2010 yılın da Kavakyolu Beldesi’nde kanalizasyon çalışmaları sırasında muhtemelen Selçuklu veya Osmanlı ilk dönemine ait yirmi sekiz adet tarihi eser çıkmıştı.
Her defasında ilk gördüğüm ki kadar heyecanlanıyorum.
         Mutfak eşyalarından oluşan eserler şuanda kültür müdürlüğünün bulunduğu bina içerisindeki müzede sergileniyor.
         Erzincan, birçok medeniyete başkentlik yapmış bir kent… Her bir köşesinde tarihi eser fışkırması şaşırılacak bir durum değil.
         Tepsi, tabak, çanak vb. mutfak gereçlerinden oluşan eserler döneme ait sofra ve yemek kültürü hakkında da bilgi veriyor.
         Yazımızın asıl amacı da Selçuklu ve Osmanlı ruhunu ve dokusunu günümüze taşıma kaygısı.
         Bu birbirinden güzel renklerle resmedilmiş, farklı ebatlardaki seramik kapları müzede sergilemenin ötesinde bir proje dâhilinde bakır olarak üretemez miyiz?
         Böyle bir çalışmanın hem sosyal- kültürel hem de ekonomik yansımaları olacağını ve de Erzincan’a ve bakır sanatına zenginlik katacağını düşünüyoruz.
         Erzincan bakırı diyoruz ama hiçbir özgünlük göremiyoruz.
         Erzincan Ticaret Sanayi Odası’nıngeçmiş dönemde “ERZİNCAN BAKIR EL SANATLARININ MODERN ÇAĞDA YOLCULUĞU” isimli bakır sanatını canlandırmak için bir proje üzerinde çalıştığını biliyoruz.
         Selçuklu mutfak gereçlerini günlük kullanıma sokarak Erzincan’ın marka değerleri haline getirmeyi neden düşünmeyelim…



ERZİNCAN’IN KADİM MAHALLE İSİMLERİ
 
         Erzincan’ın geçmişinde derin izler taşıyan fakat isimleri unutulmuş mahallelerimiz bulunmakta.
         Bu mahallelerden bazıları Erzincan’la özdeşleşen Beybağı, Hamadiye, Mecidiye gibi mahalleler...
         Erzincan her geçen gün genişliyor, belediye yasaları değişiyor... Kentsel dönüşüm çalışmaları ile ileride mahalle olacak beldelerde, birleştirilecek veya kurulacak yeni yerlerde eski mahalle isimleri bir emanet gibi korunarak yaşatılmaz mı?