Yaklaşık 140 taşeron işçisi, fabrika önünde kadro istediklerini söylediler. Kısa süre önce özelleştirilen Erzincan Şeker Fabrikasında çalışan taşeron işçiler fabrika önünde yaptığı basın açıklaması ile kendilerine kadro verilmesini istedi. Özelleştirilen Erzincan Şeker Fabrikası önünde toplanan işçiler, kadro beklerken işsiz kalacakları endişesiyle basın açıklaması yaparak kadronun bir an önce tahsis edilmesini, eğer bu mümkün değilse diğer kurumlarda istihdam edilmelerini istediler.

Taşeron İşçiler adına açıklama yapan Kamu Taşeron İşçileri Birliği Derneği Erzincan Temsilcisi Tuna Özalkan, ‘’Bizler maalesef, hangi bakanlığa, hangi kuruma ya da hangi yere bağlı olduğu bilinmeyen ve bu anlamda her tüzel ve gerçek kişiye göre çeşitli görüşler olan Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş'nin taşeron yani alt işveren işçileriyiz. Bağlı olduğu yer bilinmeyen diyoruz. Çünkü 2015'te mevcut iktidar tarafından tüm taşeron işçilere kadro vaadi verilmişken bu bağlamda Aralık 2017 de taşeron işçilere kadro verildiğinde " Sizin asıl işvereniniz KİT olduğundan kapsam dışısınız" denmiş ve bizler kadro alamamıştık.  Bundan sonra yine 30 Haziran 2018'de KİT'ler ve bağlı ortaklıklarında çalışan taşeron işçiler için kadro düzenlemesi yapılmış ve bu sefer de "Sizin asıl işvereniniz KİT değil" denmiş ve bizler yine hem vaat edilen hem de bizim için kölelikten kurtulma anlamına gelen kadrolarımızı alamamıştık. Ayrıca Aralık 2017'deki kadro tahsisinde 4 Aralık 2017'den bir gün önce bile işe girmiş taşeron işçiye kadro verilirken 30 Haziran 2018'deki kadro tahsisinde 30 güne kadar kaybın kabul edilmesi ve 2 yıl kesintisiz çalışma şartı aranması, söz konusu kararnamede adaletsizliğe sebep olmuş, bizlerde şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaratmıştı. Tüm bunların üzerine Şeker Fabrikalarının üçer beşer özelleştirilmesi, buna bağlı olarak Şeker Fabrikalarında çalışan memur, kadrolu işçi ve geçici işçiler için gelecekleri adına ayrı ayrı seçenekler sunulmuş ve bizler için hiçbir çalışma, düzenleme veya seçenek ortaya konulmamıştır. Bizler adeta bu yok sayılmamızın nedenini anlamamışken şu soruları soruyoruz, 15 Temmuz 2016'da Sayın Cumhurbaşkanımızın davetine hiç düşünmeden icabet etmiş ve günlerce meydanlarda nöbet tutmuş Şeker Fabrikaları taşeron işçilerinin devletimize karşı suçu ya da günahı nedir? Bizlerin çoluk çocuğu, borcu derdi yok mudur? Taşeron işçi statüsündeki yüz binlerce kişiye kadro verilmişken sayısı hepi topu 3 bin civarında ve emeğinin karşılığı genellikle asgari ücret seviyesinde olan Şeker Fabrikalarının taşeron işçileri mi devletimize yük olmuştur? Halbuki Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Meclis Başkanımızın, Sayın Jülide Sarıeroğlu’nun, Sayın Mustafa Elitaş’ın, Sayın KİT Komisyon Başkanının, 6 aydan itibaren özelleştirme nedeniyle mağdur olmayacağımız yönündeki sözlerine karşın tazminatsız işten atılarak yok sayılmamız mı bizlere reva görülecekti. Bizler Şeker Fabrikaları taşeron işçileri olarak özelleştirme sonucu deyim yerindeyse kapıya konacağımız bugünlerde, başta Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve yetkililerden, bizlere vaat edilen ve hakkımız olan kadronun bir an önce tahsis edilmesini, eğer bu mümkün değilse diğer kurumlarda istihdam edilmemizi bu sayede kölelikten çıkarak yaklaşık 6 aydan beri yetkililerce bize söylendiği gibi yapılan özelleştirmeler sonucunda mağdur olmamamızı istiyor ve bekliyoruz.’’ dedi.

Fabrika işçileri basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.

Editör: Doğu Gazetesi