İl Müftülüğü Konferans Salonunda düzenlenen anma gecesine Erzincan Valisi Süleyman Kahraman, Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir, İl Müftüsü Yavuz Karabayır, sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Sarıkamış Şehitleri tarihçi gözüyle ve belgelerle anlatılırken izleyiciler geçmişin izleriyle duygusal anlar yaşadılar. Tarihimizle günümüz arasında sık sık vurguların yapıldığı konferansta tarih şuuruna ve geçmişi bilerek geleceğimize yön verme görevinin önemine dikkat çekildi. Sunuculuğunu Din Hizmetleri ve Eğitimi Şube Müdürü Yaşar Ergincan’ın yaptığı konferans, Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Terzibaba Camii Müezzin Kayyımı Zakir Kırıcı’nın tilâvet ettiği Kur’an-ı Kerim ile başladı. Konferansa ev sahipliği yapan İl Müftüsü Yavuz Karabayır açılış konuşması yaptı. Konuşmasında; “Kıymetli Misafirler, bu toprakların nasıl vatan edinildiği bilmemiz bizlerin geleceğe daha gayretli ve daha birlik içinde gitmemiz için çok önemlidir. Yüz yıl önce içlerindeki kinini silahla, savaşla ortaya koyan düşman bugünde hiçbir şekilde fikrini ve planlarını değiştirmemiştir. Yine elinden gelen her türlü fitneyi ve fesadı düşünerek kardeşliğimizi bitirmeye çalıştırmaktadırlar. Onun için, bu toprakların yurt edilmesi için canlarını dün eksi kırk derecelerde yokluklar içerisinde çıplak ayaklarla nasıl şehit olduklarını bilmemiz lazım. Tarihini bilmeyen bir toplum birlik beraberlik içerisinde bulunamaz. Onun için geçmişimizde bize yapılanları bilerek bugünde gerçek hayatta nasıl bizi parçalamak istediklerini bilmemiz gerekiyor. Sarıkamış Harekâtı’nda kışın taarruz edilmesinden ziyade donanımsız bir ordunun cepheye sürülmesi var. Kıyafeti, silahı, cephanesi yetersiz bir ordunun sadece dilek ve temennilerle yönetilmesi Sarıkamış acısını doğurmuştur. Bu devletlerle yüz yıl önce vatan için canlarını hiçe sayan Allahuekber Şehitlerimizi, kardelenlerimizi bir kez daha yâd ediyor, ölümüne itaati vazife bilen şehitlerimizin huzurunda saygıyla eğiliyoruz ruhları şad olsun. Allah cümlesine rahmet ve merhametiyle muamele eylesin” Daha sonra kürsüye gelen Vali Süleyman Kahraman; “Şehadet deyip geçmemek lazım. Herkesin bir ağlayanı vardır ama Sarıkamış Şehitlerinin maalesef ağlayanı olmamıştır. Bu yönüyle de maalesef tarihimizin bu elim hadisesi tam anlaşılabilmiş ve anlatılabilmiş değildir. Nesillerimiz tarihine yabancı kalmıştır. Bu gün burada konunun uzmanı konuşmacımız, tarihçi yazar Muzaffer Taşyürek kardeşimiz bizleri konu hakkında aydınlatacaklardır. Ben sözü uzatmadan mikrofonu kendilerine bırakıyor, sizleri selamlıyorum” dedi. Gecenin anlam ve önemini, Sarıkamış Şehitlerini 100. Yılında rahmet ve minnetle hatırlamaya vesile olacak değerlendirmelerini yapmak üzere kürsüye gelen Muzaffer Taşyürek; “Enver Paşa komutasındaki birlikler, 22 Aralık 1914- 15 Ocak 1915 tarihleri arasında Sarıkamış’taki Allahuekber Dağları’nda Rus kuvvetlerini püskürtmek isterken ağır kış koşulları ile karşılaştı. Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarına göre 60 bin asker şiddetli soğuk, açlık ve yetersiz kıyafete yenilerek şehit düştü. Sarıkamış harekâtının çok iyi anlaşılması gerektir. Başında büyük devletle, büyük medeniyetin kurucusu Osmanlı devletimiz Batı’da Çanakkale Zaferi ile Doğu’da Sarıkamış ile insanlık tarihine büyük bir destan yazmıştır. Birliğin tehlikede olduğunu bilen Yemen’den Balkanlar’a, Irak’tan Suriye’ye dört bir yandan insanlar bu topraklara gelmişler, tevhidin tehlikede olduğu anlayışı ile insanlara ders vermek için bu topraklara ve bu topraklarda kurtarmak istedikleri dünyaya geliş nedenleri uğruna şehit düşmüşlerdir. Onları minnetle şükranla yâd ediyoruz. Allahuekber Dağları beyaz bir kar örtüsü ile tertemiz olsun diye kefenlemiş ve bağrında onları saklamaktadır. Sarıkamış, Allahuekber, 90 bin şehit deyince söz kıymetini kaybeder. Bu kavramlarla herkes kendince bir cümle kursun ve yüreğinin arzu ettiği biçimde yâd etsin şehitlerimizi… Burada yaşananlar burada ortaya konulan kahramanlıklar her zaman hatırlanacaktır. Gençlerin burada yaşananları bizzat görmeleri gerekir. Ecdadımız vatan için millet için kutsal değerleri için şehit olmayı göze alarak buraya geldi. Bu bilinç ve inançla biz bugün de yolumuza devam ediyoruz, edeceğiz. Devletimiz, milletimiz çok güçlü Elhamdulillâh. Hiç kimse bu milletin içerisine ayrılık sokamayacak. Bu milletin gençliği buna müsaade etmeyecek. Bugüne kadar nasıl müsaade etmedilerse yine izin vermeyecekler. Ecdadımıza sahip çıkacağız. 1. Dünya Savaşı’nda on binlerce vatan evladı burada vatanı, bayrağı ve milleti için şehit düşmüştür. Mezarları kar ve buz olan ecdadımızı Ruslar karlar ve buzlar eriyince ortaya çıkarmış ve toplu mezarlara defnetmişlerdir. 1915 yılında yapılan bu savaş bizim için trajediye dönüşmüştür. Yüz yıl önce Anadolu’nun dört bir yanından gelen 90 bin Mehmetçik burada destan yazmıştır. Türk milleti, Anadolu’yu vatan yapmak için ayağını bastığı her karışın bedelini ödemiştir. Bu topraklarda sadece yaşamadık canımızla kanımızla kendi destanımızı da yazdık. Kim bizden ne isteyecekse önce bedelini ödeyecektir, bu toprakları kan çiçekleriyle vatan yaptık. Allah bu millete bir daha böyle acı yaşatmasın. Bu topraklarda gaflete düşen fitneye yenik düşer. Geleceği inşa etmek için geçmişte yaşadıklarımızı unutmamalıyız. Eğer 30 yıldır ekilen fitne tohumu bizi birbirimize düşürememişse, milletimizin basireti ve feraseti sayesindedir. Bunu muhafaza etmeliyiz. Daima güçlü olmaya, diri olmaya mecburuz. Türkiye Cumhuriyeti İslam coğrafyasının parlayan yıldızıdır. Bugün neyimiz varsa şehitlerimize gazilerimize borçluyuz. Gelin böylesine anlamlı günde birliğimizi ve dirliğimizi bir daha pekiştirelim. Bugünleri bir muhasebe günü yapalım. Şehitlerimize ve gazilerimize miraslarına ne kadar sahip çıktık? Bu ülkenin insanları olarak şehitlerimize ve gazilerimize olan borcumuzu ne kadar yerine getirebildik? Bunun muhasebesini yaparak nesillerimizi, çocuklarımızı bu şuurla yetiştirelim” diyerek sunum eşliğinde fotoğraflarla gecenin misafirlerine tarihi bir gün yaşattı. Konferansın ardından Erzincan Müftülüğü tarafından gecenin hatırasına hazırlanan bir bakır işleme ile plaket, Valimiz ve Belediye Başkanımız tarafından misafir konuşmacıya takdim edildi.
Editör: Doğu Gazetesi