Ünal açıklamasında; Ahilik sisteminin, Anadolu'dan dünyaya sunulan bir hazine olduğuna vurgu yaptı. Ünal açıklamasında; “Ahilik öyle çok yönlü bir teşkilattır ki araştırmacılar Ahiliğin bir devlet gibi yapılandığını belirtmektedir. Bu çok yönlü teşkilat, insanı merkeze koyarken, üretim ve satış konularında da oldukça ileri bir anlayış geliştirmiştir. Bir esnaf teşkilatı olarak Ahilik maksimum kalite, maksimum hizmet ve değerleriyle ücret anlayışına sahiptir. Para kazanmak amaç değildir. Ahilik en büyük değeri insana vermiş, insana yatırım yapmış ve insanı gaye edinmiştir. Bütün bunlar ise Ahiliğin, günümüzde popüler olan “insan odaklı hizmet” anlayışına yüzyıllar öncesinde bile fazlasıyla hayata geçirdiğini göstermektedir.
                  On birinci asrın ikinci yarısından itibaren Anadolu’ya girmeye başlayan Müslüman Türkler (Selçuklular), Türkistan’da ticaret ve sanayi merkezlerinde yaygın fütüvvet ilkelerini de beraberlerinde getirdiler. Bu ilkeler arasında bilhassa; Müslüman kardeşinin işini görmek, onun yardımında bulunmak, hata ve kusurlarını affedip, husumet ve düşmanlık beslememek, ayıp ve kusurlarını örtmek, kendisini başkasından üstün görmemek, musibete uğrayan düşman bile olsa sevinmemek, başta gelmektedir.
Bütün bunlarda yerel yönetimler ve esnaf odaları başta olmak üzere, devletin ilgili kurumları ile sivil toplum örgütlerine : görev düşmektedir.
Yükselen değerlerin sık sık değiştiği günümüz dünyasında, önümüze “hodgâm” (kendini düşünen) değil “diğergâm” (başkalarını düşünen), yanı en az kendisi kadar toplumun diğer fertlerini de düşünen, en az kendisi kadar onların da hak ve hukuklarını kollayan bir insan modeli koyan Ahiliği bugün her zamankinden daha iyi anlamaya mecburuz.
Konuya bu açıdan baktığımızda Ahilik, günümüz dünyasında birlikte yaşamak, barış içinde yaşamak, örgütlü yaşamak gibi hayatî önemdeki sosyal hayat unsurlarını önümüze sunan; iktisadî anlamda ise dayanışma, rekabet, kalite-kontrol, standardizasyon vb. şartlarla ticarî ahlâk prensiplerini ihtiva eden bir değerler bütünüdür. Ahiliğin günümüzün geçerli değerleri karşısında ne konumda olduğu oldukça önemlidir. Günümüzün iş ve çalışma dünyasının yükselen değerleri diyebileceği­miz “sorumluluk ve liyakat, daya­nışma, rekabet, oto-kontrol, kalite ve standardizasyon”, ile “kazanç ve servet” kavramları karşısında Ahilik çok şey ifade etmektedir.
Ne var ki, bize çoktandır musallat olan “kendimizi tanımama”, “kendimizi önemsememe” hastalığı, unuttuğumuz öz değerlerimizi bize başkalarının eliyle öğrettiriyor. Ancak, parayla, servetle, kanunla toplum ve devletini diri tutmaya çalışan Batı’da hâlâ eksik olan bir şey vardır: Ruh! Burada “ruh” kelimesiyle henüz tamamıyla yitirmediğimiz bü­tün millî ve manevî değerlerimiz anlaşılmalıdır. Doğu’ya , Batı’ya, Kuzey’e, Güney’e, yedi iklim, dört bucakta “insan” olan herkese, her zümreye Ahiliğin söylediği ve söyleyeceği çok şey vardır.
Ahilik, kurum olarak tarihe mal olmuş diğer birçok kurum ve zihniyet gi­bi işlevini tamamlamış ve devri­ni kapatmıştır. Ne var ki Ahiliğin toplumlar ve devirler üstü prensipleri, zaman zaman revaçtan düşse de asla ölmez prensiplerdir. Sadece ferdî kemâle erme noktasında değil, gerek devletlerin kendi bünyelerindeki, gerekse uluslararası düzeyde toplumsal barışın sağlanmasında Ahilik prensipleri çok ciddî ve göz ardı edilmemesi gereken bir “model” konumundadır. Bu itibarla Ahilik, yalnızca Türk insanının değil, bütün dünya toplumlarının örnek alması gereken bir insanlık ve ahlâk sistemidir. Tüm ticaret erbabımızın, esnafımızın, zanaatkarlarımızın “Ahilik Haftası”nı kutlar, hayırlı kazançlar dileriz” dedi.  
Editör: Doğu Gazetesi