Aile yakınlarıyla birlikte bir bütündür. Bir tarafında koparmaya çalışırsanız zedelenme başlar. Müşfik insanlarını da kaybedersiniz. Ananelerimizde saygının ahlakın kuralları vardı. Böyle her kesimin egemen olma dürtüleri yoktu.

Erzincan da kiralık bir evim vardı. Bir gün evimi kiralamak için bir vatandaş telefon etti ve bir yerde buluştuk. Evime baktı ve talip oldu. Sordum,

-Adı ne,

-Sami.

-Kimlerdensin, nerede çalışıyorsun, ne iş yaparsın?        

-Abi iki çocuğum var, 1300 lira aylığım var, öğlen yemeğimi de patron veriyor.

-Şu anda nerede oturuyordun, evinden neden çıkıyorsun?

           -Abi kirada değilim,(......…) köyünde babamın evinde oturuyorum.

-Babanla birlik misin?

-Hayır, bahçemizde iki ev var, birinde babam diğerinde ben oturuyorum.

-Peki, evin şehre çok yakın niye şehre geliyorsun, annenle eşinin bir sorunları var mı? Biraz mahcup ve üzgün bir ses tonuyla,

-Bizim hanım artık köyü istemiyor, doğalgazlı ev istiyor, artık yeter diyor. Şehre gelmek istiyor, çocuklar da şehirde okumak istiyorlar.

-İyi güzel de,  evimin kirası 600, doğalgaz su en az 300 lira toplam 900 lira yapar. Ayrıca okuyan çocukların var. Hesabını iyi yatın mı?  Geride 400 lira kalır. Bu parayla nasıl geçineceksin. Genç adam bir iç geçiştirdi, ben söze devam ettim.

-Bak Sami, yolcu taşıma ücretleri şehirle aynı, aynı okul köyde de var. Oduna, suya da para vermezsin, babanın bahçeli köy evinde bedava oturursun. Sizi rahatlık tepiyor herhalde, dedim. Adamcağız boyun bükerek devam etti.

-Abi ne yapayım, bende huzur bırakmadılar, başımın etini yediler. Ben de biliyorum, üstelik anama babama ayrılırken ben ne diyeceğim, üstelik babamın bir eli üzerimdeydi. Derken gözleri doluyordu.

Eşinin maksadı belliydi sırf eşini ailesinden uzak tutmaktı.  

-Anlaşıldı senin evinde sözün geçmiyor, ama onların lafına uyarak şehre gelirsen perişan olursunuz, neyine güveniyorsun, işin garanti bile değil, ben sana evimi kiraya veremem.

-Abi ne olur biraz ikram et belki babamda yardım eder.

-Hayır, olmaz, ikram etsem en fazla 50 lira ikram ederim, ama sana sebep olamam sen buralarda perişan olursun, sen en iyisi kimseye kulak asma, düzenini bozma. Biraz bozularak cevap verdi.

 -Sağ ol abi, sağ ol senden de bana fayda yok, diyerek, çaresizliğin vermiş olduğu üzüntüyle, düşünceli bir şekilde dönüp gitti. O kadın bir bahaneyle devamlı eşine, eşinin ailesine huzur vermeyecek, sonunda varlığını kaybetmiş, çaresiz o insanı şehre sürükleyecekti.

Vah zavallı adam, her şeye rağmen onları memnun etmek için ek işler yapacak, kredi kartına borçlanacağı kimin umurunda. Sırf kendi rahatı, egemenliği ve israfları için eşinin ana babasını çevresinde görmek istemeyen ve kocasını istediği yöne sürükleyen kadınlar, bir gün bir yerden patlak verdiğinde başkalarını suçlamasınlar.

Önünüzdeki nimetlere tekme atarsanız bir gün elinizdeki imkânları da kaybedersiniz. Evlilikler asla eğlencelik değildir.