İklim şartlarıyla, sakinliğiyle bir başkadır, ama gariptir benim memleketim. Meyvelerin, sebzelerin, balın, tulum peynirin, fasulyenin, üzümün, tadı, rayihası bir başkadır. Bu şehir Angut dut ağaçlarıyla ve yüksek tatlandırıcı özelliğine şeker pancarlarıyla ünlüdür.

         Bütün bunlara rağmen kendi kabuğuna çekilmiş, ihracatı yok denecek kadar azdır. Depremleri yaşayan gitmiş yerine görmeyenlerim geldiği kozmopolit ama şirin bir şehirdir. Bu yüzden asıl yerli halkı yok denecek kadar azdır.

         Rahmetli Namık’ın bir türküsü vardı. ’’Sen gittikten, sen öldükten sonra kimse bana öyle sahip çıkan olmadı. Uyanda kalk babam.’’Müteveffa başbakanımız Adnan Menderesin yadigârı, büyük Erzincan ovası üzerine kurulan şeker fabrikamız vardı. Arazileri üzerine şeker pancarı tarlaları, her türden sebze ve meyve bahçeleri, kümes ve büyükbaş hayvan çiftlikleri ve toptan perakende satışları vardı. Ayrıca bağlı takım tezgâhları makine fabrikası vardı. Daha evvel şeker fabrikamızın birçok bölümü Erzurum iline aktarıldı, Bizim pancarımız sayesinde Erzurum ili bizden fazla kesim yapar oldu. Sonunda Erzurum iliyle birleştirilerek özelleşti. İnsanlar aileleriyle birlikte başka illere göç ettiler. 

Keza Adnan Menderes tarafından, büyük bir büyük bir arazi üzerine kurulan iplik (Bobinaj) ve dokuma fabrikasına bağlı satış mağazaları ve lojmanları vardı. Öylesine yoğun bir iş ortamına sahipti ki, işçiler 3 vardiya halinde çalışıyordu, çünkü başka ülkelere de tırlarla seri ihracatlar yapılıyordu. Sonradan ilave edilen ve yüzlerce insanın çalıştığı Tercan ayakkabı fabrikası da kapatıldı, bir anda yok oldu. Yine insanlar aileleriyle birlikte başka illere göç ettiler. Keza iş adamlarımızda bu dar çevre nedeniyle onlarda başka illere göç ettiler.

Rahmetli başbakan Necmettin Erbakan tarafından temelleri atılan Organize sanayideki takım tezgâhları fabrikasının temelleri de elimizden alındı. Yıllar içerisinde diğer kuruluşlarda ya başka illere aktarıldı ya da yok oldular.

         Bu memleket depremler nedeniyle kan kaybeden, küçük bir nüfusu olan bir şehirdi, bütün fabrikalar satılsaydı yine bizim fabrikalarımız kalmalıydı.

         Benim memleketin gariptir, sahipsizdir ama insanı güler yüzlüdür, sofrasını açar, tez kaynaşır. Zabıta vakaları yok denecek kadar azdır. Yağında kavrulmasını bilir, sabırlıdır,  merhametlidir. Burası sakin bir huzur limanıdır. Buraya naklen gelenler doğu ilidir diye ağlar, gidenler de bu güzel, sakin şehri, iklimi ve güler yüzlü insanları kaybedeceği için ağlar.

         Bu sakinliği yüzünden memleketimiz çok şey kaybetmiştir, fazla gelişmemiştir. Bir cumhurbaşkanı üç başbakan yetiştiren bu mazbut şehir, yoğun nüfusa sahip ve bir başka şehir olmalıydı.