AK Parti Milletvekili Serkan Bayram barış elçisi oldu AK Parti Milletvekili Serkan Bayram barış elçisi oldu

Eski Türkçe'de yer alan ve zaman zaman dizi ve filmlerde karşımıza çıkan kelimelerin nereden ve ne anlama geldiğini biliyor musunz? İşte eski Türkçe'yle ön plana çıkan kelimeler ve anlamları...

Mamafih: Durum böyleyken, buna rağmen...

“…Mamafih, ilerlemekten vazgeçmeyi hiç düşünmedi.”

Münferit: Tek, ayrı veya kendi başına olan...

“Ama bu münferit hayranlıklar aldatmamalı bizi.”

Mütevellit: -den dolayı...

"Hatıradan mütevellit, kaldıramadık o hesabı…"

Mütehassis: Duygulanmış, duygulanan, duygulu...

“Gösterdiğiniz alicenap tavırlar karşısında pek bir mütehassis oldum efendim.” 

Alicenap: Cömert, onurlu, şerefli...

"Misafirlerini alicenap bir şekilde ağırlayan ev sahibi, onları rahat hissettirmek için elinden geleni yaptı."

Muzır: Zararlı...

“Kıymetli bir yazarın, çok başarılı bir eseri hakkında soruşturma başlatıldığı ve “muzır neşriyat” olduğuna karar verildiği ilan edildi."

Berceste: Güzel, latif, seçilmiş, değerli...

"Resimdeki ayrıntılar, sanatçının berceste yeteneğini gösteriyor ve büyüleyici bir eser ortaya çıkarmış"

Beyhude: Yararı olmayan, anlamdan yoksun/ Boşuna uğraş...

“O işe yaramaz adamı kurtarmak için gösterdiği tüm çaba beyhudeydi.”

Müteşekkir: Teşekkür etme...

“Alakadar olmanıza müteşekkirim hanımefendi.”

Namütenahi: Sonsuz, ucu bucağı olmayan...

“Onu düşündüğüm her an, namütenahi bir fezada süzüldüğümü hissediyorum.”

Dilhun: İçi kan ağlayan/ Üzüntülü/ Kederli...

“Ne zaman kıbleye dönsem dilhun / Seni bir mahfede pûyan görürüm” (Tevfik Fikret).

Meyus: Üzgün, karamsar, umutsuz...

“Bizi bu meyus hal ve tavırlar bitiriyor açıkçası."

Haddizâtında: Aaslında, esasında...

“Haddizatında pek de önemli bir ihale değildi.”

Editör: Sena ERDOĞAN