Sabah erken saatlerinde Kemaliye Müftüsü'nün telefonuyla olayı duyduğunu belirten Özerdal, müftüyle birlikte Başbağlar'a gittiklerini belirtti. Köye girdiklerinde 'Sivas'ın intikamını aldık' bildirilerinin kendilerini karşıladığını anlatan Özerdal, birbirine bitişik olarak inşa edilen evlerin yandığını gözlemlediklerini ifade etti. Dağ eteğindeki bir dere yatağı içinde kurulu bulunan köyün üst kısmında 28 erkek cesedini yan yana dizili bulduklarını dile getiren Özerdal, köy muhtarının ölü numarası yaparak kurtulduğuna şahit olduklarını anlattı. 
"100'E YAKIN PKK'LI KÖYÜ BASTI"
Özerdal, olaydan sağ kurtulanlarla yaptıkları konuşmalar ışığında olayı şöyle anlattı: "Köyün muhtarı ile akşam namazı için camiye gelmediği için sağ kurtulan Necmi isimli köylü ile konuştuk. Anlattıklarına göre; akşamüzeri 100'e yakın PKK mensubu köyü bastı. Ezanın okunduğu sırada camiye giren örgüt mensupları cemaati zorla dışarı çıkardı. 1.5 saat örgüt propagandası yaptılar. Sonra teröristlerin kullandığı telsizden haber geldi. Sonra tüm erkekler kurşuna dizildi, burada 28 kişi öldü. Ardından ölülerin başında halay çektiler. Daha sonra köy ateşe verildi ve 214 ev, köy okulu, köy camii, halkevi yakıldı. Yakılan evlerde saklanan 1'i kadın 4 kişi de yanarak can verdi."
"ÜZERLERİNDE ONLARCA KURŞUN MERMİ VARDI"
Cenazeleri birkaç imam arkadaşı ile birlikte yıkadıklarını söyleyen Özerdal, katliam günüyle ilgili hafızasında kalanları şu sözlerle dile getirdi: "Her taraf yakılmıştı. Köyün kadınlarının yaktığı ağıtlar yürekleri dağlıyordu. Cenazeleri gözyaşları içinde yıkadık. Bir insanın ölmesi için birkaç kurşun yeterli olur ancak Başbağlar'da kurşuna dizilen kişiler üzerinde onlarca mermi deliği vardı. Yanan kişilerin ise vücutları tanınmaz haldeydi. Bir köylü kadın olay yerindeki bir rütbeli subayın yakasına yapışarak 'İnsanlarımızı öldürenleri biz tanıyoruz. Saldırıyı yapanlar arasında bizim çevremizdeki köylerde yaşayan insanlar vardı. Köyümüze ırgatlık yapmaya gelenler vardı' dediğine şahit oldum. Sonra cenazeleri kamyona koyarak Kemaliye'de defnettiler. O gün yaşadıklarım hala aklıma geldiğinde bayılacak gibi oluyorum. Tarifi imkansız bir görüntü vardı." 
"TÜRKİYE'NİN DİKKATİNİ ÇEKECEĞİZ"
Katledilen 33 kişi için düzenlenen anma programına katılmak için Erzincan'a gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, partisinin il binasında düzenlediği basın toplantısında, bir daha bu olayların olmaması için Türkiye'nin dikkatini Başbağlar'a çekeceklerini söyledi.
"TUZAK OLDUĞU UNUTULMAMALI"
Yapılanların tuzak olduğunun unutturulmaması gerektiğine dikkati çeken Matkap, şunları kaydetti: Türkiye'de de 90 yıldır 'etnik kimlikleri birbiriyle nasıl çarpıştırabiliriz, inanç yapılarını nasıl kavga ettirebiliriz?' arayışı söz konusu. Şu an itibariyle dünyada 17'inci büyük ekonomiyiz, hedefimiz 10'uncu büyük ekonomi olmak. Bunu da emperyalist güçler görüyor. 'Acaba iç dünyalarında nasıl bir problem yaratabiliriz de Türkiye'yi üç beş parçaya bölebiliriz?' arayışı var. Eğer Sivas'ta olay yaşandıysa 37 insan öldüyse, diri diri yakıldıysa, Başbağlar'da 33 insanımızın katline neden bu olan olay yaşandıysa, bununla bağlantılıdır.  Bu bir tuzaktır, bunu muhakkak unutturmamalıyız. O nedenle buradayız. Bu ülkenin içinde yaşayan tüm insanların birliği, beraberliği ve bütünlüğünü Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok önemsiyoruz. Bir daha ülkemizde bu olayların olmaması için halkımızın ve Türkiye'nin dikkatini Başbağlar'a çekeceğiz.
"ENDİŞE VERİCİ"
Eğitim Bir-Sen Yönetim Kurulu, Başbağlar katliamının, aydınlığa kavuşturulamamasının ülkenin geleceği açısından endişe verici olduğunu bildirdi.
Sendika Yönetim Kurulu, Başbağlar katliamının 20. yılı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, 2 Temmuz'da Sivas'ta meydana gelen olayların sonrasında, Erzincan'ın Başbağlar köyünde "kelimenin tam anlamıyla bir katliam yaşandığı" vurgulanırken, olayın aydınlığa kavuşturulup faillerinin hala yakalanmamış olmasının ise ülkenin geleceği adına endişe verici olduğu belirtildi.
Olaylar sırasında kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu 33 kişinin kurşuna dizilerek katledildiği hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Başbağlar'da katliam gerçekleştiren 100 kişilik PKK grubunun elini kolunu sallayarak bu köye gelmeleri, 2 saate yakın örgüt propagandası yapıp camide namazda olan erkekleri dışarı çıkardıktan sonra kurşuna dizmeleri, insanların evlerinin içinde yakılması, bine yakın hayvanın yakılarak telef edilmesi, ağaçların ve tüm evlerin yakılması olayları gerçekleşirken güvenlik güçlerinin olaydan 12 saat sonra köye ulaşması, kurşunların balistik incelemesinin yapılmaması, dava sürecinde izlenen akıl almaz hukuksuz tavır ve davranışlar, 20 yıl sonra bu olayın hala kanayan bir yara olarak devam etmesine neden olmaktadır.
Katliamı gerçekleştirenler, bu vahşetin, 'Sivas olaylarına misilleme' olduğuna dair bildiri bıraktıktan sonra köyden çekilmişti. Bu menfur olaydan sonra, yakılan evlerin yerine yenileri yapıldı, köy yeniden imar edildi. Ama 33 kişinin katilleri hala bulunamadı veya bulunmadı. Olaydan sonra yakalananlar, birilerinin talimatıyla serbest bırakıldı. Sonra tekrar aranmaya başlandı. Ancak, kaçan kaçmıştı. Türkiye'nin yakın tarihine bir kara leke olarak geçen Başbağlar Katliamı'nın üzerindeki sis perdesinin bir türlü aralanmaması manidardır. Ülkemizin demokratikleşmesi bakımından bu ve benzeri karanlıkta kalan/bırakılan olayların aydınlığa kavuşturulması elzemdir."
Editör: Doğu Gazetesi