Türkiye’nin büyük fakat az konuşulan sorunlarından biri de eğitim. Dünden bugüne mesafeler kat ettik, fakat dünyadaki yerimize baktığımı zaman arzu edilen seviyenin altındayız. Bunun en önemli göstergesi PISA sonuçları…

Yıllarca eğitime siyasi çıkarlar penceresinden bakıldı. Gelen siyasi iktidarların rengine göre o veya bu ideolojiye göre insan yetiştirilmeye çalışıldı. Arada inişler çıkışlar oldu. Fakat sürekli bir istikrar yakalayamadık.

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr Ziya Selçuk’la beraber tekrar çıkışa geçtik ve eğitim tekrar önemli davalarımızdan biri haline geldi. Ümidimiz bu sürecin kesintiye uğramaması.

Erzincan eğitiminde ise çıtayı yükseltmek adına ciddi gayretler sarf ediliyor.

TEOG sınavlarında da başarı grafiği geçmiş dönemlere oranla yükselmişti.

Şüphesiz eğitim yerel değil ulusal bir konu ve merkezi yönetimin aldığı kararlarla ve bir program dâhilinde yürüyor. Fakat bizim gibi yönetim alanında kurumsallaşamamış veya kurumların güçlü olmadığı ülkelerde bireysel dokunuşlar çok daha önemli. 

Milli Eğitim Müdürü Sayın Aziz Gün de Erzincan’ın bu anlamdaki şanslarından biri. Eğitimdeki çıtayı yükseltmek için sürekli sahada koşuşturuyor.

Konferanslar, etkinlikler ve sürekli planlamalar…

Ben bilirim demiyor. Ne yaparız? Nasıl yaparız? Sonuca nasıl ulaşırız? Bu sorulara cevaplar arıyor.

Bugün Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı birçok proje örnek gösterilerek bakanlık tarafından diğer illerde de uygulamaya konulmuştur.  Bütün okullarımız dönüşümlü olarak kayak merkezlerinde, yüzme kurslarında sporda yaparım kariyerde sloganıyla farklı branşlar da eğitim görüyorlar.

Şüphesiz bu çırpınışların ilimiz eğitimine ciddi anlamda yansımaları olmaktadır. 

Okullar çocuklar için daha sevimli hale gelmekte hem de temel becerileri gelişmekte. Üç gün önce Ergan Dağı’nda kayak yaparken Otlukbeli’nden geldiklerini öğrendiğim sınıfça kaymaya gelen çocukların mutluluğu görülmeye değerdi.

Prof. Dr. İ. ETHEM GEÇİM

Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğü’nün başlattığı projelerden biri de “Çok Uzakta Değilim Benimle Sohbet Edebilir misin?” projesi…

Proje kapsamında öğrencileri, alanında kariyer yapmış insanlarla kaynaştırmak, onlara ilham kaynağı oluşturmak ve farklı bakış açıları kazandırmak için bir araya getiriliyor.

Projenin bu haftaki konuğu Prof Dr. İbrahim Ethem Geçim’di. Sohbet havasında çok faydalı bir program oldu. 

Ethem Geçim Hocamız Erzincan Merkez Selüke doğumlu. Genel Cerrahi-Kolon ve Rektum Cerrahisi Uzmanı. Tıp alanındaki çalışmalarıyla hem Türkiye’de hem dünyada saygın yeri olan bir isim.  İlk kez bir Türk olarak iki yıl boyunca ESCB(Avrupa Koloproktoloji Meslek Örgütü) başkanlığını yaptı.

Ethem Geçim Hoca’mızın en büyük özelliği sürekli çalışmak.

Bilime, insanlığa, ülkesine ve özelde Erzincan’a katkı sağlamak mutlu ediyor onu.

Umutları tükenmiş hastalara dokunmak ve onların iyi sonunu görmekten keyif aldığını söylüyor.

 Ethem Geçim Hocamızın konferansta söylediklerini şöyle özetleyebiliriz;

“Zengin bir ülke değiliz fakat genç nüfusumuz var. Gelişmenin motoru iyi yetişmiş insan. Sizler ne kadar hazır olursanız milletlerarası yarışta yerimizi o kadar çabuk alırız.

İşimizi severek yapmalıyız. Sabah 06:00 dan dan akşam 21:00 kadar çalışıyorum. Ancak severek yaparsanız yapabilirsiniz. Severek yapabilmeniz için becerinizin olduğu alanlarda kendinizi geliştirmeniz gerekir. 

