Yaşadığımız hayatın içinde her gün, insan ilişkilerinden tutun da ailevi, siyasi, ekonomik, ideolojik yaklaşımların, eleştirilerin, hakaretlerin, hak ihlallerinin dile getirildiği ve tartışıldığı ama kimsenin kendi içindeki cehenneme inmeye cesaret edemediği, kendi vicdanı ile yüzleşmeyi bir türlü göze alamadığı, meselelerin çözümünün önce kendi kapısının önünü süpürmekten, ağzından çıkan her söze parola sormaktan geçmesi gerektiğine dair bir kanaati olmamasından dolayı, artık meşru olmayan hayat tarzları bile meşru imiş gibi algılanmaya ve o hayat tarzı yaşamın kendisi olmaya mahkûm edilmektedir.

                Hatırı sayılır müteahhitlerin çeşitli tezgâhlarla kendilerine haksız bir kazanç ve ikbal kapısı araladıkları bir vakıa mıdır?

                EVET

                Üniversitelerde, bilimsel açıdan kısır, yetersiz, liyakatsiz kişilerin akademik merdivenleri tırmanmaları bir vakıa mıdır?

                EVET

                Satacağı arabaya müşteri çıktığında arabanın kusuru anlaşılacak diye ödü kopanları görüyor muyuz? Görüyoruz.

                Adam kayırmadığı, haram yemediği, haksızlık yapmadığı günleri kaybedilmiş günler olarak gören ve ardından niye şu cinliği de yapamadım deyip ağıtlar yakanların varlığı bir vakıa mıdır?

                EVET

                Adam gibi adam olmayı kuzu derisinden hırkaya bürünüp postu sererek etrafına topladığı insanları hayatın olmazsa olmazı olan çok yüce ve ulvi, insanın hem dünyasını hem ukbasını mamur eden din ile aldatanların varlığı bir vakıa mıdır?

                EVET

                 Başı sıkıştığında devletin gücüne sığınan, siyasi çıkar odaklarının, vatan hainlerinin bin bir türlü ambalajlanmış maharetleri ile figüran olup sığındığı devletin polisine askerine kurşun sıkanların varlığı bir vakıa mıdır?

                EVET

                Yağlı sofralardan kalkmak istemeyenlerin, her hayırlı hizmete ve işe fren olmaya çalışanların varlığı bir vakıa mıdır?

                EVET

                Bir öğrenci diyor ki, ne kadar çok öğrenci döversem, etrafımda o kadar çok öğrenci oluyor. Böyle şirazesinden çıkmış gençlerin varlığı bir vakıa mıdır?

                EVET

                Anne Babaya itaatsizliği bir kenara bırakın onları katleden, kadının kocasının, kocanın eşinin hayatını bir mermi, bir bıçak darbesi ile sonlandırdığı bir vakıa mıdır?

                EVET

                Vur, kır, parçala nasıl yaparsan yap, geceni gündüzüne kat, insanın gözüne değil cebine bak ve bu hayat maçını kazan düşüncesine odaklanmış bir iş hayatının varlığı bir vakıa mıdır?

                EVET

                Sürekli damardan “tüketeceksin” emrine, başüstüne deyip çılgınca israfın kapısını açan, emri verenlerin servetlerine servet kattığı, kölelerinin de günü birlik geçici heveslerle oyalanıp serabı su zannedip, zehirli balı emmeye devam edenlerin varlığı bir vakıa mı?

                Evet

                Üçe alıp yediye satan, diğerini yok etmek, biraz daha öne geçmek ve bunların gerçekleşmesi için hırsın, kinin, öfkenin tavan yaptığı cinnet halinin varlığı bir vakıa mı?

                EVET

                Kötülüklerin bedelinin olmadığı,  hedefsiz, bencil, köksüz ve anlamsız bir dünyada mı yaşıyoruz?

                HAYIR

                Gayet tabii ki insanın insana zahmet değil, rahmet olması bilinci ile yaşayan ve ıstırabını duyan, kendimi iyileştirir isem, karşımdakini de iyileştirmiş olurum düşüncesi ile hayatının merkezine yerleştiren, önce kainatın dilini anlamaya çalışıp, kendisine hayatı bahşeden ile olan bağını hiç ama hiç kesmeyen, sonra da birbirimizin dilini anlamaya çalışmalıyız şuuru ile, kalbinde yağdırdığı merhamet yağmurunu çölleşmiş ruhlarla buluşturmaya, bölüşmeye, hakkaniyete, güvene, hal dili ve güvenirliği ile davet edenlerin sayısının az, dünyaya ev sahibi gibi yerleşmek isteyenlerin patırtı gürültüsünün çokluğu bülbüllerin sesini bastırıyor.

                Evet

                Asıl Mesele, İman ve Ahlak

                Kötülüğün ayırım gözetilmeksizin cezalandırıldığı, iyiliğin meşrep sorulmaksızın övüldüğü ve mükâfatlandırıldığı bir dünya, ancak kendilerini kötü olarak gören iyilerin gayret ve çabaları ile olgunluğa erecek, kâinatın dili ile konuşmaya başlayıp “KEKEME” olmaktan kurtulacaktır.