STK’lar adına bir basın açıklaması yapan Birlik Vakfı Erzincan Şube Başkanı Erdal Akpınar şu ifadelere yer verdi; “16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak olan Anayasa Değişiklik Paketi Referandumu hakkındaki görüşlerimizi ve kararımızı sizlerle paylaşmak için toplanmış bulunuyoruz. Öncelikle Erzincan Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına sizleri saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Milli ve manevi değerlerimiz ortak paydasında buluşan 28 sivil toplum örgütünün bir araya gelerek kurduğu platformumuz, bir yılını geride bırakmış bulunmaktadır. Bu süre zarfında gerek ilimiz, gerekse ülkemiz çok önemli gelişmelere sahne olmuş; platformumuz bu süreçte üzerine düşen her türlü görev ve sorumluluğu sivil toplum anlayışı ekseninde hakkıyla yerine getirmeye çalışmıştır. Özellikle 15 Temmuz FETÖ ihaneti karşısında yekvücut olarak mücadele vermiş, şehrimizin diğer paydaşlarıyla birlikte vatanına, bayrağına ve iradesine sahip çıkmıştır. Yine bu süreçte her türlü politik mülahazanın ötesinde Erzincan'ın gelişmesi ve kalkınması için sosyal, kültürel ve ekonomik alanda fikir, öneri ve proje geliştirmiş, bunları kamuoyuyla ve yetkililerle paylaşmış, takipçisi olmuştur. Hepsinden önemlisi Erzincan'da bu çatı altında gerçek anlamda bir birliğin, kardeşliğin ve dayanışmanın zeminini oluşturmuştur.

Kıymetli basın mensupları! Tarihi günler yaşıyoruz. 16 Nisanda birey olarak her birimizin hayatını olduğu kadar, topyekûn Türkiye'nin ve Türk Milletinin geleceğini ilgilendiren bir tercihte bulunacağız. Anayasamızın başta hükümet sistemini belirleyen maddeleri olmak üzere, 18 maddesinin değiştirilmesi için önemli bir karar vereceğiz. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, yakın tarihimizde ilk kez sivil bir meclis kendi hür iradesiyle anayasada bu çapta köklü bir değişiklik yapmayı başarmış ve halkımızın önüne getirmiştir. Üstelik bunu son genel seçimde %60'dan fazla oy alan Türkiye'nin iki büyük partisi olan AK Parti ve MHP birlikte başarmıştır. 1961 ve 1982 anayasalarının darbelerin ardından askeri yönetimler tarafından yapıldığı düşünüldüğünde, önerilen bu köklü değişikliğin kendisi dahi tek başına bir başarıdır. Şunu çok iyi biliyoruz ki, 12 Eylül darbe anayasasının milli egemenliği hiçe sayan vesayetçi bürokratik mantığı ile yetki ve sorumluluğun dağılımındaki sorunlu yapısı Türkiye'yi krizden krize sürüklemiştir. Cumhuriyet tarihinde 65 kez iktidar değişmiş, hükümetlerin ortalama ömrü sadece 1.5 yıl olmuştur. Ülke kendi içerisinde kısa dönemler dışında bir türlü istikrarı sağlayamamış, yetki ve sorumluluk kargaşası nedeniyle yöneticiler başarısızlıklarının veya ülkeye verdikleri zararın faturasını dahi doğru dürüst ödememişlerdir. Bu şartlarda Türkiye'nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sorunlu olan, yapılan değişikliklerle yamalı bohçaya dönen 12 Eylül anayasasıyla gidebileceği fazla bir yol kalmamıştır.

