Yerel yönetimler, bulundukları yörede halka en yakın yönetim birimleridir. Belediyeler, bu özellikleriyle yöre halkının ekonomik, sosyal, kültürel alandaki tüm istekleriyle karşı karşıyadır. Belediyenin hizmet alanına giren tüm ihtiyaçların karşılanması belediyelerden beklenir.
         Vatandaş, yaşadığı şehrin temiz olmasını, suyunun akmasını, yolunun, caddesinin, sokağının, yaya kaldırımının mükemmel olmasını ister. Parkının, pazar yerinin, yeşil alanların ihtiyaca yeterli olmasını bekler. Ekonomik, sosyal, kültürel gelişmede belediyelerin etkili olmasını bir zorunluk olarak görür.
         Doğaldırki, belediyeler yöre halkının isteklerini, ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabildiği ölçüde en iyi hizmeti vermiş olur. Peki ama, bu en iyi ve en geniş anlamlı hizmetin elbette bir bedeli söz konusudur. Yani, kaynak sorunudur. Mevcut kaynakların en isabetli ve verimli şekilde kullanılması elbette kaçınılmazdır. Kaynağın yetersizliği karşısında yapılacak girişimler elbette vardır. Ve olmalıdır.
         Tarih boyunca büyük depremlerle sarsılmış, maddi ve insan varlığını kaybetmiş olan Erzincan’ın; deprem kalıntısı sorunlarının olması doğaldır. 1939 depreminden sonra vatandaşların acil iskanı için geçici olarak kurulan Kızılay Mahalesinin yeniden yapılanması, aradan geçen 80 yıla rağmen halen mümkün olamadı.
         Sözünü ettiğimiz bu sorunun çözümü için önceki yıllarda belediyenin, TOKİ ile birlikte sürdürdüğü çalışmalar, planlamalar, avam projeler iki mahalleyi kapsıyor. Hocabey ve Kızılay Mahallesini. Bunlardan Kızılay Mahallesinde 600, Hocabey Mahallesinde ise 533 parsel bulunuyor. Ne varki bu projeler hayata geçirilemedi.
         Türkiye sınırları içerisinde; depremlerde 40 bin insanın hayatını kaybettiği. Tüm maddi ve manavi varlıklarını, yetişmiş insan unsurunu kaybetmiş, tamamen “yokolmuş” bir başka şehir yoktur. Böyle bir şehrin yeniden yapılanması, ekonomik, sosyal, kültürel bakımdan gelişmesini, sadece bu felaketzede yöreden beklemek mümkün değildir. O nedenledir ki, devletimizin Erzincan’a özel bir ilgi göstermesini, daha gelişmiş, sorunlarını çözmüş bir Erzincan için katkıda bulunmasını beklemeyi, bir hak olarak görmekteyiz.
         Bilindiği gibi, Erzincan’ın deprem kalıntısı Çarşı Mahallesi ve Taksim Mahallesi sorunu 10 yıl önce başlatılan girişimlerle ve devlet desteği ile çözülmüştür. Kızılay Mahallesinin yeniden yapılanmasının çok daha zor olduğunu, ilgililerin beyanlarından öğrenmiştik. Buna rağmen bu konudaki çalışmaların kaldığı yerden, devam ettirilmesi gerekmektedir. Tıkanmalara karşın çözüm arayışları sürdürülmelidir.
         Şehrin göbeğindeki bu sağlıksız iskanın yeniden yapılanması, kısa sürede gerçekleşmelidir.
         Yeni belediye yönetimi konuya yeni bir heyecan, hareketlilik kazandırmalıdır. Diye düşünüyoruz.