Okuma alışkanlığının hayat boyu kazanılması adına birinci sınıfın en önemli adım olduğuna vurgu yapan Keziban Karakaya, “Velilerin akıllarında özellikle birinci sınıf öğrencilerinin okuma yazma alışkanlığı kazanmasıyla ilgili soru işaretleri olabiliyor. Birinci sınıf gerçekten çok değerli ve sabır gerektiren bir süreç. Her şeyden önce her çocuğun özel olduğunun, kendine has becerilerinin ve yeteneklerinin olduğunun farkında olmak gerekiyor. Başka çocuklarla kıyaslamak, eleştirmek çocuğun geriye gitmesine sebep olur. Okuma yazma süreçlerinde el kasları, psikomotor beceriler de etken olduğu için kimisi ilk aylarda daha hızlı beceri gösterebilirken kimisi de sonraki süreçlerde birden hızlı bir atak geliştirebiliyor. Bu noktada sabır çok önemli” dedi.

Çocukların en büyük rol modellerinin aileleri olduğu belirten Karakaya, açıklamalarına şöyle devam etti: “Biz öğretmenler gün içerisinde 6-8 saat gibi bir süreçte çocuklara model oluyoruz ama çocuklar geriye kalan tüm zamanlarını evde geçiriyorlar. Bu sebeple en büyük model ebeveynler oluyor. Çocuğunuza kitap okumayı tavsiye ediyorsanız ama kendiniz okumuyorsanız bu tavsiye çocuğun üzerinde yeterli etkiyi göstermeyecektir. Bu konu, her zaman biz öğretmenlerin kanayan yarası oldu. Her ne kadar eğitim sistemi içinde Türkçe okur-yazarlığı konusu üzerinde yoğun şekilde durulsa da kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Çocuğun eğer okuma becerisi iyiyse matematikte problem çözme becerisi de aynı oranda iyi oluyor. Özellikle birinci sınıfta çocuğu olan ebeveynlerin bunlara çok dikkat etmesi gerekiyor. Kendi zamanlarından ödün vermeleri çok önemli. Ben her zaman velilerime şunu söylüyorum; siz birinci sınıfta çocuk için ne kadar kendinizden ödün verirseniz sonraki sınıflarda daha rahat bir süreç geçirirsiniz. Çocuğun daha emin adımlarla ilerlemesi için sağlam bir zemin oluşturmalısınız.”

“OKUMA ALIŞKANLIĞI EDİNENE KADAR KENDİ SEÇTİĞİ KİTAPLARI OKUMALILAR”

Okuma alışkanlığı edinmenin zor bir süreç olduğunu, çocuğun bu süreci severek yaşaması için kendi tercih ettiği konularda kitaplar okuması gerektiğine vurgu yapan Karakaya, “Okunacak şeyler ilk başlarda çocuğun kendi tercihine bırakılmalı. Tabii ki gözlem yapılabilir ama daha çok onun hoşlanacağı kitaplar seçilerek okuma alışkanlığı sevdirilmeli. Velilerimizin bu konuda rolü çok önemli” diye konuştu.

“ÖDEV SADECE EKSİK KONULARI TAMAMLAMAK İÇİN DEĞİL, ÇOCUĞUN SORUMLULUK BİLİNCİNİN GELİŞMESİ İÇİNDİR”

Çocuğun sorumluluk bilincinin gelişmesi açısından en önemli konulardan biri olan ödev konusuna da değinen Karakaya, “Eğitim öğretim sürecini yönetebileceğimiz en büyük destekçimiz veliler. Öncelikle çocuklara güven arz etmeliler. Onlar sabırlı ve güvenli bir tutum sergilerler ise çocuklarda oluşabilecek kaygıları da azaltmış olurlar. Özellikle birinci sınıfa başlayacak öğrenciler için okula uyum, yeni arkadaşlara alışma süreçleri söz konusu oluyor. Bu hususta ebeveynler özellikle akşam yemeklerinde çocuğun okulda neler yaptığına dair sohbetleri rutinleri içerisine alırlarsa çocuk da hayatında bunu normalleştirecektir. Eğitim süreci içerisinde özellikle ödev yapma sorumluluğunda sıkıntılar yaşanabiliyor. Bu noktada ebeveynlerden beklentilerimiz öncelikli olarak ödevin çocuğun sorumluluğunda olduğu bilincinin kazandırılması oluyor. Bizler ödevi sadece çocuğun eksik kalan konularını tamamlamak ya da öğrendiği bilgileri pekiştirmek amacıyla vermiyoruz. Çocuğun süreç içerisinde günlük hayatında da belli sorumluluklar alabilme bilincini yaşatmak adına veriyoruz. Bu noktada ilk başlarda veliler çocukların yanlarında dursalar dahi alışma sürecinden sonra çocuğa ödevin öğretmen ve öğrenci arasındaki sorumluluk bilinci olduğu aşılanmalıdır” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUĞU ELEŞTİRMEYİN”

Ebeveynlere çeşitli tavsiyelerde de bulunan Karakaya, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Çocuklar ödevleri ve performans çalışmalarını yaparken velilerin eleştirel bir dil kullanmamaları gerekiyor. Çocuğun hatalarını eleştirmek yerine onları yüreklendirici bir dil kullanmak motive açısından en önemli adımdır. Eğer çocuğun potansiyelinde varsa zaten bu motivasyonu da aldıktan sonra süreci çok daha verimli geçirecektir.  2016-2017 eğitim öğretim yılı tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve ebeveynlerimize hayırlı olsun. Güzel sağlıklı huzurlu ve başarılı bir yıl olmasını diliyorum.”

Editör: Doğu Gazetesi