Doğal gaz mı daha güzel yoksa soba yakmak mı, daha güzel diye sorarsanız, hepimiz aynı ağızdan ‘’sormaya ne hacet’’ dersiniz. Öyle ya kömür odun alma derdi yok, kadınlarımız modern evlerde soba yakma dertleri de yok, her şey onlar için. Ama insanlar bu boşluklardan ötürü aile huzurları da yok.

    Siz evinize doğal gaz almak için, bu günün parasıyla, doğalgaz tesisatı ve bağlantıları için en az 6.000 TL, harcarsınız. Dış cephe ve çatı izolasyonu için en az 4.500 TL, harcama yaparsınız. Keza her ay ödediğiniz faturasını da ekleyiniz. Şayet siz evinize bütün bu izolasyonları yaptırmanız halinde sadece yılda bir ton kömür ve yarım ton odun sizin kışınızı çıkaracaktır, bu da bu günün parasıyla l.250 TL, yapar. Orantıların hesabını siz ortaya çıkarın. Bu nedir, sadece hanım elini soğuktan sıcağa değmesin. Bakıyorum da, yeni nesil kadınları sizleri öyle rahat ettiriyorlar ki, bütün kumandalar ellerinde ve sizden bir adım ilerideler. En ufak bir tartışmada evini terk edenler, boşananlar ve istenmeyen kötü sonlar.

    Son yıllarda yapılan apartman dairelerine bakıyorum hiçbir bölümünde mutfaklar hariç soba bacaları yok. Neymiş efendim alan küçülüyormuş, Hanımefendiler beyefendiler artık 150 m2 kareye de sığamaz oldular, kendileri sığıyor da çeperleri (eşyaları) sığmıyor. Ya bir gaz kesintisi olursa kış ortasında halimiz nice olur, ya da birde elektrik kesintisi olursa halimiz nice olur. Bunları hiç düşünen yok, neden belediyelerimiz dairelere ruhsat verirken bu şartları göz önüne almıyorlar.  

    Keza her bölümün bir soba bacası olmalıdır. Çünkü evimizin havasını devamlı devir daim eder, ağır kokuları pis havayı çekip götürür. Dar gününüzde küçük bir soba evinizi şenlendirir. Sobanıza atacağınız çöp atıklarınız % 80 oranında atıklarınızı azalır, çevreyi daha az kirletirsiniz ve temizlik işlerine daha az yük olursunuz. Israrla söylüyorum nasıl yeni binalarda yalıtım şartları aranıyorsa, en az bir veya birkaç odaya soba bacası şartı getirilmelidir.

   Saf toprak ve kireç kokan bahçeli evlerimiz artık hikâyelerimizde ve hayallerimizde kaldı. Özlemi kaldı içimizde turbo sobaların, fırınlı sobaların ve üzerinde pişen yemeklerin, fokurdayan çaydanlıkların. Bir aile muhabbeti dökülürdü üzerimize, demet demet uzun kış gecelerinde. Bir tahayyül ediniz, sobanın yanında minderinizde eşinizle çocuklarınızla muhabbet ediyorsunuz. Hele birde eşiniz fırınlı sobanızda kete pişirmişse bundan daha mutlu bir aile tablosu olabilir mi? Televizyon yok, cep telefonu yok, daha yakındık daha mesut ve bahtiyardık.

   Rahat edeceğimizi ve huzur bulacağımızı zannediyoruz ama neleri kaybettiğimizin hiç farkında değiliz. Ne o toplumdan eser, ne ananelerden bir eser var, ne de o ahlak, saygı ve sevgi anlayışından bir eser var.