1. Hz. Peygamberin Hayatının Gençlere Rol Model Oluşu “Üsve-i hasene”

“Hz. Peygamberin (s.a.v.) hayatı, biz müminler için bir bütün olarak uyarıcı, örnek, bağlayıcı, eğitici ve rol modeldir, bir paradigmadır, perspektiftir, dünya görüşüdür, ideolojisini bilgi ve hikmetle oluşturan kişidir. Zihin haritasını çizendir.

Dünyaya şiir şehirlerini biz sunduk. Şehir Hz. Peygamber’dir. Medine Hz. Peygamberdir. Hz. Peygamber kendini “Medinetü’l-İlm” diye niteliyor.

İslam için din kurucusu olarak, Hz. Peygamberin şahsiyeti inananlar için mutlak örnektir;

“Muhakkak ki, sizin için, Allah'ın huzuruna çıkmayı umanlar, ahiret gününe inananlar ve Allah'ı çok çok zikredenler için Allah'ın Rasulü güzel bir örnektir.” (Ahzab, 21) ayetine göre Müslümanlar için Hz. Peygamberin (s.a.v.) kendisi ve O’nun Sünneti, bir model ve İslâmî yaşam kalıbı olarak Müslümanlara “karakter” bahşeden “öznel” bir dinamiktir.

Her peygamber kendi ümmetinin tarihini yaşar, her ümmet kendi peygamberini makro açıdan yaşar. Hz. Peygamber kendi hayatındaki hicretlerle, ızdıraplarla, sınamalarla yaşar.

  1. Hz. Peygamberin (s.a.v.) “Hatemü’n-Nebiyyin” Oluşu

Kur’an Hz. Peyamberin sıradan bir insan olmadığını, onun değerinin çok yüksek olduğunu bize şöyle bildirir:

“Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değildir. Fakat O, Allah'ın Rasûlü ve peygamberlerin mührü/sonuncusudur" (el-Ahzâb, 40)

a- Bu yönüyle nebevi hayat, bizi eski peygamberlerin keşiştiği noktalara götüren, onlarda birer parçalar bulduğumuz derin anlamları olan bir hayattır.

b- Bu ayetten anladığımıza göre Hz. Peygamber (s.a.v), bütün peygamberlerin, sonuncusu ve bir anlamda nübüvvetlerin özü, tüm peygamberlik tecrübelerinin kavşak noktası ve özetidir.

c- Dolayısıyla Hz. Peygamber (s.av.), bir yönden atası Hz. İbrahim gibi putperest kavminden uzaklaşarak uzlete çekilmiş, derin tefekkür ve tehannüs ortamında kavmini ve tüm insanları putlardan kurtarmak için tevhid arayışında bulunmuştur.

d- Yine Hz. Peygamber (s.a.v.), tıpkı Hz. Yusuf (as) gibi bizzat kendi kavmi, kabilesi tarafından ihanete uğrayıp öldürülmek istenmiş, tıpkı Hz. Eyyub (a.s.) gibi eziyetlere sabretmiş, Hz. Yunus’un (a.s.) Ninova’da taşlanması gibi Taif’te taşlanmıştır. (Üzüm bağına sığındığında Attas isimli genç ona üzüm ikram ettiğinde ona besleme çekmiş o da Yunus’u hatırlatmıştır.)

Ayrıca Hz. Peygamber (sav), tıpkı Hz. Musa (a.s.) gibi Hz Musa gibi Allah (c.c.) ile karşılıklı konuşmuş, onun gibi hicretin peygamberi olmuştur. Yine o, tıpkı Hz. Süleyman (a.s.) gibi çevre kralları, İslam’a çağırmak üzere diplomatik ilişkiler kurmuş, Hz. Davud (a.s.) gibi zırh giyip savaşçı bir peygambere dönüşmüş, Hz. İsa’nın (a.s.) göğe yükselmesi gibi Miraca çıkmıştır.

Hz. Peygamber, “Uhud’da kardeşim davut bir kez zırhını giyince savaşmadan çıkarmazdı” buyurdu. Mekke’ye girerken “Ben de kardeşim Yusuf gibi hepinize diyorum bu gün size kınamak yoktur, gidiniz hepiniz özgürsünüz!”

  1. Hz. Peygamberin “Rahmeten lil Âlemîn” Alemlere Rahmet Oluşu

Kur’an’da geçen “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107)

İslamın Alemlere rahmet oluşu

1. Bir Çinliye “sen müslümanmısın?” dersek o, hayır der ama sen Taoya teslim oldunmu dersek evet der.

2. Bir Hıristiyana “sen müslümanmısın?” desek hayır der, peki sen yüce Tanrın gökteki babaya teslim olan biri misin desek, evet der.

3. İslamın sıfatları diğer dinler için isimdir: Doğru yol (Tao) sırat-ı mustakimle özdeştir.

4. Budizm kendisine kopmaz kulp adını verir. Bizim için de İslam “urvetü’l vüsqa”dır.

5. Âlemlere rahmet oluşunu anlatan ayet, Müslümanlar için Hz. peygamberin evrensel değerini ifade eden somut bir gerçekliktir. Bu da bize göstermiştir ki;

1. Hz. Peygamberin (s.a.v) hayatındaki en evrensel yön burasıdır.

2. “Rahmeten lil alemin” oluşuyla bütün alemlerde merhamet, selamet ve muhabbet artırmıştır.

3. Onun getirdikleri, çoğulcu bir dünyada insan hayatını kolaylaştıran tüm insanlık için verdiği küresel mesajlardır.

Sınırlar kalktı… Artık, tek bir dijital kürede yaşıyoruz. Dünya ölçeği büyüdü, ufuklar daraldı, ufkumuz daraldı. Günümüz insanı hızın ve hazzın peşinden koşuyor.”

Editör: Doğu Gazetesi