YARIN YANMAMAK İÇİN…

Terör belasının, yıllardır terörden beslenen Devletler eli ile gündemde tutulmaya çalışılması, Ortadoğu’da gerçekleştirilmek istenen planın bir parçası olduğunu, artık apaçık ortaya çıkarmıştır.

Terör sevicilerinin maskelerini tek tek indirip deşifre eden Türkiye’nin kararlı duruşu, bilinçli bir dış politika, uygulanmaya çalışılan kirli planları çökertmektedir.

Türk halkının terör karşısındaki vakarlı ve kararlı duruşu, kuru bir ırkçılık üzerinden bu aziz milleti birbirine düşürmeye çalışanların emelleri, dün olduğu gibi bugünde halkın sağduyu duvarına toslamıştır.

Merhum Akif’in, Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, toplu vurdukça sineler onu top bile sindiremez sözü, bedeli tarihte ödenmiş ve şimdi ise, ders alınması gereken bir sözdür.

Zira; Türk düşmanı olan Fener patriği Gregorius tarafından Rus çarına gönderilen mektupta, Türklerin ancak eğitim sistemine müdahale ve kendi içlerinden tarihine düşman bir nesil yetiştirmekle mağlup edilebileceğini ifade ettiğini biliyoruz. İşte o hain diyor ki, Türkleri maddeten ezmek mümkün değil, onun için evvela onlardaki itaat duygusunu kırmak, en büyük silahları olan maneviyatlarını akamete uğratmak gerekir. Maneviyatları, birlik ve beraberlikleri sarsıldığı gün, onları zafere götüren damar koparılmış olacaktır. Yapılacak olan onlara bir şey hissettirmeden bünyelerine bu tahribatı yerleştirmektir.

Terörün hamisi olan, Avrupa Ülkeleri ve Türkiye tarafından maskesi düşürülen Amerika’nın Afrin Harekâtı karşısındaki acziyeti ve çaresizliği, planlarının ters yüz olması, devlet ciddiyetinden uzak birbirinden farklı seslerin çıkması, Amerika’nın körfezdeki askerlerinin komutanı olan (kod adı) Çöl Ayısı’ nın haritayı göstererek, burada er geç bir Kürdistan kurulacaktır hayali suya düşmüştür.

Tarihten aldığımız ve çıkardığımız dersler gösteriyor ki, küresel güçlerin kıyamete kadar teröre hamilik edeceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Terör hadisesinin Uluslar arası boyutta ele alınması gerektiği konusunda ısrarcı olan Türkiye’nin çabaları er geç karşılığını bulacaktır.

Yeter ki, milletimiz kendi içinde bir sarsıntı geçirmesin, millet ve devlet olarak onlara yumuşak karın bırakmadığımız müddetçe hainler emellerine ulaşamayacaktır.

!5 Temmuz hainlerine atılan tokat, Fırat Kalkanı ve Afrin Harekâtı göstermiştir ki, Ülkemiz asli vazifesine, tarihi ve ilahi misyonuna aykırı olarak ayağına vurulmak istenen zincirleri, boynuna takılmak istenen gemleri parça parça, lime lime edecek güç ve kudrettedir.

Ülkemizin birliği, bütünlüğü ve bekası bir siyaset oyunu değil, ölüm kalım mücadelesidir. Ya, kökü mazide, yüzü birbirine dönük, içtimai hayatı hep yenilenen, taze, zinde, uyanık ve dipdiri olacağız, ya da birbirine sırtını dönen, güç odaklarının elinde çelik çomak olmaktan farkı olmayan bir hayata razı olacağız.

Hani önceleri, “sürekli aydınlık için, beş dakika karanlık” eylemi yapanlar vardı. Millete aydınlık için ışıkları kapattırıp, o karanlıktan yararlanarak ceplerini doldurup koltuğa oturanlar, ağacı bahane edip ortalığı yakıp yıkanlar, Türk’ler ile Kürtlerin etle tırnak olduğunu söylememize kim et, kim tırnak? Olur mu canım öyle şey, siz öyle diyenlere bakmayın, asıl niyetlerine bakın diyenler, o da tutmayınca Türk’lerin et Kürt’lerin tırnak olduğundan dem vurup tırnak uzadıkça kesilip atılırmış fitnesine sarılanların tuzakları bir bir yerle yeksan oluyor, olmaya da devam edecektir.

Kendisinden sonraki nesillere zulmü miras bırakan Avrupa’ya, İnsanlığın ve Medeniyetin ne olduğunu biz gösteriyoruz ve göstermeye de devam edeceğiz.

Koca Yunus’a demişler, Aşka uçarsan kanadın yanar. Yunus’ta demiş, Aşka uçmazsam kanat ne işe yarar?

Şer odaklarının maşası olan İçimizdeki azınlık birkaç soysuz güruhun aksine, Ülkemiz için, bayrağımız için, mukaddesatımız için, gelecek için, yarın yanmamak için. Hepimiz biz, biz hepimiz olmak zorundayız.