Vali Bey’in bir konuşma metninden kesitler:

Yıkmayı yıkıcı olmayı değil, yapmayı yapıcı olmayı tavsiye ediyorum.

Samimi yapılan eleştiriler için ise teşekkür ediyorum.

Birbirimizi sevmeyebiliriz. Tabiî ki her insan birbirini takdir etmemeli fakat eleştiri, yapılana yol göstermeli, önünü aydınlatmalıdır. Karşıdakini hor görerek, küçük düşürerek yapılan eleştiri amacından çıkarak art niyete dönüşmektedir.

Erzincan’da insanlar bazen birbirlerine karşı acımasız oluyorlar.

Neden birbirimizi kamçılayıp yukarı itmek yerine aşağı çekiyoruz.

Erzincan, burada yaşayan herkesin ortak hayat alanı, eğer bu şehirde bir dönüşüm sağlamak istiyorsak birbirimizin çalışma şevkini ve moralini yüksek tutmalıyız.

Eleştirel yeteneğimizi kaybetmeyelim ama haksız eleştirilerde bulunmaktan da imtina edelim. Unutmayalım ki, İnsanların sürekli birbirine bağırıp çağırdığı ortamlarda kaybettiklerimiz kazandıklarımızdan daha çok olacaktır.

 

ÖZEL MÜTEŞEBBİSİN İŞİ ZOR

 

Sayın Vali Süleyman Kahraman’ın yukarıdaki yerinde tespit ve düşüncelerinden de güç alarak kamu hizmeti veren kurumlara eleştiride bulunmak, girişimci iş adamlarının Erzincan’da yaşadığı sıkıntılardan bahsetmek istiyorum.

Maalesef Erzincan eski alışkanlıklarından kurtulamıyor.

Birçok devlet kurumu ve memurlarının hala 1970- 1980 lerin yani özel müteşebbis ve işletmeleri yerine devlet gücü ve işletmeciliğinin çok daha verimli olduğu düşüncesine inanarak hareket ettikleri görülmektedir.

Anlayacağınız “Piyasa Ekonomisi” kısmen Erzincan’a uğramış durumda. Ekmeğini devlet kapısında değil de piyasada çıkaranların işi zor. Ve bu anlayış devam ettiği sürece “KİT”ler dışında özel işletmelerin kentte varlığını devam ettirmeleri sıkıntılı gözüküyor.

Belki bu ülkemizin sorunu ve birçok şehir aynı kaderi paylaşıyor.

Fakat rekabetin ve özel müteşebbisin güçlü olduğu kentlerde kalite çıtasının her alanda daha yüksek olduğu görülmektedir.

Erzincan ekonomisinin, büyümemesinin, verimliliğin artmamasının temelinde önünüze serilen yığınla prosedür oldukça bıktırıcı. Bahsedilen kurum ve çalışanlarının ise esnek olmaması ve yorum yapma yeteneğinden yoksun olmaları sıkıntıyı daha da pekiştirmektedir.

Yaşadığı depremlerle sürekli ekonomisi sarsılan bir kentin ise sadece devlet yatırımlarıyla kalkınması görüldüğü gibi zor…

Vali Bey’in de arzu ettiği gibi; Bu şehirde yaşayan insanların daha zengin, daha mutlu olması isteniyorsa katı devlet düzeni bağlamında oluşan gereksiz teamüllerden kurtarılması gerekmektedir.