türkiye’de şu anda çok kötü oyunlar oynanıyor. Dolayısıyla bu seçim bu anlamda çok önemli bir seçimdir. Mecliste yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalarımız devam ediyor. Meclis tarihinde de böyle bir çalışma görmemiş ve görülmemiştir. Gece geç saatlere kadar çalışmalar yapılıyor. Mecliste sadece Başbakan ve ekibini koruma yasaları çıkarılıyor.
HSYK yasasının değişmesinden sonra yeni bir yasa ile artık internete giren vatandaşların erişimi istenildiği zaman engellenecek. Tabi bunun engellenmesindeki en büyük sebep özellikle 17 Aralık operasyonundan sonra çıkan yolsuzluk ve rüşvet olaylarının artık yayınlanmasını engellemek için yapılan bir yasadır. 17 Aralık bu ülkede bir milattır. Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir yolsuzluğun işaretidir. Şu anda bilinen para 247 Milyon Dolardır. Bu paranın miktarına bakıldığı zaman korkunç bir rakam ama bu para sadece görünün kısmı, artık giden rüşvetin ne olduğu ne yazık ki bilinmiyor. Şu anda MİT yasası geliyor. MİT yasasının gelmesiyle artık ülkede her şey bitmiş olacak. Çünkü MİT yasası gerçekten tek adam yönetimini getiren bir yasa oluyor. Aynı Suriye’deki yapılanların aynısı ne yazık ki Türkiye’ye de getirilmeye çalışıyor ve getirildi de diyebiliriz. Komisyondan geçti ve önümüzdeki hafta da yine apar topar getirilip yine saatlerce çalışaraktan, baskıyla, parmak çoğunluluğuyla, baskıyla ve dövüşle bu yasada çıkacak. Bu yasa çıktıktan sora özellikle siz basın mensupları çok zor durumda kalacaksınız, vatandaş çok zor durumda kalacaktır. Tamamen ülkeyi tek elden yönetim yasası olacaktır. MİT görevlisi başka bir devlet yetkilisiymiş gibi çalışıyor. Bunlara hiç uymadan çalışacak. MİT görevlileri gerekirse cinayet işleyip, bu cinayeti görev gereği yaptım diyebilecekler. Bomba attım diyip bu bombayı görev gereği attım diyebilecek.
Yargılanması önündeki engeller tamamen önünden kalkacak. Suriye’ye gönderilen silahların hesabi hiçbir zaman sorulamayacak. Biliyorsunuz orada bir savaş var ve oraya silah gönderiliyor. Reyhan’da olan olayın ne olduğu hafızalarımızda canlı bir şekilde duruyor. Ne yazık ki hükümet kendini kurtarmak için bütün çabalarını sürdürüyor. Hiç kimseyi bırakıp da es geçmiyorlar. Kendilerine muhalif olan herkese dokunmaya başladılar. Biliyorsunuz paralel devlet diye bir şey çıkardılar. Tabi paralel devlet dediği, cemaat dediği, haşşaşiler dediği yıllardır kendisinde olan bir gruptu. Bu grubun içerisindeki insanlarla 12 yıl önce yola çıkarken onlarla omuz omuza mücadele ettiler. Başbakan’ında dediği gibi her istediğiniz de verdik açıklaması vardı. Dolayısıyla bugüne kadar gerçektende ne istediyseler de verdiler. Ama bu vermelerin sonucu menfaatler çakıştığı gün atık birbirine girmeye başladılar. Tabi ülkede belli kurumlara paylaşımlar yapılmışsa da eğer en azından demokrasiden ve özgürlükten bahsedilemez. Bunun altından çıkan çıkar çatışması sonucu paralel devlet dediği yapının 17 Aralık operasyonuyla bunların çıkardığı rüşvetler ve yolsuzlukların ortaya çıkması oldu. Burada çıkan rakam biraz önce söylediğim gibi çok korkunç bir rakamdır. U rakamın altından daha da büyük rakamlar gelecektir. Bu işin başında 4 Bakan değil Başbakan’ın kendisi ve oğlu var. Bu herkes tarafından da biliniyor. Bu ülkede Sarraf diye bir adam bakanlara diz çöktürüyor ve onlara rüşvetler veriyor. Umrelere gidiyorlar, oradaki iş adamlarının parasıyla, minyonlar harcatıyorlar. Bunlar bu ülkede bir şeylerin aslında döndüğünü gösteriyor. Tabi 17 Aralık operasyonundan sonra Başbakan kopmaya başladı. Bundan dolayı da şu anda her tarafı kendine bağlayıp tamamen tek adam olma yolunu seçti. Bunu yaparken de ne yazık ki ülkedeki kurumlar tamamen dağıtılmaya çalışılıyor. En son dershaneler yasasına getirip koyduğu madde ile bütün okul müdürleri ve öğretmenleri görevden alıyor. Daha önce 8 Bin polisi görevden aldı. 10 tane savcıyı görevden aldı. Bunlar samimi olan şeyler değil.
