Türkiye’nin en büyük  problemlerinden biri olan, uzun yıllardır da devam eden terör  probleminin dününü, bugününü, yarınını birlikte sorgulamak , Milli birlik ve kardeşlik projemizin son perdesi olan çözüm sürecini  Terörden bir çok kez yüreği yanmış, Siz Aziz Hemşehrilerimle değerlendirmek istedim. Bugünlerde tarihi bir süreçten geçiyoruz. Biz her birimiz, son 30 yılda yaşananları   çok iyi biliyoruz. Çünkü herbirimiz buna şahitlik ettik.  30 yılda çoğu genç olmak üzere 40 binden fazla insanımızı kaybettik. 300 milyar Dolarlık kaynağımızı heba ettik, her boyutuyla büyük acılar yaşadık. 20 yaşında, sevdaları olan, hayalleri olan, umutları olan, gencecik fidanlarımızı , şehitlerimizi toprağa verdik. Türkiye'nin her yerinde, nice anne üzerine tir tir titrediği evladını zamansız olarak kaybetmenin acısını yaşadı. Nice baba, aslan gibi evladının cansız bedeni önünde yutkundu, gözyaşlarını kalbine akıttı.  Nice bebek, nice çocuk ,ne olduğunu anlayamadan ,olan bitene anlam veremeden ,o masum gözlerle, o soran ve sorgulayan gözlerle babasının tabutunun arkasından bakakaldı. Nice eş, nice nişanlı, nice sözlü, nice yavuklu,  sevgilisini , eşini yitirmenin acısını, burukluğunu yaşadı. Beşikte bebekler katledildi, sokak ortasında hamile kadınlar vuruldu, çarşılarda, pazarlarda çocuklarının gözleri önünde nice anneler, nice babalar yok oldu.
Değerli  Hemşehrilerim;
Dikkatinizi çekiyorum, 1984  yılında doğanlar bugün 29 yaşındalar, bir ömür terörle geçti, bir nesil terörle, terörün tehdidiyle büyüdü. Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki;  milletimiz, bu meselenin çözülmesini istiyor. Hiç kimse  artık bahaneler duymak istemiyor. Milletimiz artık anaların göz yaşlarının dinmesini, akan kanın durmasını istiyor.  Bu süreçte iyi niyetliler  çözümü arar, kötü niyetliler suçlu arar, Milletimizin izzeti nefsine dokunacak, şehitlerimizin ruhlarını incitecek, şehit anne ve babaların onurlarına dokunacak, hiçbir pazarlığın içinde olmadık, olmayacağız. Biz gelişim ve değişimin  mimarı Genel Başkanımız Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’la Afyon’dan yola çıkarken, adalet üzerinde temellenen, adalet üzerinde yücelen, bir millet siyasetini ilke edindik. Ülke sevdasını en üst düzeyde hissederek, tek vatan , tek bayrak, tek millet, tek devlet dedik, demeye de devam ediyoruz. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Kardeşlik günüdür. Gün Türkiye’nin büyümesini ve kalkınmasını, güven ve istikrarını  içine sindiremeyen dış mihraklar ve onların içimizdeki taşeronlarına inat , akan kanları durdurma günüdür.Gün çözüm sürecini engellemek isteyen tüm provakatörlere rağmen, gönül seferberliği ilan etme günüdür.

Gün;    “ Değil miyiz hep bir gardaş
      Yakar bizi bizim ataş
      Söndürmektir tek çaresi “
Diyen Şairin sesine kulak vererek 29 yıldır ocaklara düşen ateşleri söndürme günüdür. Yüce milletimize güveniyor ve gönülden inanıyorum ki huzur ve güven ikliminin 780 bin km kareyi sarıp sarmaladığı günler yakındır. AK Parti olarak, toplumun her kesiminin; Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni; Laz, Çerkez demeden tüm vatandaşlarımızın eşit , saygın, onurlu bireyler olarak demokratik haklarını en iyi şekilde kullanabildikleri güçlü ve müreffeh bir ülkede yaşaması temel önceliğimizdi. Bu öncelik doğrultusunda adımlar attık. Güçlü ve lider  ülke Türkiye hedefine emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Daha güçlü, daha kararlı, daha huzurlu ve mutlu , daha müreffeh ve daha gelişmiş bir Türkiye sevdasıyla… 
Editör: Doğu Gazetesi