Komşumuza, oğlumuza, kızımıza, uzaktaki yakındaki tanıdıklarımıza misafir oluruz. Onlarla hasbi-hal ederiz. Hallerini sorar, ne ahval de olduklarını merak eder öğrenmeye çalışırız. Bunu zaman zaman yaparız. Belki  bir zaruret bir ihtiyaç ya da hayatın bir parçasıdır misafir olmak. Bunu hep yaparız da kendimize misafir olmak hiç aklımıza gelmez. Şöyle bir gün niyetlenip, tüm alıcılarımızı harekete geçirip kendimize misafir olalım. Bu yakın ama uzunca sürecek yolculuğa  gözümüzden başlayalım.
Gözümüzden sual edelim; Canım gözüm yaratılalı beri seninle yakınlığımız devam ediyor, sen benim alemlere açılan kapımsın, seninle seyreylerim alemleri, insanlar, bitkiler, hayvanlar ve daha nicelerini . Bu kadar birbirimize yakınız ama hiç hal hatır edemedik. Senin hakkında hiç malumat toplamadan aniden kapını çaldım. Bana halinden anlatıp, vazifenden biraz bahseder misin?
 Ey benim sahibi canım, kendisine hizmetle vazifeli kılındığım ve bundan şef duyduğum, benimle alemleri seyre dalan ünsiyet edilen şerefli sahibim, Rabbim beni senin özenle seçilmiş aleminin en üst kısmına rahat bakasın, iyi göresin diye yerleştirdi, bu kuluma hizmet edeceksin dedi ve bende o günden beri sana hizmet ediyorum. Senin sadrını, veçhini döndüğün alemlerin görüntülerini, irtibatlı olduğum beyine hayatında kullanmak ve bir kopyasını da imtihan günün de lehinde ya da aleyhinde şahit olacak hafıza kardeşime gönderiyorum. Beni bazı çirkin görüntüler,haramlar rahatsız etse de aldığım emre itaatsizlik edemem. Yeri gelmişken sana hatırlatayım isterim ki baktığın hep helal, güzel olsun, hakikat olsun, Hak için olsun senide beni de memnun etsin,bak, gör komutun esmanın kainat aleminin ayinelerinde ki cilvelerine olsun ki bende rahatsız olmayayım, aleyhinde şahit olmayayım. Veçhini hakka ve hakikate dön ki karanlıkların gayyasında kaybolup neticesi ateş olan görüntüler düşmesin bana, bizi yakacak, ebediyetini karartacak şeylerle muhatap etme beni……
Şeytan kalp alemine oturup, beyin kumandasını ele geçirirse sen de yandın bende. Aman dümeni kaptırma. Kalbine o lanetlenmiş bir iğva atarsa cennetteki birlikte izleyeceğimiz güzellikleri düşün. Onlar doyumsuz, onlar buradakilere benzemez. Bunlar görüntü onlar asılları. Ben gözün nurun olarak daha bu dünyada kararıp ebedi yanmak istemem. Beni aleyhinde davacı olmak zorunda bırakma…. Aman canım, gözüm nurum dur. Zaman zaman belki nefsime hakim olamadım. Gençlik saikı ile ortamın ateşle dolu olması beni günahlara sürükledi. İnşallah Nasuh tövbe ile seherlerin kapısında senide kendimi de kurtaracağım. Ey benim canım gözüm iyi ki sana misafir olmuşum. Bu kadar birbirimize yakın iken, birbirimizdeyken şimdiye kadar neden hasbi hal edemedik, neden dertleşemedik, bizi bu kadar yakınken gaflete sevk eden neydi. Artık birbirimize sahip çıkalım. Birbirimizi kontrol edelim uyaralım. İnşallah dünya imtihanını geçer seninle ebedi alemde sonsuz güzellikleri seyrederiz. Hele bir de Cemalullah a ulaşabilirsek ne mutlu bize mutluluğun zirvesine çıkarız birlikte işte o zaman…..
 Göz ve görmek, görülecek şeyleri görmek, görülmesi gerekene ateşli olmak. Ateşe sırtını dönmek, nuru ateşte yakmamak.Gör yada bak denilen yerden bakmak,hakikati görmek…….Ne kadar ulvi değerler. Gözümüzün ve görmenin hakkını verebilmek dileğiyle…………