Her yıl özel günler ve haftalar düzenleniyor. Yaşlılar haftası, sakatlar haftası, kanser haftası keza öğretmenler, günü, analar günü sevgililer günü vs. saymakla bitmiyor. Çok güzel yaklaştırıcı sosyal paylaşımlar. Ama nedense elimizden düşmeyen cebimizi yakan kredi kartları için bir hafta düzenlemez.
Kredi kartlarından ganimet beklerken hezimete uğradık. Sanki kredi kartına kavuştuk ta ne oldu, israftan başka neyimiz arttı. Kredimiz mi arttı, zengin mi olduk ya da söz sahibimi olduk? Fanteziler uğruna faize bulaştık, biz kaybettik satıcılar kazandı. Zedelenen aile bütçeleri, aile yuvaları, zedelenen ömür lahzaları, sıkıntılarını beraberce yaşadığımız eşimiz ve çocuklarımız. Her şeyden önemlisi kanat getirmeyi tasarruf etmeyi de unuttuk.
Nasıl olsa sonra ödeyeceğiz veya taksitle alma imkânımız var avutmacısı. Bu gün yiyelim yarın bir hal çaresine bakarız saplantıları. Hazıra konma dürtüleri, birden bire zengin olma hayalleri ya da sonradan hiç ödenmeyecek sebil mallar gibi düşüncesiz ikramlar. Fakirlerin veya orta hallilerin zenginler gibi yaşamaya sahip olma çılgınlıkları, gözlerini kör etmiş rastgele çıkmaz sokaklarda kredi kartlarıyla yol almaya çalışıyoruz ama ömrümüzün kalan yıllarını hiç hesaba katmıyoruz. Borç takıntıları ve haram korkuları nedense kimsenin umurumuzda değil. Bakarsınız örnek olması gereken bir din adamı faizle kredi kartıyla ev, araba, eşya almış. Kendine dahi söz geçiremeyenler. 
Düşük maaşlı bir adam çocuklarıyla birlikte marketten içeriye giriyor. Adam gayet neşeli bir taraftan iyilerinden pahalılarını dolduruyor sepete. Hanımı ve çocuklar sevinçli ucuz pahalı demeden sepete atıyorlar. Adam keyifli, keyifli ‘’Çocuklar, haydi ne isterseniz alın nasıl olsa kredi kartımız var.’’ Ama bu adamın kredi kartı olmasaydı, cebindeki paraya göre harcayacaktı ve maaşı aybaşında tam olarak eline geçecekti. Bir lokma maaş eline geçince kıvranıyor zavallı adam, aile huzursuzluğu, dahası faiz ve icra kapısı. Şu da var ki, dünyanın akılsız insanları olmasaydı akıllı insanları para kazanamazdı
Gelin düzenlenen bu haftalara bir de kredi kartı haftasını ekleyelim. Bir hafta boyunca kredi kartları devre dışı kalsın. Alacaklar, borçlar bir hafta ertelensin. İnsanlar bir nebze kanaat getirmeyi hatırlasınlar. Hani senede bir ay oruç tutuyoruz, kim acıdan ölmüş, üstelik daha sağlıklı, sıhhatli oluyoruz.. 
Ama neden, insanların iflasını batışını görmek yoksa kazançları uğruna diğerlerine zevk mi veriyor? Neden kalıcı çözümler bulamıyoruz. En azından müteakip aya ait taksitlendirmenin % 20 si değil de tamamı alınsın. 
    Bundan böyle telefonlarımıza aylığımızın veya gelirimizin misliyle kredi limit artırma teklifleri gelmesin. Aylar bazında kısıtlamalar getirilerek, yavaş, yavaş insanlar bu sıkıntılardan kurtulacağı kanısındayım.