Diyanet İşleri Başkanlığı, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü aracılığıyla Din Görevlileri ve ailelerine yönelik sürdürülen proje kapsamında “Sağlıklı Birey, Mutlu Aile, Huzurlu Toplum” adlı seminerlerle aileye yönelik düzenledikleri bilgilendirme toplantıları kapsamında Erzincan Müftülüğü olarak Aile ve Dini Rehberlik Bürosu faaliyetlerini sürdürüyor. Erzincan Müftülüğü Konferans Salonu’nda toplanan bayanlara yönelik düzenlenen seminerde bir konuşma yapan Erzincan İl Müftüsü Yavuz Karabayır; “Mutlu ve huzurlu aileye giden yolun, iyi bir aile eğitiminden geçeceği unutulmamalıdır. ‘Zararın neresinden dönülürse kârdır’ denir ya, bu eğitimi evlenmeden önce alamayanlar, bir dakika dahi kaybetmeksizin evlenmeden sonra da olsa, mutlaka almalıdırlar. Aile ile ilgili yapılan araştırmalarda, araştırmacılar mutlu ailenin şu üç sırrını, keşfetmişlerdir. Bu üç sırdan birisi beraber zaman geçirmek, ikincisi eşlerin yeri geldikçe birbirini takdir edip yüceltmesi, üçüncüsü de hizmet davranışı, ev işlerinde hanımın erkeğe, hasta olduğunda ve ihtiyacı halinde de erkeğin kadına hizmetidir. Bu üç madde de sevginin ve fedakârlığın en bariz resmidir. Diğer yandan biz evlilikte ve aile yuvasında huzur ve mutluluğun şifresini, 4 S formülüyle izah ediyoruz. Sevgi, saygı, sabır ve sadakat, bu değerler birbirine sıkı sıkıya bağlı dört katlı bir bina gibidir. Bunlardan birisini çekip alırsanız, o bina ayakta kalamaz. Evlilik kurumunu temelinden sarsan etkenlerin başında eşlerden birinin, ya da ikisinin de kendi doğrularını ilke edinip, kendi dediğinden başkasını asla kabul etmeyen sabit fikirli yaklaşımlarıdır. Her konuda benim dediğim olacak, diye tutturup inatlarından vazgeçmemeleridir. Bu çeşit anlayışa sahip olan evliliklerin ömrü çabuk tükenmektedir. Şunu unutmayalım ki, fedakârlık olmadan, bir evliliğin yürümesi söz konusu değildir. Çevrenizde sık sık eşinden ve çocuklarından şikâyetçi insanlar görürsünüz. Nice eş ve nice çocuk, ne yaparsanız yapın hiçbir şeyden mutlu olmazlar. Hep sitem, hep şikâyet. Bu davranış insanlar için normal değil, hastalıklı bir ruh halinin göstergesidir. Sabır ve şükür nimetinin kıymetini iyi bilmek gerekir. İnsanın sahip olduklarıyla mutlu olmasını bilmesi, öğrenmesi ve çocuklarına da öğretmesi sosyal hayatta çok önemli bir kazanımdır. Çocukların özellikle manevi eğitimini ihmal eden ve onların gönüllerini ve ruhlarını boş bırakan aileler, çocuklarının olumsuz davranışları karşısında, onları suçlamadan önce, kendilerini hesaba çekmek zorundadırlar. Ailede yapılan yanlışların, telafisi asla mümkün değildir. Karı koca birbirlerine olan davranışlarında ve çocuklarını yetiştirirken, sıfır hata ile hareket etmek zorundadırlar. Biz yıllardır ‘Mutlu Aile Başarılı Çocuk’ konferanslarında, evlenmeden önce eş adaylarının mutlaka bir eğitim görmesini, ısrarla vurguluyoruz. Çünkü sağlam bir toplum, sağlam bir millet ancak ve ancak eğitimli bir aile ile elde edilir” dedi.
Editör: Doğu Gazetesi