İlimiz doğu Anadolu bölgesinin havası güzel, suyu güzel, iklimi güzel ve insana huzur veren sakin bir şehri. Bilhassa şehir suyu belki de Türkiye’nin içilebilir en sağlıklı ve en temiz musluklardan akan içme suyudur. Bu şehir ki, içerisinde can hecesi olan tek şehir ve onun için canlar canı Erzincan denilmiştir.

          Şehrimiz gün geçtikçe daha çok gün yüzüne çıkmakta ve cazip bir hale gelmektedir. Özellikle son yıllarda kentsel dönüşümler sayesinde eski binalar yıkılıyor, yerine modern apartmanlar, iş yerleri yükseliyor. Şehrimizde dört bir taraftan çalışmalar devam etmektedir. Yeni ticari alanlar açılıyor, yollar caddeler genişletiliyor, park ve bahçelere yenileri katılıyor.

          Vasgirt deresi inşaatı, Esen Tepe sosyal tesislerinin yenilenmesi, Cumartesi pazarının yeniden inşası ve halk pazarı haline getirilmesi, Terzi Baba mezarlığının alt yapı ve yol çalışmaları.  Kaldırım ve bordür taşlarının yenilenmesiyle birlikte yeniden çift yönlü yolların açılması gibi çalışmalar hızla devam etmektedir. Son yıllarda cadde ve sokaklardaki çöp kutularında yapılan yenilikler, cadde ve sokaklarımızı daha temiz hale getirmiştir. Etrafı şirin ve temiz görmek insanın ufkunu açıyor, taze tutuyor. Keza değişen ve genişleyen cehresiyle Ekşi Su tesisleri ve kaplıcaları ayrı bir cazibe ve ayrı bir yoğunluk kazandırmıştır.

          Bütün bunlara rağmen eksiklerimiz gediklerimiz bitmiyor. Şehrimizin merkezindeki Kızılay mahallesine ve 13 Şubat Çarşısına halen daha bir çözüm getirilemedi. Halen daha cadde ve sokak başlarında numaralama sistemlerimiz yok, adres bulmakta sıkıntılarımız var. Demirkent Beldesine gitmişsinizdir, her köşe başı direkleri üzerindeki levhalarında mahalle, sokak işaret ve numaraları belirtilmiştir. Diğer taraftan Ekşi Su tesislerindeki Türkiye’nin en zengin minerallerine sahip şifa kaynağı Horhor Ilıcası senelerdir boşa akıp gitmektedir. Buraya belediyemize gelir kaynağı, bir akua park yapılamaz mı?

          Belediyemiz her yıl yeniden park ve yol refüjlerine yoğun çalışmalarla çiçekler dikiyor, itina ile bakımları yapılıyor, çimenleri tazeleniyor. Lakin bu kadar emek kısa sürede ayaklar altında çiğnenip yok oluyor. Bir yetkili soruyor ‘’Abi nasıl bu yılki parkları beğeniyor musun?’’ Cevap vermek istemiyorum, çünkü noksanlarımız var. Bilhassa şehir parklarımızı çevresine yeşil çitlerin konulması halinde parklarımız daha görkemli hale gelecektir. Bilhassa Barış Manço parkımızda ailece oturacağımız kameriyeleri yok, üzeri siperli oturma bantlarımız yok, şekil veren mazıları yoktur. Halen eski bankolar mevcut, sanki tabii ve ayakaltı parkı gibiler.

Keza yıllarca yıkıntı halinde Atatürk Parkındaki suni şelale, daha estetik, daha şirin hale getirilerek etrafına çay bahçeleri açılamaz mı? Keza şehir parklarımızı temsili giriş takları yapılması parklarımızı daha görkemli, daha cazip hale getirecektir.  

Bilhassa cadde kenarlarından insana huzur varan çimenlerin ve çiçeklerin çevrelerini yeşil çitlerle bezemezseniz,  bir zaman sonra ayakaltına sevk edersiniz. Ayak izleri de ayak izlerini takip ederek iz bırakırlar, sonrada yok ederler.