Rehber Öğretmeni Durukan yaptığı açıklamasında; “Öğrencilerin verimli ders çalışmaların en önemli unsurlarından biride programlı ders çalışmalarıdır. Programlı çalışmadan kasıt kişinin yapacağı faaliyeti belirli bir düzen içerisinde sistemli, planlı olarak daha önceden belirlemiş olduğu zaman ve koşullar içerisinde yapmasıdır. Programlı ders çalışma çok zor ve disiplin isteyen bir iştir. Çünkü hazırlanan programa uyulabilinmesi için sadece derslerin ve zamanın değil tüm yaşamın(aile, çevre,vs.) programlanması gerekmektedir. Programlı bir toplum kültürüne sahip olmadığımız için programlı iş, ders çalışma yapmamız zorlaşmaktadır. Örneğin en basitinden evimize misafirin ne zaman geleceğini bilemeyiz. Peki o halde programlı ders çalışmak için neler yapmalıyız? ders çalışma programını nasıl hazırlamalıyız?, nelere dikkat etmeliyiz gibi sorular hemen aklımıza gelmektedir. Ders çalışma programı hazırlanırken öncelikle dikkat etmemiz gereken husus hazırlanacak programın öğrencinin zamanına, şartlarına, koşullarına, psiko-sosyal yönlerine, akademik başarı ve eğitim düzeyine ve son olarak ta aile yaşamına uygun yani öğrencinin bireysel farklarını gözeten nitelikte olmalı. Fen lisesi 12. Sınıf öğrencisi ile meslek lisesi 12.sınıf öğrencisine, ilkokul öğrencisi ile ortaöğretim öğrencisine, köyde yaşayan öğrenci ile şehir merkezinde yaşayan öğrenciye, belirli bir düzeyde ders çalışma alışkanlığı olan öğrenci ile hiç ders çalışmayan öğrenciye, vb. benzer ders çalışma programı hazırlanması doğru değildir. Mutlaka bu faklılıkların dikkate alınması gerekir. Ne yazık ki bir çok eğitim kurumunda (devlet okulları, özel dershaneler, vb.) standart olarak önceden hazırlanmış ders çalışma programları öğrencilere verilmektedir. Bu sadece ders çalışma programı yapılıyor göstermek için yapılan ve sonunda hiçbir yarar vermeyen bir çalışmadır. Program aşamalı bir süreç içerisinde hazırlanmalı. Yani hiç ders çalışma alışkanlığı olmayan öğrenciye başlangıçta günlük dört saatlik bir program hazırlanması yanlış olur. Daha küçük zaman diliminden başlanarak kademeli olarak arttırılmalı. Hazırlanan program mutlaka başta hazırlamaya yardımcı olan öğretmen/uzman tarafından daha sonrada ebeveynler tarafından periyodik olarak kontrol edilmeli takibi yapılmalı ki yaşanan sıkıntılar varsa hemen müdahale edilip düzeltilebilinsin. Program mutlaka öğrenci ile birlikte öğrenciye hazırlatılmalıdır. Çünkü öğrenci programı kendisi hazırladığını düşünürse buna daha çok sahiplenecektir. Uygulanmada sorumluluğunu alacaktır. Aksi taktirde başkası tarafından hazırlanan, standart olan programlarda uygulamada öğrenci yaşanacak sorunları karşı tarafa yükleyecek, sorumlu olarak öğretmeni/uzmanı gösterecektir” dedi. Daha sonra çalışmayı engelleyen konular hakkında konuşmasını sürdüren Durukan; ÇALIŞMAYI SÜRDÜRMEK “Zihnin Dağılmasını Önlemek” Amaç: Bu bölümde, çalışmaya başladıktan sonra çalışmayı sürdür¬meyi engelleyen zihin dağılmasının içten ve dıştan kaynaklanan se¬bepleri anlatılmış ve bunlarla başa çıkacak yollar önerilmiştir. SORULAR Bu bölümü okuduktan sonra şu soruların cevaplarını verebileceksiniz: 1) Zihnin dağılmasına yol açan sebepler nelerdir? 2) Zihnin dağılmasına yol açan ve içten kaynaklanan sebeplerle nasıl mü¬cadele edilir? 