Şimdi Erzincan için bakarsak yerel seçimlere gidiyoruz. Tabi yerel seçimlere giderken biliyorsunuz durumlar belli çalışmalarla belli bir noktaya getirilmeye çalışıyor. Erzincan’a neler yapılıp neler yapılmadığını görmek lazım. 12 yıldır iktidarda olan ve 2 dönemdir de Belediye’yi yöneten kişilerin Erzincan’a neler yaptığını aslında görmek lazım. Ben afişlerde su borularının değişmesi resmini gördüğüm zaman kendi kendime güldüm. Çünkü eski borular ve yeni boruları gösteriyorlar. Ama 12 yıldır bu iktidar da olduklarını ve 8 yıldır da Belediye’de olduklarını unutuyorlar ve böyle bir resim asıyorlar. Tabi onlarda da bir aday değişimi oldu. Aday değişiminden sonra arkadaşlar kendilerine göre bir aday seçtiler. Buradan tüm partilere seçim sürecinde başarılar diliyorum. Erzincan’a bir şey yapılmadığını aslında görmemiz lazım. Erzincan’a yol yapmayla ve Erzincan’da 3 senedir bitmeyen eski parayla Milyarlarca tünel yapmayla Erzincan’a bir şey olmuyor. Biz Erzincan’ın daraldığını görüyoruz. Bugün Ergan Dağı projesi takdire şayan bir projedir ve ona bir şey demiyoruz. Ama Erzincan’ın ve iklim geleceği düşünülmeden yapılan projeler ve paralardır. Giden arkadaşlardan da duyduğumuza göre oranın şu anda çok iyi durumda olmadığı yönündedir. Bakımının olmadığı söyleniyor. Böyle yatırımlar yapalım ama diğer yatırımlarımızı da hızlandırmamız lazımdır. Belediye Başkanı seçilecek olan arkadaşımızın gerçekten Erzincan’a yapılacak önemli projeleri olması lazım. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak iddiasız olarak görünsek de aslında sosyal ve demokrat bir parti olaraktan Belediyeciliği yapacak en iyi partiyiz. Biz vatandaşlarımızdan şunu istiyoruz. Bir görsünler ve ona göre düşünsünler. Oy verirken daha önce denenmişlerin mi yoksa denenmemiş olan bir partinin mi gelerekten yerel yönetimlerde nasıl yapacağına karar versinler.
Biz her vatandaşımıza aynı gözle bakıyoruz
Tabi bildiğiniz gibi Erzincan hassas bir bölgedir. Biz her zaman Erzincan’ın bu hassasiyetini taşıdık ve her zamanda bu konuda tedirgin olduk. Erzincan2da yaşayan 217 Bin vatandaşımın ve Türkiye’de yaşayan 76 Milyon 667 Bin vatandaşımıza biz aynı gözle bakıyoruz. Hepsine de aynı bakmak istiyoruz. Ama hükümetin ve özellikle de Başbakan’ın o zamanlardaki açıklamaları yine kutuplaştırmaya doğru giden açıklamalar oluyor. İşte gezi olaylarının başladığı süreçten sonra özellikle Kabadaş’ta olduğu söylenen bir olayın gerçek olmadığı basına düştüğü halde, hiçbir şekilde başım kapalı kardeşimize, bacımıza hiç kimsenin bir şey yapmadığı görüldüğü halde Başbakan hala yalan söylemeye devam ediyor. Bu milleti kutuplaştırmaya devam ediyor. Özellikle Erzincan’da yaşayan canımdan çok sevdiğim halkımdan şunu istiyorum. Böyle kutuplaştırmalara gelmeyelim. Böyle yalanlara inanmayalım. Birileri iktidarını sürdürebilmek için insanları kutuplaştırmaya çalışıyor. Bunun doru olmadığını düşünüyoruz. Söylediği şeylerinde doğru olmadığını biliyoruz. Cami’de içki içildiği olayı, Kabadaş’taki olay doğru olmadığı ortaya çıktı. Hepsi belgelerle kanıtlandı. Bu ülkede Kahramanmaraş olayları yaşandı, bu ülkede Sivas olayları yaşandı, bu ülkede Çorum olayları yaşandı, bu ülkede Başbağlar olayları yaşandı. Buralarda canlarımızı kaybettik. Bunlar tamamen o zaman ki ülkeyi yönetenlerin, ülkeyi yönetmek isteyen dış güçlerin ülkeyi kışkırtmasıyla olan şeylerdir. Şimdi seçim sürecine gidiyoruz. Buradaki en önemli nokta bu ülkeyi yöneten kişinin, Başbakan’ın söylediği her söylemde çok dikkat etmesi gerekir ama ne yazık ki dikkat etmediğini görüyoruz. Hep kutuplaştırmaya yönelik söylemlerini görüyoruz. Bu ülkenin %50’sini ben içeride tutamıyorum diye bir şey söylenebilir mi? Bu ülkede olacak şeyler değil bu tür olaylar. Bu ülkenin barışa ihtiyacı var, kardeşliğe ihtiyacı var ve en önemlisi de artık düzlüğe çıkmaya ihtiyacı var. 30 Mart’ta biz iktidar olmak istiyoruz” dedi. 
Editör: Doğu Gazetesi