 Tıpta hızlı okuma, hızlı öğrenme ve hatırlama kabiliyeti önemli. Öğretmenlerin çocukların becerileri konusunda koçluk yapması lazım. Öğrencilerin güçlü yanlarını keşfetmeleri gerekir. Severek yapılan iş hem mükemmellik hem de mutluluk getirir. Doktorluğun temelinde insan sevgisi var. Amerika’da tıp öğrencileri niye doktor olmak istediklerine dair kompozisyon yazıyorlar.

İçimize kapanmamalıyız. Dünya nereye gidiyor takip etmeliyiz. Tıp dalında Türkiye çok başarılı... Şuanda Rusya’ya, Balkanlara ve Ortadoğu’ya belli alanlarda sağlık hizmeti satıyoruz.

 Diğer dallarda da başarılı olmak için okullarımızı ve üniversitelerimizi avamlıktan kurtarmalıyız. Performansımızı artırmak için liyakate, kaliteye önem vermeliyiz. Her yere üniversite, tıp fakültesi açılmaz. Sayı değil nitelik önemli.  İyi hoca olmadan Tıp Fakültesi açmanın bir anlamı yok.

Erzincan gibi şehirlerde, üniversitelerin özendiriciliğinin olması lazım. 

Bölgesel sağlık otoritelerinin kurulması gerekiyor. Bölgelerin sorunları, insan yapısı hastalıkları bile aynı. Buna göre lokal çözümlerin üretilmesi gerekiyor. Erzincan’da çalışan bir doktorun, öğretmenin maaşının caziplik oluşturması gerekiyor.

Tıp fakülteleri doyum noktasına yaklaşıyor. Çocuklarımızı Tıp mühendisliği, genetik mühendisliği gibi alanlara yönlendirmeliyiz. Her yıl yurt dışına tıbbi cihazlar ve ilaçlar için çok büyük paralar ödüyoruz neden kendi ülkemizde üretmeyelim.

 2. Dünya savaşı boyunca ülkemizde Tüfos Salgını görülmedi. Çünkü öncesinde Tifos aşısını geliştirmiştik. Bunlar birer milli başarıdır.  Neden sizler yeni başarılara imza atmayasınız”.

MODEL PROJE

Birazda Ethem Geçim Hocamızın Erzincan tutkusundan bahsetmek istiyorum. Hocamız bir köy çocuğu olarak Selüke Köyü’nden çıkmış bir bilim insanı olarak dünyaya damgasını vurmuş ama doğduğu toprakları hiç unutamamış.  Amerika’da yaşayan çocuklarını ara ara Selüke’ye getiriyor, buralara ait olduklarını hissettiriyor. Konu açıldıkça da Selüke’de ki çocukluk hatıralarını heyecanla anlatıyor. 

 Yaklaşık 20 yıllık bir hayali var…

Doğduğu yer olan Selüke’de bugüne kadar 1500 dönüme yakın arazi satın aldı. 20 yıldır parçalı ve küçük ölçekteki tarım arazilerini birleşik arazi haline getirip entegre meyve bahçeleri yapmak için didinip duruyor.

Ekilemez alanları ekilir hale getiriyor, su kuyuları vurduruyor...

Modern yöntemlerle şuana kadar 20 bine yakın vişne ağacı dikti.

 Arazi miktarını 2500 dönüme kadar çıkarmayı planlıyor. Zaman içerisinde buraların tamamını vişne bahçeleri haline getirmeyi düşünüyor. En nihayetinde ise tüm bu toprakları ve yatırımları vakıflaştırmayı hedefliyor.

Anlayacağınız devletin yapması gereken işi, toplulaştırmayı, alt yapıyı vs. kendi çabalarıyla yapıyor fakat bunlara rağmen bürokratik sıkıntılardan bunaldığı zamanlar oluyor.

Verimliliğin artırılması için kolaylıklar sağlanmalıdır.(Çayırlıda Sayın Gürsel Aslan’ın ve Erzincan merkezde Ethem Geçim Hocamızın meyve bahçeleri örnek projelerdir.)

Yarınlarda bu projeler istihdam sorununun çözümüne ciddi katkı sağlayacaktır. Sanayi yatırımları artacak, ülkemiz ve Erzincan’ın tarımsal üretimine önemli katkılar sağlanacaktır.