Tarihin eski dönemlerinde, ekonomi, emek ve toprağın bileşeninden ortaya çıkan bir kavram iken, bu gün ekonomi kavramı içerisinde bu iki faktöre girişim ve sermaye ilave oldu. Ancak ek faktörlere rağmen emek, halen ekonominin, dolayısı ile insan hayatının vazgeçilmez iki ana ve temel faktöründen biridir.
Dünya ekonomilerinin teknolojik gelişmeler ile özellikle Sanayi Devrimi sonrası yaşadığı zenginleşme ve büyümeden en az payı emek almıştır. Sanayileşme ve teknolojik gelişmeler ile ortaya çıkan emek yoğunluğunun azalması durumu, emeği vazgeçilmez olmaktan çıkarmak yerine, az emeğe daha fazla bedel gibi bir bakış açısı ile emeğe hak ettiği değeri, büyümeden ve zenginleşmeden doğan payı vermek şeklinde yorumlanmalıdır.
Emek, dinimizce de kutsal sayılan bir kavramdır. "Emek sahibine hakkını, alnının teri kurumadan vermek." gibi bir geleneğe sahibiz. Bu bilinçle hareket edilmesini salık veren düsturlarımız, aslında ekonomilerimizi ayakta tutabilmenin ince sırlarını, ipuçlarını, yüzyıllardır, nesilden nesile aktararak bizlere ulaştırmıştır.
1 Mayıs'ı, emeğe ve emek sahiplerine duyulması gereken saygıyı ifade eden bir gün olarak kutluyoruz.
Devlet olarak resmen kutladığımız bu günde, verdiğimiz demokratikleşme mücadelesini bir adım daha ileriye taşımak, yine bizim elimizde. Sağduyu ile bu güne yüklenen mananın dışına taşmadan kutlanacak 1 Mayıslar, ülkemizde demokrasi beşiği medeniyetlere ders verecek bir zeminin oluşmasına imkân sunacaktır.
Emeğe ve emek sahiplerine daha çok saygı, onlar için daha yaşanılabilir bir hayat temennisi ile bütün emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günlerini kutluyorum” dedi.
