Dostluk nedir?

Kimlerle dost olunur,

Zararlı dostluk var mıdır?

Dostluk bir yol arkadaşlığı, kader birlikteliği midir yoksa kendi menfatiini koruyacak bir partner veya bir grup bulmak mıdır?

Bu yazıda bu soruların cevabını bulmaya çalışacağız.

Meşhur bir söz:

"Gerçek dostlar yıldızlar gibidir karanlık çökünce ortaya çıkar"

Senin başkalarına yaptığın zulmü ve hataları sürekli onaylayan insan dost sayılır mı?

Dost, insanı karanlığa mı gömer yoksa  aydınlığa mı çıkarır. Dost sizi nihayetinde cehenneme mi götürür cennete mi?

Dostluk birlikte yükselmek midir birlikte çukura düşmek midir?

Aldıklarıyla verdiklerini sürekli muhasebe eden bir ilişkide dostluktan bahsedilebilir mi?

Bu nedenle diyoruz ki Dostluk bir mayadır, bir kalıptır bir formattır. Dost içindekini dostundan gizlemeyendir. Dost şüphe duyulmayandır. kalbinizi yoklayın şüphe duyuyorsanız o dostunuz değildir.. Dostun dostundan gizlediği  bir şey varsa henüz dostluk başlamamıştır.

Dostluk bir yönüyle anne evlat ilişkisine benzer. Saftır, durudur ve katıksızdır. Dost, dostunun kalbindeki fırtınayı söylemeden hissedendir.

Gerçek dost dost için yaptığı fedakarlıktan üzüntü ve pişmanlık duymaz.

Zira onun mutluluğu kendi mutluluğudur onun acısı kendi acısıdır.

Şeytanın yolundan gidenlerin de dostluğu vardır Ancak bu dostluk da hiç kimse saadet'e ulaşamaz. Çünkü şeytanın bugüne kadar saadete ulaştırdığı tek bir mahluk olmamıştır.

 Bu nedenle en güzel dostluklar Allah yolunda kurulanlardır.

 Dostlar şerde değil hayırda yarışanlardır.

 Dostluk sadece çıkar birliği değildir?

Dostunun yanlış yolda olduğunu ve gelecekte büyük bir tehlikeye maruz kalacağını öngörüp de dostluğumuz bozulur endişesiyle uyarmayan insan dost değildir. Çünkü gerçek dost sadece kendini değil dostunun da menfaatini hiç hesapsız düşünendir.

Bir mafya elemanlarının dostluğu dostluk sayılır mı?

Onlar bir işte haklı ya da meşru olup olmadiğina bakmaksızın grubun hedefleri doğrultusunda hareket ederler başkalarına zulmederler başkasının parasını yağmalarlar.

Kendi arkadaşlarının 10 kuruşluk menfaati için masumların milyonluk mallarına zarar verebilirler.

Onların yaşam sevinçlerini yok edebilirler.

Günahsız insanların Umutlarını kırabilir ve oluşturdukları korku imparatorluğu ile toplumdaki güveni yıkabilirier. 

Sorulması gereken soru:

Dostun yanlışını desteklemek dostluk mudur?

Dostunun yanlışını sürekli destekleyen ve teşvik eden insan bir müddet sonra kendini de yok etmez mi?

Dostluk kısaca sınanmış olandır. Çünkü sınamadığınız bir insan hiç ummadığınız yerde sizi yarı yolda bırakabilir ki bunun kırgınlığı bir ömür hayatınıza damga vurur ve yıllar geçse de asla meydana gelen zarar zarar telafi edilemez. Belki bu kırgınlık hayat boyu başka dostlar bulmanıza mani dahi olabilir

Hayattaki büyük kavgaların büyük adli vakaların pek çoğu bu kontrolsüz ve desteksiz güven ilişkisinden(test edilmemiş dostluklardan) kaynaklanır.

Peki hayatında zorluk yaşamamış bir insan dost sahibi olabilir mi ? Bir başka soru dostlugunuzu  test edecek bir ortam bulmadığınızda dostlarınızdan emin olabilir misiniz.

Bu sorularin  cevabını da sizin düşünce dünyanıza bırakıyorum.

Bir filozof diyor ki ben gerçek dostlarımı fırtınalı havada bulurum.

Çünkü fırtınalar zayıf ve güçlü ağaçları ayırırlar.

Zor zamanlar herkesin katlanabileceği zamanlar değildir.

Beni de hayatta en çok şaşırtan sürpriz şudur.

Kader'in en büyük cilvesi darda kaldığınız bir anda beklediklerinizin değil beklemediklerinizin size  yardıma koşmalaridır. Bunun  esrarını çözdüğüm gün hayatın anlamını da kavramış olacağım.

Yine meşhur bir söz:

Dost katlanılan değil razı olunandır.

Ne demek razı olunan.

Ondan gelen sıkıntı, sıkıntı olarak kabul edilmez insan evladının sıkıntısını dert sayar mı.

İnsan evladı yüzünden birisi ile düşman olduğunda bundan pişmanlık duyar mı? Dostluk da buna benzer.

Burada en çok dikkat etmemiz gereken husus dostluğun kurulma vaktidir.

Dostluk birlikte ve senkronize bir şekilde kurulan bir bağ mıdır yoksa ilk olarak bir tarafın fedakarlığı ile gelişen bir olgu mudur?

Ve akla gelen sorular:

Dostluk akılla mı kurulur vicdanla mı, yoksa Gönül ile mi?

Şimdi can alıcı soruları soralım.

Gerçek bir dost bulmak için insanın kaç kez ihanete uğraması, kazık yemesi gerekir.

İnsan ömrü bu ihaneti kaldıracak derecede uzun mu ve insanın serveti bu ihanetleri karşılayacak kadar büyük müdür?

Sonuç olarak dostluk iradi bir tasarruf değil insanın haricinde gelişen bir olay yani bir nasip işidir. Elbetteki nasibe giden yol insanın yaptıkları ile alakalıdır...

İnsan istediği ile dostluk kuramaz ve pek çok insanin  hayatında gerçek bir dostu dahi olmayabilir..

İnsan bazen 100 dost adayından sonra gerçek bir dost bulurken bazen ilk tanıştığınız insan ise gerçek bir dost olabilir.

Hz. Ömer'in sözü: Sizden biriniz, bir başkasının sevgisine nâil olursa, ona sımsıkı sarılsın. Çünkü bu çok nadir zuhur eder.

Hayırlı Ramazanlar