Son zamanlarda oldukça sık görülmeye başlanan Anksiyete hayatı oldukça felç eden bir rahatsızlık türü. kaygı konusunda oldukça vesveseli bir hale geldiyseniz bu haberimizi gözden geçirmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. 

Anksiyetenin tanımı?

Anksiyete, gerçekte olmayan ancak gelecekteki olası tehditlere karşı kaygı ve korku hissedilen ruhsal bir bozukluktur. Sıkıntılı ve gergin ruh hali, dikkat ve hafıza sorunları, ölüm korkusu, kendine veya bulunduğu ortama yabancılaşma hissi, çarpıntı, mide ağrısı anksiyetenin belirtilerindendir. Anksiyete belirtilerinin gözlemlenmesi durumunda bir uzmana başvurulması ruhsal ve fiziksel sağlığı korumada önemli bir adımdır.

Anksiyete, bireyin gelecekteki olaylar veya mevcut durumlarla ilgili aşırı endişe, korku veya kaygı hissetmesi durumudur. Bu durum, hem zihinsel hem de fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir ve bireyin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir.

Anksiyete, kişinin gelecekteki belirsizlikler, potansiyel tehlikeler veya olumsuz durumlar karşısında yaşadığı yoğun kaygı ve endişe duygusudur. Bu duygu, zaman zaman herkesin yaşadığı normal bir tepkidir; ancak anksiyete bozukluğu, bu endişenin sürekli ve kontrol edilemez bir hale gelmesi durumunda ortaya çıkar. Anksiyete, genellikle kişinin günlük yaşamını olumsuz etkiler ve iş, okul, sosyal ilişkiler gibi alanlarda zorluklara yol açabilir.

Anksiyetenin fiziksel belirtileri arasında kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı ve mide bulantısı gibi semptomlar yer alabilir. Zihinsel olarak ise kişi sürekli endişe duyabilir, en kötü senaryoları düşünebilir ve bu düşüncelerle başa çıkmakta zorlanabilir. Anksiyete, depresyon gibi diğer zihinsel sağlık sorunlarıyla da ilişkili olabilir ve bu durum, tedavi sürecini daha karmaşık hale getirebilir.

Anksiyete bozuklukları farklı türlerde görülebilir. Yaygın anksiyete bozukluğu, belirli bir sebep olmaksızın sürekli bir endişe hali ile karakterizedir. Panik bozukluğu, ani ve yoğun panik ataklarıyla kendini gösterir. Sosyal anksiyete bozukluğu ise sosyal ortamlarda aşırı utangaçlık ve kaygı yaşanmasına yol açar. Tedavi edilmediğinde anksiyete bozuklukları kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Bununla birlikte, terapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile anksiyete bozuklukları yönetilebilir ve kişi normal yaşamına geri dönebilir.

Anksiyete ( Kaygı Bozkluğu)  Belirtileri?

Anksiyete bozukluğunda hastalar, genellikle zihin ve beden birbirinden bağımsız hareket ediyor kendi beden kontrolünü sağlayamıyor gibi hissederler. Duygulara verilen tepkiler ise kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bu nedenle anksiyete yaşayan kişide de fiziksel ve duygusal çeşitli belirtiler görülebilmektedir. Genel kaygı bozukluğu belirtileri şunlardır:
•    Gergin ve huzursuz hissetmek
•    Kalp atışında artış yaşanması
•    Hızlı solunum (hiperventilasyon) ve yer yer öksürük
•    Aşırı ve ani terleme
•    Titreme
•    Halsiz ve bitkin hissetme
•    Endişe ve korku dışında hiçbir olaya veya duyguya odaklanamama
•    Uykusuzluk
•    Gastrointestinal sorunlar
•    Kişiyi etkileyen olay veya ortamdan kaçınma dürtüsü.
•    Nefes darlığı
•    Ağız kuruluğu
•    Mide bulantısı
•    Kas krampları
•    Baş dönmesi

Anksiyete neden olur?

Anksiyete pek çok farklı sebeple ortaya çıkabilir ama genellikle birden fazla stresörün bir araya gelmesi sonucu oluşur. Anksiyete atağı bir defa olabileceği gibi atakların kronik bir duruma gelmesi de mümkündür. Her anksiyete atağının anksiyete bozukluğuna dönüşme riski bulunmamaktadır.

Anksiyetenin temel tetikleyicileri arasında çevresel stres faktörleri, genetik yatkınlıklar, diğer hastalıklara bağlı komplikasyonlar ve beyin kimyasındaki düzensizlikler sayılmaktadır.
Okul, iş yeri, aile ve sosyal ortamdaki problemler, ilişki problemleri ve yaşanan travmatik olaylar hastalığın başlıca etmenleri arasında yer alır. Kişilerin ailesinde çeşitli kaygı bozuklukları olması da kişileri anksiyeteye karşı daha savunmasız hale getirebilir. Bunlara ek olarak, anksiyete diğer medikal durumlara bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Ağır ameliyatlar, uzun süren nekahet dönemleri gibi durumlar da çeşitli kaygı türlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca madde bağımlılığı da anksiyete tetikleyicileri arasında gösterilmektedir.

Anksiyete kaç şekilde görülür?

Anksiyete bozukluklarında kişide gerçek ya da var olduğu düşünülen tehlikeye karşı aşırı korku ve endişe bulunmaktadır.