3) Zihnin dağılmasına yol açan ve dıştan kaynaklanan sebepler nelerdir? 4) Yatarak çalışmak, müzik dinleyerek çalışmak, çalışma verimini nasıl etkiler? 5) 5) Televizyonun ve telefonun çalışmayı engellememesi için neler yapmak gerekir? Dikkatin dağılması sebebiyle çalışma veriminin düşmesi; hem ders başında geçen sürenin uzamasına hem de zevk veren etkinlik¬lere daha az zaman ayırmaya yol açar. Diğer taraftan başarının düş¬mesi ve zevk veren etkinliklere zaman ayıramamak okuldan ve eği¬timden uzaklaşmaya sebep olur. Zihnin dağılmasına yol açan sebepler içten ve dıştan kaynakla¬nabilir. ZİHNİN DAĞILMASINA YOL AÇAN İÇ SEBEPLER Hayal kurmak ve Endişelere kapılmaktır. Hayal kurmak çalışmaya başlayan bir öğrencinin çalışmasını en¬gelleyen ve en sık karşılaşılan durumdur. Çalışmaya başladığınızda hayalleriniz sizi içine alıyor ve çalış¬manızı engelliyorsa size iki farklı yol önereceğiz; Birincisi böyle bir durumla karşılaştığınızda kurmak istediğiniz hayali kendinize bir ödül olarak verin. “Bu ders çalışma seansı¬mı tamamladığım zaman, 10 dk. hayal kuracağım” deyin. Eğer iç disiplini kuvvetli bir öğrenciyseniz, çalışma motivasyonunuz artacaktır. Bu takdirde seansın sonunda kendinize hak ettiğiniz ödülünüzü zevkle verin ve hayalinizi zevkle kurun. Ders çalışırken hayale dalarsanız ve bunu kendinize ödül olarak verecek şekilde erteleyemiyorsanız, ikinci önerimiz kurduğunuz hayale devam etmeniz ve bitirmenizdir. Hayalinizi bitirip doyu¬ma ulaşın ve tekrar dersinize dönün. Bu hayallerin geri gelmesi¬ni önlemenin bir yoludur. Hayallerinizi birdenbire keserseniz, bir süre sonra onları düşünmeye başlamanız kaçınılmazdır. Bir¬çok kişi hayal kurma isteği ve hayal kurmanın pişmanlık arasın¬daki ikilemden kendini kurtaramaz ve verimli çalışamaz. Siz öy¬le yapmayın. Hayalinizi tamamlayın ve dersinize dönün. Bazı öğrenciler hayallerini sürdürdükleri ve hayallerine gö¬müldükleri zaman, bundan çıkamadıklarını ve dolayısıyla derse dönemediklerini söylemektedirler. Böyle durumlar için önerece¬ğimiz yol şudur: Beş-on dakika gibi makul bir süre sonra derse dönemediğinizi fark ederseniz, yeniden kalkın yürüyün, hafif fizik egzersiz hare¬ketleri yapın, kendinizi, zihninizi ve havanızı değiştirin. ENDİŞELER Zihnin dağılmasına yol açan bir başka sebep endişelerdir. “Bu sınavda başarılı olabilecek miyim?” “Ya başaramazsam, annemin-babamın yüzüne nasıl bakaca¬ğım?” “Arkadaşlarım benden çok çalıştı, ben tam hazırlanamadım...” “Bu iş olmayacak galiba...” “Çalışacak bunca konu var, hiç zaman kalmadı. Mahvoldum, ha¬pı yuttum” Bunlar ve buna benzer düşünceler önemli bir sınava hazırlanan her öğrencinin zihnini meşgul eder. Bu tür endişelerle başa çıkma yolları dördüncü bölümde çeşitli yönleriyle ele alınıp incelenmekte ve çok yönlü başa çıkma yolları anlatılmaktadır. Ancak bu noktada basite indirgenmiş bir formül olarak kendi kendinize şu soruları sormanızı öneririz: “Bu düşünceler benim çalışmamı kolaylaştırıyor mu?” “Bu düşünceler amacıma hizmet ediyor mu?” “Bu düşünceler bana yardımcı oluyor mu?” Bu sorulara verilecek cevap “Hayır” olduğuna göre, yapılacak olan bu düşüncelerden uzaklaşıp çalışmaya yönelmektir” dedi.
Editör: Doğu Gazetesi