Toplumun huzur ve güvenliğini temin için var. Toplumun huzuru ve güvenliğinin sağlanması ve korunmasında ,en önemli unsur olan polis teşkilatı ,bugün 170.ci yıldönümünü kutluyor.

Polis Teşkilatının kuruluşunda , başlangıç tarihi, Osmanlı döneminde kurulan (1845) zaptiye teşkilata alınıyor. O tarihten bu yana çeşitli aşamalardan geçerek gelişmesini sürdüren teşkilat cumhuriyetle birlikte gelişen ve değişen yapılanmasıyla ,üstlendiği görevi en iyi şekilde yapmak çabasındadır.

İnsan unsuru olarak eğitim seviyesini yükselten polis teşkilatı ,araç- gereç olarakta ,çağın en son teknoloji ürünlerini kullanmak imkanına kavuşturulmuştur.

Polis sadece yasaların suç saydığı fiilleri işleyen , suçluları yakalayıp, adalete teslim etmekle kalmıyor. O fiillerle yeni suçlar işlenmesini önlemek içinde yoğun çaba harcıyor. Günümüz Dünyasında olduğu gibi bizim ülkemizde de, terörle mücadele gündemin ilk sırasında yer alıyor. O yüzden güvenlik güçlerinin başlıca görevi olmuştur.Terörle mücadele de toplumu ve yönetimleri huzursuz eden , yıllardan beri polis, asker, jandarma ,güvenlik güçlesi şehitler verdi. Huzurun korunması, kamu düzeninin muhafazası için gece gündüz demeden özverili bir çaba içerisinde oldu.

Kuşkusuz ; polis bu çok önemli görevleri yerine getiren ve yasaların kendisine tanıdığı yetkileri kullanırken, azami titizliği gösterecektir.Böylece polis–halk ilişkileri karşılıklı güven ve saygıya dayalı olacaktır.Bu şekildeki bir ilişkinin, birlik ve bütünlüğün korunması, toplum hayatının huzur ve güven içerisinde sürdürülmesinde, önemli bir etken olacağı tabiidir.

Ortadoğu coğrafyasının bu en sorunlu bölgesinde yer alan ülkemizin birlik ve bütünlüğünün huzurunun bozulmasını isteyen ,bunun için gayret sarfeden yasa dışı örgütler , onlara destek veren dış güçler her zaman olmuştur.Bugünde vardır.Öyleyse buna karşı toplum olarak uyanık olmak durumundayız. Kim neyi niçin yapar ? Hedefi nedir? Kim , hangi kirli ellerin maşasıdır.? Düşünmek lazımdır.Terörizm hakkında bilgili olmaya özen gösterilmelidir.

Hemen ifade edelim ki; Erzincan Emniyet müdürlüğünün ilgili birimleri toplumun sözü edilen konularda bilgilendirilmesi için düzenli olarak etkinlikler, toplantılar yapıyor. Biliniyor ki; sistemli bir biçimde şiddet kullanma ,yıldırma, kişilere kurumlara kamu mallarına saldırmak, cinayetler işlemek , patlayıcı ,rehin alma, sabotaj yapmak, provakasyon, terörizmin başvurduğu yöntemlerdir. Geçtiğimiz hafta içinde,İstanbul Çağlayan Adliyesinde görevli savcı Mehmet Selim Kirazın odasında şehit edilmesi ,ardından polise saldırılması ,F.B otobüslü olayı, terörizmin örnekleri olsa gerektir.

Kuşkusuz; kamu düzenini bozmak vatandaşları korkuya ve kuşkuya sevketmek amacını güden hainlerin, polisi, askeri hedef almaları tesadüf değildir. Kirli emellerine ulaşmada, güvenlik birimlerini engel saydıkları bilinen bir gerçektir. Öyleyse bu toplumun bireyleri olarak her birimize düşen görevler olmalıdır. Toplum destekli polisin toplumunun huzur ve güvenliğinin korunmasında daha başarılı olacağını varsaymak yanlış bir görüş olmaz. Bu arada zor bir görevi üstlenmiş olan polis teşkilatı mensuplarının sosyal ve ekonomik bakımdan huzur içinde çalışma ortamının sağlanmasının gerektiği unutulmamalıdır.

Görev şehidi polislere, askerlere , tüm güvenlik mensuplarına Allahtan rahmet diliyorum.