Bundan 20 yıl öncesine kadar böyle camilerimizde yayılan sandalye ve taburelerde namaz kılma modaları yoktu. Acaba diyorum daha evvel hiç yaşlı, hastalıklı veya sakat bir insan yokmuydu. Namazın şartlarından biriside, secdede alnı yere koymak farz, burnu yere koymak vaciptir.

Bu insanlar bir piknik yerinde, yer sofrasında veya evlerinde hiç mi yere oturmadılar? Peygamber Efendimizin s.a.v. ‘’Namazınızı ayakta kılamıyorsanız oturduğunuz yerde, oturduğunuz yerde kılamıyorsanız yanınız üzerinde ve yatalak iseniz ima ile kılınız.’’ Hadisi Şerifi varken sıkıntı içinde olsa dahi bu insanlar neden alınlarını yere koymaktan beri duruyorlar.

         Yine bir cuma namazı vakti, merkezi sistemlerle bir vaaz veriliyordu. Ben müezzinlerin oturduğu kürsünün yan tarafındaydım. Taburelerinde sırtını kürsüye yaslamış bir takım insanlar vaaz dinliyorlardı. Camiden içeriye gelen bazı insanlar kürsünün altına bakarak, gülümseyerek bir şeyler arıyorlardı ve dışarıya çıkarak taburesini alan diğerlerinin yanlarına diziliyorlardı.

         O sırada caminin kapısından içeriye, iki kolundan tutarak getirdikleri belinden ve ayağından sakat ayakta zor durabilen bir genci getirdiler. Yan taraftan tutunarak yere oturdu. O sırada taburesinde oturan birisi dışarıya çıktı ve bir tabure getirerek gencin yanına koyduğunda, maşallah o genç tepki gösterip tabureyi itti. Ve o haliyle tutunarak ayakta namazını tamamladı. Acaba o konser salonuna gelen insanlar gibi dizilen insanlar hiç ibret almadılar mı?

         Diğer taraftan Peygamber Efendimizin, bir hizada ve sıklıkla namazınızı kılınız, ikazı varken, bakarsınız arada geniş boşluk olduğu halde saf bölünmesi yaparak en arkada sırtlarını duvara yaslamışlar, etrafı seyrederek namazlarını kılıyorlar. Bu insanlar biraz ibret ve ders almak istiyorlarsa, Yeni Mahalle camisinde doksan yaşında, iki kişin yardımıyla namaza gelen ve sıkıntıyla namazını kılan Mahmut Efendiyi ziyaret etsinler. İhtiyarlar orada, ayağı boynu ağrıyanlar orada, kolu sarılı olanlar, hatta benden hızlı yürüyenler orada. 

         Yine bir öğlen farz namazında cemaat arasına bir tabureli girmişti, arkadaki insan her secdeye gittiğinde iki büklüm oluyor, başı adamın taburesine sıkışıyordu. Çünkü tabureli adan saf içinde ileri çıksa saf düzeni bozuluyor, geriye çıksa taburesi bir yere sığmıyor. Bire adam hiç değilse arka safta dur.

         Yetkililerin bazen bu husustaki ikazlarını duyuyoruz ama yeterli olmuyor. Öyle ise kaldırın bu tabureleri sandalyeleri, rahlelerden başka bir şey camilere sokmayın, oranında sıhhatini bozmasınlar. Çok sıkıntıları da olsa yine birlikte cemaat namazlarını kılsınlar, kenetlensinler. Asıl onlar daha kârlı çıkacaklardır.