Erzincan İl Müftüsü Burhan Çakır, ‘Mevlid Kandili’ nedeniyle yazılı mesaj yayımladı.

Çakır mesajında şu ifadeleri kullandı; “17 Ekim Pazar gecesini Pazartesi gününe bağlayan gece tüm insanlığı onurlandırmak üzere dünyamızı teşrif eden Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in mevlid-i şeriflerinin 1443. yıldönümünü idrak edeceğiz. (11 Rebîu’l Evvel 1443). Mevlid-i Nebi’nin, ülkemiz, gönül coğrafyamız, bütün İslâm âlemi ve topyekûn insanlığın huzuruna vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl,

Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl?

Bu vecîz ifadeler, Efendimiz (s.a.v.)’i ne kadar da güzel anlatıyor…

O, rahmet ve merhamet peygamberidir, canlı-cansız tüm yaratılmışlara rahmet olarak gönderilmiştir. Yeter ki diller ve gönüller ona yönelsin.

Rabbimiz, insanlık âlemine yaratılış gâyesini, hayâtın anlamını ve imtihân boyutunu bize, bizim için her fırsatta öğretmiş ve öğretmektedir.Efendiler Efendisi olan Rasûl (s.a.v.), insanlığı bir olan Allâh’a inanmaya, hayatı kulluk, sadâkat, samimiyet, ihlâs ve vefâ gibi yüce değerlerle hayatını tezyîn etmeye çağırmıştır. Onun dünyaya gelişi, ölüme hayat, zulme adâlet, cehâlete bilgi, vahşete merhamet, düşmanlığa barış ve selâmet olmuştur. Karanlıklar içerisinde kaybolan insanlık, onun gelişiyle yeniden yolunu ve istikâmetini bulmuştur. Dünyanın karmaşasında katılaşan kalpler, onun şefkât pınarıyla yeniden yumuşamıştır.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin Hicri takvimle 12 Rebi’ul-Evvel 571 Pazartesi günü insanlığa adeta bir güneş olup doğduğu bu gece, Ümmeti Muhammed tarafından her yıl Mevlid Kandili olarak idrak edilmektedir. Ümmeti olma şerefine erdiğimiz Allah Resûlü baskı, zulüm ve zorbalığın had safhada olduğu bir dönemde insanlığa merhamet ve doğruluk timsali olmuştur. İnsanlık onun örnekliğiyle, İslam’ın güzel prensipleriyle adeta karanlıklardan aydınlığa kavuşmuşlardır.

Kardeşlik bağlarının ciddî yaralar aldığı bir zaman ve mekânda hem Efendimize hem de birbirimize kardeş olmanın iklim ve ortamlarını yeniden bulmak ve onun özlemini çektiği kardeşler topluluğu olmayı yeniden hatırlatmak zorundayız.

Bu gece vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, “insanlık için gönderilmiş hayırlı bir ümmet” in bireyleri olarak her birimize yüksek sorumluluklar düşmektedir. Etrafımızda olup bitenlere karşı duyarsızlığımızı sürdürerek, bizi sürekli kuşatan tuğyana karşı mütemadiyen kayıtsız kalarak salih bir mü’min olma iddiasını korumamız mümkün değildir. Bu gecelerde adaletsizliklere, ikiyüzlülüklere, insanı baştan çıkaran ve onu Rabbinden uzaklaştıran vesveselere karşı gerekli duyarlılıklarla donanarak dua ve niyazlarımızı tam bir özgürlük yükselişiyle taçlandırmak durumundayız. Bu geceler bize, hem Müslümanların karşılaştıkları ağır ve çekilmez acılardan kurtulma yolları hakkında düşünme hem de zaman zaman yersiz ve temelsiz hedefler adına Müslümanların birbirlerine reva gördükleri sıkıntıları sorgulama imkânı vermelidir. Bugün artık insanlığın topyekûn yaşadığı manevi kayıplar üzerine düşünmek de her Müslümanın asli görevleri arasında yer almalıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı’mız bu yıl Mevlid-i Nebi Haftası’nın temasını “Peygamberimiz ve Vefâ Toplumu” olarak belirleyip ilan etti. Bundan hareketle bizler, hafta boyunda “VEF” kavramı üzerine çeşitli etkinliklerle, sohbet ve konferanslarımızla toplumumuzda bir bilinç inşası için gayret göstereceğiz.

Yapacağımız etkinlikler çerçevesinde; Şiir ve kompozisyon yarışmalarımız, tüm camilerde olduğu gibi, Terzibaba Camii’nde Mevlid Kandili Özel Programı’mız, kurumsal ziyaretlerimiz, hastahane ziyaretlerimiz, gençlerle söyleşi programlarımız, sabah namazı buluşmalarımız ve husûsiyle, Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız Burhan İşliyen’in konuşmacı olarak katılacağı ve 25 Ekim tarihinde Pazartesi günü saat 13.30’da müftülüğümüz konferans salonunda icra edeceğimiz “Peygamberimiz ve Vefa” konulu konferansımız ile haftamızı değerlendirmeye çalışacağız. Tüm halkımızı konferansımıza davet ediyor, bekliyoruz.

İnsanları yücelten ulvi bir meziyet olan vefa, özünde sadakat, samimiyet gibi ahlaki değerleri barındırır. Milletler bu yüce hasletle fazilete ermiş, devletler bu meziyetle itibarını koruyabilmiş, aileler vefa üzerine kurulmuşsa eğer varlıklarını devam ettirebilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde olgun müminlerin vasıfları sayılırken onların ahde vefa gösterme özelliklerine işaret edilmektedir. Ayrıca Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de, kendisine kulluktan anne babaya saygıya, antlaşmalara riayetten yetim malını koruyup gözetmeye kadar birçok konuda vefa hatırlatması yapmakta, hayatlarını ve mücadelelerini anlattığı ve bizlere örnek olarak sunduğu tüm nebilerin en belirgin vasıflarından birinin vefa olduğunu bildirmektedir.

Sevgili Peygamberimizin (sas) kutlu doğumu vesilesiyle bugün bir kez daha hatırlatmak isterim ki; insanın kendisini değersizleştirdiği, bir meta haline dönüştüğü, onurunun göz ardı edildiği, zedelendiği, ayaklar altına alındığı, insanlığın kaybolmaya yüz tuttuğu ve insanı onursuzlaştırma, itibarsızlaştırma, değersizleştirme ve değerlerinden soyutlama gayretlerinin küresel ölçekte politikalar haline geldiği günümüzde bütün âlemleri onurlandırmak için gönderilen rahmet yüklü adalet elçisinin, hikmet yüklü ahlâk peygamberinin onur mücadelesini ve insana bakışını yeniden keşfetmeye ve bu keşfimizi toplumun bütün katmanlarına açmaya her zamankinden daha ziyâde muhtacız.

Hiç kuşkusuz kutlu doğumunu idrak edeceğimiz Efendimiz (sas)’in örnekliği ve rehberliği, insanlığın bugün içine düştüğü her türlü badireyi atlatması, zedelenen insanlık onurunun tekrar yücelmesi ve özlenen aydınlığa kavuşması yolunda yegâne ölçü ve çaredir.

Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, Erzincan’ımızın, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve tüm İslâm âleminin Mevlid-i Şeriflerini tebrik ediyor; Mevlid-i Nebi’nin, dünyanın muhtelif yerlerinde çiğnenen ve zedelenen insanlık onurunun yeniden yücelmesine ve korunmasına,içerisinde olduğumuz sıkıntılı hastalık günlerinden kurtulmamıza vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.”

Editör: Doğu Gazetesi