Erzincan Girişimci İşadamları ve Sanayicileri Derneği Başkanı Güner Ersoy, yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Dershaneler ihtiyaçtan doğmuştur ve bu ihtiyaç bitmez. Dershaneleri kapatma girişimi Anayasa teminatı altındaki teşebbüs hürriyeti ile çelişmektedir. Anayasa’mızın 48. maddesinde “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir” ifadesi yer alır. Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik hukuk devleti ilkesinin altını dolduran hürriyetlerden biri olan teşebbüs hürriyetinin Meclis marifeti ile de olsa gasp edilmesi, kısıtlanması kabul edilemez. Bu açıdan Milli Eğitim Bakanlığı’nın dershaneleri kapatmak üzere hazırladığı kanun taslağı, Anayasa’nın 48. maddesi ile devletin temel amaç ve görevlerini tanımlayan 5. maddesine aykırıdır. Kanunlar Anayasa’ya aykırılık teşkil edemeyeceğine göre MEB’in gece yarısı girişimini TBMM onaylarsa, hukuk devleti ilkesi ağır yara alacaktır. Hal böyle iken iş dünyasındaki derin sessizliği izah etmek zor.
Dershanelerin kapatılması ya da başka bir eğitim kurumuna dönüştürülmesi şeklinde dayatılan bir modeli bugün sessizce kabul edenler, yarın hükümetin “Bakkallar tez elden markete dönüşsün. Yoksa 500 bin TL para cezası keserim” kanununa da ses çıkaramaz.
Mevcut eğitim sistemimizde özel ders ihtiyacını karşılayan özel dershaneler ile okullarımızın işlevleri farklıdır. Özel ders ihtiyacı alınacak önlemlerle azaltılabilir, ancak ortadan kalkmaz. Dünyadaki örnekler ve uygulamalar da bu yöndedir. Unutmayalım ki, dershaneler ihtiyaçtan doğmuştur ve bu ihtiyaç devam etmektedir. Dershanelerin rant odağı gibi gösterilmesine de anlam verememekteyiz. Bu müesseselerin özel okullara gidemeyen, özel ders alamayan orta ve dar gelirlilerin elindeki tek alternatiftir. Anadolu’nun ücra köşelerinden dershanelere devam ederek en iyi okullara giriş hakkı kazanmış öğrencilerimiz, dershanelerin katkısıyla bu fırsatı yakalamaktadır”
Özel dershanelerin varlığının tartışma konusu yapılmasının buradaki yönetici, öğretmen ve diğer çalışanlar ile öğrenciler üzerinde geleceğe yönelik ciddi kaygılar oluşturmaktadır. 4 bine yakın özel dershane, özel ders alamayan 1,5 milyon dar gelirli, orta halli ailenin çocuğuna hizmet veriyor. 50 binden fazlası öğretmen olmak üzere 100 bini aşkın çalışanıyla önemli bir istihdam alanı.  Dünyada dershaneciliği yasaklayan bir ülke bulunmamaktadır. Tek yasaklı ülke olan Güney Kore’de bile yasak 2000 yılında kaldırılmıştır. Gelişme hızı yüksek olan Uzakdoğu ülkelerinde dershaneye gitme oranı yüzde 50’lerdeyken, bu kadar gürültü koparılmasına karşılık aynı oran bizde sadece yüzde 8’dir.
 
Eğitimdeki öncelik dershanelerin kapatılması değil, kalitesinin artırılmasıdır
Dershaneleri kapatma kararı sosyal problemlere de yol açacaktır. Zira bu eğitim kurumları Doğu’da çocukları terör örgütlerinden koruyor. Sınavlara hazırlık ve okullara destek amacıyla hizmet veren dershanelerin sundukları eğitim öğretim hizmeti ile halkın teveccühünü kazanmaktadır. Dershaneler birkaç istisna dışında, öğretmenler tarafından az sermayeyle kurulmuş, yoğun emekle çalışan küçük işletmelerdir. Şeffaf ve katılımcı bir metot takip edilmemesi bakanlığın hüsnü niyet taşımadığını göstermiyor mu?
İş dünyasının toplumun ihtiyaçlarına göre yatırım ve girişimlerini ayarlama hakkına sahiptir. Dershaneleri kapatmaya çalışmak teşebbüs hürriyeti ile çelişmektedir. Yapılan iş kanunlara aykırı olmadığı sürece, toplumun, ülkenin genel menfaatlerini zedelemediği sürece Anayasa teminatı altındadır. Bu girişim, Türkiye’ye getirmeye çalıştığımız yabancı sermaye için de ciddi soru işaretleri oluşturacaktır. İş dünyası olarak ülkemize ciddi zarar vereceği endişesini taşıyoruz. Hükümet bu görüşleri dikkate alarak hatada ısrar etmemeli. Ortalama yıllık ücreti 1.500-2 bin TL olan dershaneleri kaldırıp fiyat aralığı 10 bin ile 20 bin lira arasında değişen özel okulları alternatif olarak sunmanın ekonomik bir yanı yoktur.” 
Editör: Doğu Gazetesi