Basınımızın mümtaz temsilcileri, Değerli Erzincanlılar! 16 Nisan Referandumunda Anayasa değişikliğiyle önerilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde hâlihazırdaki anayasanın en büyük problemi olan yetki ve sorumluluk kargaşasına son verilmektedir. Meclis yasama faaliyetinde bulunacak, Cumhurbaşkanı ise kuracağı hükümetle yürütmenin başı olarak ülkeyi yönetecektir. Cumhurbaşkanı 5 yılda bir halkın oyuyla seçilecek, bunun için de oyların en az % 50'sini alması gerekecektir. Mevcut sistemde çok daha az oy alan partilerin iktidar olabildiği, hatta parti başkanı olmayanların dahi başbakan atanabildiği göz önüne alınırsa, yeni sistemin milli iradeyi güçlü bir şekilde yansıttığı görülür. 28 Şubatın karanlık günlerinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in parti başkanı bile olmayan birine, Yalım Erez'e hükümeti kurma görevini verdiği hafızalardadır. Anayasa değişikliğiyle bu tür çarpıklıkların önü kesilmekte, milli irade doğrultusunda herşey belirginliğe ve kesinliğe kavuşmaktadır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik tek adam eleştirisi ise mesnetsizdir. Yeni sistemde millet tarafından doğrudan seçilmiş bir parlamento ve yine doğrudan seçilmiş yürütmeden sorumlu bir Cumhurbaşkanı olacaktır. Cumhurbaşkanı yasalar çerçevesinde ülkeyi yönetmekle, parlamento ise yasa yapmakla ve hükümeti denetlemekle görevlidir. Mevcut Parlamenter sistemde %30-40 oy almak partiler için başarı sayılırken, önerilen sistemde %50'nin altındaki oy aranı başarısızlık anlamına gelmektedir. Bu durum doğal olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda olmasa dahi, ikici turunda partilerin veya adayların ittifaklarını, birbirine yakın görüşlere sahip partilerin ve adayların uzlaşmasını gerektirmektedir. Yeni sistem hükümet kuramama ve yönetim boşluğu gibi geçmişte çokça çilesini çektiğimiz sorunlara kesin bir çözüm getirmektedir. Ayrıca yeni sistem halktan kopuk, çeşitli oyunlarla ve komplolarla bir şekilde iktidar olabilen jakoben politikacıların, ideolojilerin veya partilerin iktidar olmasını da engellemektedir. Söz konusu kesimlerin hırçınlaşmasının ve dış destekçilerini de yanlarına alarak kara propaganda yapmalarının en önemli nedeni budur.

Son olarak şunu da belirtmeliyiz ki; yaşadığımız çağ ve coğrafya Türkiye'nin mevcut sistemle yürümesini ciddi anlamda zorlaştırmaktadır. Büyük güç olma ve geçmişteki şanlı medeniyetini yeniden inşa etme iddiasındaki Türkiye'nin istikrarlı, doğru ve hızlı karar verebilen bir yönetim modeline ihtiyacı vardır. Bizler Türkiye'nin ve Türk Milletinin refahı ve daha iyi yönetilmesi hususunda sorumluk hisseden Erzincan Sivil Toplum Kuruluşları Platformu mensupları olarak, anayasa değişikliğinin Türkiye'nin yararına olacağına inanıyoruz. Türk Milleti feraset ve basiret sahibidir. Neyin doğru, neyin yanlış, neyin faydalı, neyin zararlı, kimin dost, kimin düşman olduğunu idrak edecek olgunluktadır. Kanaatimiz odur ki; darbeler görmüş, muhtıralara maruz kalmış, 28 Şubatı yaşamış, en son ise 15 Temmuzda katledilme pahasına göğsünü tanklara siper etmiş aziz milletimiz her şeyin farkındadır. Ülkemiz için hayati öneme sahip olan bu anayasa değişiklik paketi kısır ve basit siyasi çekişmelere kurban edilmemelidir. Yeni anayasa ile yarınlarımız çok daha aydınlık olacaktır. Bizler, bu referandumda istikbalimiz ve istikrarımız için EVET diyeceğiz. Daha güçlü bir Türkiye için EVET diyeceğiz. Sizleri de EVET demeye davet ediyoruz.”   

Editör: Doğu Gazetesi