Köylüler yapılması planlanan barajın ÇED raporunun olumsuz çıkmasıyla bir nebze de olsa sevindiklerini ancak firmanın bu işin peşini bırakmayacağını, baraj yapılması adına yine girişimlerde bulunabileceği ihtimali nedeniyle korktuklarını söylediler.

Köylü vatandaşlardan Hayal Sezgin, köylerinden ayrılmak istemediklerini belirterek; “Burası bizim yurdumuz, vatanımız buraları bırakamıyoruz. Hastamız var, malımız var. Şehirde geçinmek çok zor, şehre gidemiyoruz. Biz köyümüzü istiyoruz. Baraj bize lazım değil, bize köyümüz lazım” dedi.  

Köylü vatandaşlardan Elif Taner ise, yıllar sonra köyüne döndüğünü dile getirerek; “40 yıl sonra doğduğum köyüme geri dönmek zorunda kaldım. Çünkü büyük şehirlerde yaşamak istemiyorum. Kendi atalarımın, dedelerimin yurdunda yaşamak istiyorum. Gelecek nesiller için, yeğenlerim için bu baraja hayır diyorum. İstemiyoruz barajı ve doğal güzelliklerin yok olmasına izin veremeyiz” diye konuştu.

Barajın kendilerine ölüm getireceğini dile getiren felç hastası Mehmet Sezgin ise açıklamasında; “Ben 25 senedir felcim. Ama köyüm ne doktor istedi, ne şehir istedi. Köyümde yaşamak istiyorum. Köyüm ilaç gibi bana. Ama barajı hiç istemiyorum. Ben burada yaşadım burada ölmek istiyorum. Baraj bizim için ölümdür. Baraja hayır” diye konuştu.

Son olarak konuşan Gülşen Esen isimli köylü vatandaş; “Bu baraj çalışmalarının yapıldığından beri biz mücadele ediyoruz, baraj istemiyoruz. Buraların her tarafı köy ve köy meraları. Köylüler bu barajdan hep etkilenecek. Burada herkes malcılıkla uğraşıyor. Koyunları var, inekleri var. Zaten köylere ait olan meralar sadece bu Fırat kenarı. Eğer burada baraj olursa, 24 köy buradan sürgün edilmek zorunda” diyerek düşüncelerini katardı.

Editör: Doğu Gazetesi