Temmuz-ağustos ayları, yurtdışında yaşayan hemşerilerimizin sılayı ziyaret aylarıdır. Genellikle yıllık izinlerini memleketlerinde geçirmeyi arzu ederler. Her birinin Erzincan’da yakınları, akrabaları, dostları vardır.
Nitekim hemen her yıl yaz aylarında olduğu gibi, bu tatil döneminde de, Erzincan şehrinde gözle görülür bir canlılık oldu. Caddeler, sokaklar, piknik alanları insanlarla dolup taştı. Kuşkusuz bayramında bunda etkisi vardı.. Olay sadece tatil için Erzincan’a gelen gurbetcilerle ilgili değildi. Başka illerde ikamet eden çok sayıda hemşerimiz de bayram sebebiyle şehrimizdeydi.
Sıla ziyaretleri dolayısıyla, şehir içi trafikte yoğunluk arttı. Kavşaklarda araç kuyrukları oluştu. Sıkıntılar hatta kargaşalar yaşandı. Çok sayıda maddi hasarlı kaza meydana geldi. 
Ve elbet, şehrimizin bilinen ve sıkça gündeme gelmesine rağmen çözüm getirilemiyen otopark yeri ihtiyacı bu vesileyle yeniden kendini gösterdi. 
Şehrin en merkezi yerindeki kavşaklar bile artan trafik yoğunluğuna  cevap veremediğine, yığılmalara sıkıntıya hatta kargaşaya sebep olduğuna şahit olduk..
ÖNLEM ALINMADI
Şehirde kat yükseklikleri arttırılınca, özellikle geniş arsalara sahip kurma evler sökülüp, yerine çok katlı binalar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Bu tür değişimin olduğu sokaklardaki hane sayısı 50 iken 150 oldu. Ama nedense bu binalara park yeri zorunluluğu getirilmedi. Caddelerin sokakların iki yanı park etmiş otomobillerle dolup taştı. Öyle ki bazı dar sokaklardan geçilemez oldu. 
Gelmiş, geçmiş belediye yönetimlerinin sıkça dile getirdikleri, şehrin uygun yerlerinde çok katlı kapalı otoparklar yaptırılacağı söylenmişti  lafta kaldı.. Mesele sadece trafik sıkıntısı değil elbet. Bir yandan şahısların diğer yandan yapsatçıların yaptıkları toplu siteler ve TOKİ’nin merkezde ve yakın çevrede yaptırdığı konutlar, Erzincan’da inşaat sektöründe arz-talep dengesini olumsuz etkiledi. Gerek bina fiyatlarında, gerekse kiralarda fiyat düşüşleri  olduğu ifadeleri yaygın.. Olayın birde ekonomik boyutu var.