KIYAMET KOPTU…

Müthiş bir sarsıntı, ardından iliklerime işleyen bir soğukluk…

Adını bilmediğim…

Diyemedim, kapatın kapıları…

İzin bile istemedi zaten benden.

Gökle yer arasında ne var ise göz bebeğime yansıyan, hepsi rengini yitirdi…

Ansızın gündüz geceye döndü, sonrası mı?

Zifiri karanlık…

Hayır Hayır! Yanılıyorsun güneş yine doğdu ama bu kez sana değil.

Hayra alamet değil, bu olup bitenler…

Teslim ol bile denmedi. Teslimiyet çöktü, bütün kasveti ile…

Çaresizlik içinde, adeta yangın yerine döndü bütün bedenim...

Bir umut, bir ümit yok mu? Nedir bu boğazımda düğümlenen?

Bu gök gürlemesi de ne? Yıldırım mı düştü? Yüreğim neden alev alev…

Eyvah bu gök gürlemesi, bu yıldırım, dağların ardına düşen yıldırım değil.

Bu yangın benim YANGINIM!

Bu ne yaman vurgundur beni bulan…

Bütün tecrübeler lisana bürünse anlatamaz çaresizliğimi…

Külli nefsin zaigatü’l mevt. (Her nefis ölümü tadacaktır.)

Hatırlar gibiyim. Her nefis ölümü tadacaktır.

Ben sana dememiş miydim, tekrar bana döneceksin diye.

Hikâyeni sen oynadın, ben yazdım.

Saçtığın her tohum, şimdi hasadın olacak…

Sensin sana şahit.

Kendi ellerinle bırakacaksın mizan terazisinin kefesine döktüğün teri, yuttuğun kiri…

Çilede yazılı, zulümde…

Çileye; ödül ki ne ödül… Rabbinin vaadinin tahakkuk ettiği, bire bin verilen Rahman sofrası…

Zulme; bedel ki ne bedel… Hele birde, zulmü miras bıraktı isen senden sonraki nesillere…

Eze Eze, Unuta Unuta, yükseldinse eğer, şimdi kapısız ve penceresiz yeni evin seni bekler.

Neler oluyor böyle? Nedir bu kulakları mı sağır eden uğultu? Sesler karışmış birbirine…

Hani sana yol verdiğim, mühlet verdiğim zamanlar vardı ya…

Başına musibet gelip çatınca biraz korkup, korkun dağılınca azgınlığa benliğini teslim ettiğin zamanlar…

Anladın mı? Zamanın seninle var olduğunu…

Anladın mı? Zamanın takvimden çekip kopardığın yaprak olmadığını…

O anlamadığın zaman, senin dilsizliğini, körlüğünü, sağırlığını çözmek için vardı…

İşte o zaman bitti.

Sağlam kaleler içinde de olsan sana ulaştı bak ÖLÜM!

Bakalım yeni evinin melekleri (komşuları) sana “Selamün aleyküm” diyecekler mi?

Yoksa bundan böyle, sevinmek yasak mı diyecekler?

Telaşlanma! Dur bakalım bu daha ilk eşik…

Ya Rab! Şahitlik ederiz ki bizlere verdiğin ömür; düşünmeye, ibret ve öğüt almaya fazlası ile kâfi idi.

Yine Şahitlik ederiz ki, sen kitabında hiçbir şeyi eksik bırakmadın.

Kalan ömrümüzü hasenata çevirecek şuur, izan ve hesaba çekilmeden önce, kendisini hesaba çekenlerden eyle!