Geçtiğimiz günlerde Avukat Mustafa Çağatay Çağan’la beraber Erzincan’a yerleştirilen mültecileri ziyarete gittik.
            Geçit Beldesi’nde Kızılay tarafından kurulmuş onlarca çadır bir ramazan gününde adeta insanlara sesleniyor.
            İlk defa bu kadar kalabalık bir mülteci gurubuyla karşılaştım. Yaklaşık 200 kişi. Beklemekten yorgun düşmüş, çözümsüzlükler arasında sessizliği taşıyan, yeter artık diyen gözlerle ilk karşılaşmamızdı. Dillerimiz farklı da olsa anlatmak istedikleri vardı.
            Hepsinin ayrı bir hikâyesi var.
            Yıllardır kendi ülkelerinde kazandıklarını, biriktirdiklerini en önemlisi de sevdiklerini geride bırakarak düşmüşler yollara. Tek amaçları insanca yaşayabilecekleri ülkelere ulaşabilmek. İster Müslüman, ister Hıristiyan ister Sosyalist olsun ortak talepleri bu.
             Sömürge devletlerinin kendi ülkelerinde çıkardıkları iç karışıklıklardan kaçmışlar ama ne çeliş kidir ki yine o sömürge ülkelerine ulaşabilmek için bin bir eziyeti göze almışlardı.
             Kendilerine yeni bir yaşam inşa etmek adına.
             Mülteciler için Erzincan bir bekleme noktası. Kendilerine yeni bir vatan bulana kadar. Bu bekleyiş altı ay, bir yıl veya iki yıl olabiliyor.
             Erzincan’a gelenler öncelikle yerel idarenin belirlediği Geçit Beldesi’ndeki bir alana yerleştirilmişler. Her aileye bir çadır kurulmuş. Eğitim, sağlık, altyapı, temiz su ve iaşeleri için Erzincan Valiliği sosyal yardımlaşma vakfı kanalıyla bir takım adımlar atılmış.
              Sonrasında ise muhtemelen imkânları olanlar kenar mahallelerdeki ucuz evlere yerleşecek, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışacaklar.
               Ramazan boyunca iftar yemekleri Erzincan Belediyesi tarafından karşılanacak. Sahurun verilmemesine ise üzüldük.
              Bizden 5-10 dakika önce Milletvekili Sayın Sebahattin Karakelle, Belediye Başkanı Sayın Yüksel Çakır ve Vali Yardımcısı Sayın Abdullah Çiftçi bir ziyarette bulunmuşlar. Hepsine bir umut doğmuş. Çaresizlik içindeysen ve yoksulsan söylenen her söz senin için bir umut oluyor. Onlar için birilerinin kendi sorunlarına tanık olması bile çok önemli.
              Erzincan Sosyal yardımlaşma vakfının belirlediği görevliler ilgileniyor gelen yardımlarla buradaki hayatı düzenlemeye çalışıyorlar.
              Şunu özellikle belirtmemiz lazım, katkıda bulunacak vatandaşların sosyal yardımlaşma vakfıyla irtibata geçmeleri yardımların tek elden kontrolü açısından önem taşıyacaktır.
              İftar vakti yaklaşmış onları mütevazı rızıklarla bırakıyor, fakirlerin değil zenginlerin çağrıldığı gösterişli sofralara, davetlere dönüyoruz. Onlara bedenlerini terbiye etmek, bizlere israfın dibine vurmak kalıyor. Basın camiasından biri olarak her gün bir iftar daveti alıyorum. Katıldığım iftar davetlerinde ne fakirlere ne de yetim bir öğrenciye rastlayamıyorum. Erzincan’da bu sene gelenekleri değiştirebiliriz.
               Fakiri, yetimi, dulu sevindirmek isteyenlere, eline aldığı bir poşeti gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak isteyenlere ve çadırlar arasında mütevazi iftar programları düzenlemek isteyenlere Geçit Beldesi’nde ki sığınmacıları hatırlatmak istedik.
               Sevgi ve muhabbetle…
               Hayırlı ramazanlar…