Günümü doyasıya yaşayabilmeliyim. Hiçbirşeyim ne fazla, ne de eksik kalmalı. Herşeyi yetesiye yapmalıyım. Mutluluk bile yeterince olmalı, fazlasında gözüm yok. Elimdekilerin kıymetini bilip dört elle sarılmalıyım elmaslarıma. Peki ya duygularım? Duygularım çağlıyor içimde! Gürültüsünden bir türlü uyuyamıyorum. Sessizlik biraz sessizlik lütfen! Olmuyor! Nafile! Çağlıyor ama düşmüyor yerine . Havada asılı kalıyor öylece... Bir mağaranın içine hapsolmuş gibiyim. Gün ışığı var fakat solgun. Gökyüzüne hasretim.
               Sonsuz maviliklerde kaybolmak istiyorum. Bembeyaz bulutları birşeylere benzetip, birer hayal kahramanı yapmak, yalnızca eğlenmek istiyorum. Bir gökkuşağının altından geçmeyi denemek, ya da bir ormanda yürüyüş yapmak... Kafamı kaldırdığımda alabildiğine yeşillik görmek istiyorum. Kuş cıvıltıları ve değişik hayvan sesleri dinlemek istiyorum. Sonra bir ceylanı seyretmek, masumca su içişini çıt bile çıkarmadan dinlemek, evet gerçekten bunu istiyorum.
               Dünyanın döndüğünü unutmamak, saniyeleri, dakikaları birbirini kovalarken düşünmek istiyorum. Bir dere şırıltısını dinlerken onun içinde ki balıkların birbirleriyle saklambaç oynadıklarını hayal etmek istiyorum. Arada bir ormanın içinden gelen ilginç hayvan sesleriyle irkilmek.... Onun bile beni ne kadar mutlu edeceğini düşünmek istiyorum. 
               Yağmur yağarken yaprakların dans edişini izlemek ... Rüzgara karşı direnen dalların çıtırtılarını işitmek istiyorum. Hasta bir sincabın ziyaretine gitmek, bir tavşanın havuç yemesini gizlice gözetlemek istiyorum. Kır çiçeklerinin üzerine uzanmak bir karıncanın telaşını seyreylemek istiyorum. Avcı bir aslanın bir ceylanı sinsice takip etmesine sadece göz ucuyla bakmak istiyorum.
               Çatık kaşlı insanları da bu ormanda görmek, bu güzelliğin tadına baktırmak istiyorum. İçlerine kadar işleyen nefretlerini silmek, nadasa bıraktıkları gönüllerine mutluluk tohumları ekmek istiyorum.Tüm istediğim bundan ibaret. Tabiatın esiri olmak... Sade ve sadece onunla haşır neşir olmak istiyorum.