Çağın Parametreleri ve Siyaset: Bazı kriterler esas alınarak yapılan tarihsel dönemler, kendine özgü nitelikleri içerisinde değerlendirilir. İçinde bulunduğumuz dönemin de kendine özgü vasıfları, paradigmaları ve parametreleri bulunmaktadır. İster günlük hayatımızda ister toplumsal

kamusal hayatımızda olsun, birey olarak yaşadığımız dönemi hiç değilse ana hatlarıyla kavramak, bizleri yeryüzünde anlamlı bir zemine taşıyacaktır.

Bu çağda ilk kez yaygın bir biçimde kendi yaşadığımız dönemi ve yeryüzünü daha bütün olarak kavramaya ve kendi çağımızın niteliklerinin farkına varmaya müteallik verilere sahibiz. Gelinen düzey, bu çağın insanına kendi yaşadığı dönemin unsurlarını kavrayabilme imkânlarını ve kavramsallaştırma verilerini sunmaktadır. XIX. yüzyıl ortalarında itibaren “atom-uzay çağı”, “bilgi çağı”, “bilişim çağı”, “uzmanlık çağı”, “iletişim çağı” deyişleri bu kavramsallaştırma çabalarının ürünüdür. Bu belirlemeler doğru olmakla birlikte, söz konusu unsurların hiç biri doğrudan bu çağın keşifleri değil, önceki zamanlarda ortaya çıkmış olgulardır. Günümüzde ise bilimsel araştırmaların yoğunlaştığını, bilgi toplumu oluşumunun arttığını, iletişim ağının yaygınlaşıp bilginin hızla paylaşıldığını kimse inkâr edemez. Bilgiye dayalı bir bilgi ya da iletişim ekonomisi oluşmuş, klasik üretim teknolojileri ve üretim biçimleri eski önemlerini yitirmişlerdir.

XXI. yüzyılın önde gelen bazı temel nitelikleri, sorunları ve çözüm içerimleriyle birlikte ele alındığında; vaktimizin her bir kesitinde, önceden ortaya konulan birçok veriyi içeren bilgi dünyası sarmalı içerisinde olduğumuzun bilincinde olmamız gerekecektir. Elbette ki, basit kişisel çıkarlar uğruna anlam dünyasını yitirmiş, bilgi ve bilgilenme sorunu olmayan bireyler bundan müstağnidirler. Hülasa; bu çağ, geçmişin bilgi ve birikimlerinin önemli çoğunluğunu içermektedir. Giderek çoğalan bilgilerle bugün devasa bilgi stokları oluşmuş durumdadır. Bütün bunlar kategorik olarak yeniden ele alınıp “yeni bir dünyanın inşası” için yeni yöntemlerle zenginleştirilebilmeli, “insanlığa fayda” bağlamında gerekirse boş malumatlar elemine edilebilmelidirler.

İkincisi; insanî, toplumsal ve yerel sorunlara karşı genel kamu oylarında duyarlılıklar giderek artmaktadır. Buna koşut olarak insanların ne olduğundan çok ne yaptığının önemli olduğu bilincinin henüz oluşmadığı bölgelerde ırkçılık, hamaset ve ötekileştirici tüm ideolojilerden kaynaklanan toplumsal sorunlar kendini göstermektedir. Hâlâ daha; ideolojik devletlerin antidemokratik baskıcı yönetimleri ya da etnik- ırkçı milliyetçilikler ve Siyonizm gibi utanç verici yapılar bu çağ içinde sırıtan olumsuzluklar olarak devam etmektedir. Yerellik ve çok kültürlülüğün doğallığını temel veriler olarak kabul edip nitelliği esas olan yeni bir uygarlığın yol haritasını çizmenin zamanı gelmiştir, diyebilir.

Üçüncüsü; ekolojik sorunlar yeryüzü genelini etkileyecek bir düzeye erişmiştir. Niceliğin egemenliği, “alamet” olmaktan öte çağın omurgası gibi yansımaktadır. Nicel artışlara rağmen toplumsal doyumsuzluklar da artmaktadır. Artan ihtiyaçların karşılanmasında salt nicel büyüme yetersiz kalmakta, elde edilen ürünlerin dağılımında adalet sağlanamamaktadır. Nicel gelişmişliklerin yetersizliği, büyüme ve gelişmişlikte nitel özelliklerin de önemli olduğunun bilinmesi bilincinin oluşmasını gerektirmektedir.

Dördüncüsü; toplumsal, siyasal, ekonomik bunalımların inişli çıkışlı ve sürekli olduğu artık kabullenilmektedir. Bunun yanı sıra derin ahlâki çöküşler olduğu dile getirilmekte ve buna karşın etkin tepkiler ortaya konmaktadır.

Çağımız için belirtilen nitelikler, bu çağa birikerek gelmiş bir dizi alt yapıların ürünü ya da bu çağda özellikle önem kazanmış gerçeklikler olabilir. Bunlar doğrudan çağın adı olmaktan çok, temel parametreler olarak görülmektedir. Salt nominalist bir yaklaşımla sıfatlarla uğraşmak yerine, çağın çözümlenmesi sürecinde bir ad bulunabilir. Dönemin niteliğini yansıtabilecek ve onu tanımlayabilme gücüne sahip olacak bu adlandırma, uygunluğu ve ikna ediciliği oranında kabul görebilecektir.

Olgu olarak siyaset, sorunlara çözüm bulma ameliyesi olması gerekçesiyle, siyasal arenada var olmak isteyen kimselerin, öncelikle çağın sorunlarını tespit ve tahlil etmede yetkin olmaları gereği çok açıktır; günümüz toplumunun beklentisi de bu yöndedir. (devam edecek)