Genel kaygı bozukluğu

Genel kaygı bozukluğunda, kişiler belirli bir sebebi olmaksızın aşırı ve kontrol edilemeyen endişe ve gerginlik yaşar. Normal bir duygu olan kaygının, kişilerin hayatını sekteye uğratacak kadar yoğun olması; kişilerin olumsuzluklardan kaçmak ya da endişelerini hafifletmek için gündelik hayatlarını, işlerini, akademik ya da sosyal hayatlarını değiştirmeleri genel kaygı bozukluğunda en sık görülen durumlardandır. Yorgunluk, baş ağrısı, bulantı, yutma güçlüğü, terleme, sıcak basması gibi fiziksel belirtiler görülebilir.

Panik bozukluk

Daha çok panik atak adıyla bilinen panik bozukluk, ansızın gelen yoğun panik duygusuyla ortaya çıkar. Bu bozuklukta belirgin bir tetikleyici yoktur. Kişiler kalp krizi geçirdikleri ya da boğuldukları sanrısına kapılabilir ve terleme, göğüs ağrısı, taşikardi gibi belirtilerle hastaneye başvurabilir. Bu kişilerde kaygı, panik atağın tekrar gelişebilmesine karşı yaşanmaktadır. Atakların süresi birkaç dakikadan bir saate kadar değişebilir. Toplumda panik bozukluğun görülme oranı %2-4 arasındadır. Kadınlarda iki kat daha fazla görülmektedir.

Sosyal kaygı bozukluğu

Sosyal fobi de denen bu bozukluk, kişilerin gündelik hayatın normal akışındaki olaylar karşısında yoğun ve aşırı endişeye kapılmaları ile kendini gösterir. Utanç verici bir olay yaşama ya da yargılanma kaygısı bu kişilerde en baskın duygular arasındadır. Bu gibi kaygıların kişilerde altı aydan fazla sürmesi durumunda sosyal kaygı bozukluğu tanısı koyulur.

Fobiler

Fobiler belirli birtakım nesnelere veya durumlara yönelik olabilir. Kişinin belirli bir durum ya da nesneye karşı aşırı korku, endişe ve kaygı duyması durumu fobi olarak sınıflandırılmaktadır.
Yükseklik korkusu, örümcek fobisi, agorafobi, tuvalet korkusu, kan tutması ve hastalık fobisi (hipokondriya) kaygı oluşturabilen fobilere örnek verilebilir. Fobilerde kişinin söz konusu durum ya da nesne ile mutlaka karşılaşması gerekmez. Bu durum ya da nesnenin düşüncesi dahi fobiyi tetikleyebilir ve kişide aşırı endişe ve hatta panik atak gelişmesine sebebiyet verebilir. Kişinin korkusu çoğunlukla aşırıdır ve kişiler bu durumlardan kaçınmak için çeşitli davranış kalıpları geliştirebilir. Fobisi olanlar çoğunlukla korkularının aşırı olduğunun bilincindedir ancak engel olamamaktadır.

Ayrılma anksiyetesi

Daha çok çocuklarda görülen ayrılma anksiyetesi, çocuğun gelişiminde çözülmezse yetişkinlikte de devam edebilir ve sevilen kişi ya da aile bireyleri tarafından terk edilme korkusuna dönüşebilir. Çocuklukta yakın olunan bakıcı, aile büyükleri ya da ebeveynlerin görüş alanından çıkması bile çocuktaki ayrılma anksiyetesini tetikleyebilmektedir. Aynı zamanda ayrılma anksiyetesi sahibi kişilerde sevilen kişinin başına kötü bir şey geleceği sanrısı da sıkça görülmektedir.

İlaçlara bağlı gelişen anksiyete

Bazı ilaçların kullanımı ya da uyuşturucu maddeler kaygı bozukluğunu tetikleyebilir. Ayrıca uyuşturucuyu bırakmaya çalışan bireylerde de anksiyete bulgularına rastlanılabilir.
Diğer duygu durum bozukluklarına bağlı gelişen anksiyete
OKB, diğer bir deyişle obsesif kompulsif bozukluk (saplantı-zorlantı bozukluğu) hastalarında ya da travma sonrası stres bozukluğu (PTSD: Post Traumatic Stress Disorder) durumunda da anksiyete gelişebilir.

-Travma sonrası stres bozukluğu, kişilerin yaşadıkları travmatik bir olay sonrası söz konusu olayın etkilerini atlatamamaları sonucu gelişir. Bir yakının kaybı, araba kazası, savaş ya da şiddet içeren olaylar sonrası bu bozukluğun gelişmesi daha olasıdır. Daha basit görünen boşanma, okul değiştirme ya da taşınma gibi olaylar da strese bağlı bozukluklara yol açabilir. Ayrıca akut stres bozukluğu ya da uyum bozukluğu da bu kapsamda değerlendirilebilir ve kişilerde söz konusu olayın tekrarlanabileceğine dair ya da yeniden benzer bir olayın yaşanmasına dair kaygılara yol açabilir (Örn. taşınmaktan çekinme, yeniden evlenmekten çekinme vb. durumlar).

-Obsesif kompulsif bozuklukta, tekrarlanan ve geçmeyen düşünceler kişileri bazı kompulsif (zorlantılı) davranışlara iter. Hastalık kapma korkusu, unutma korkusu (ütüyü prizde unutma, kapıyı kilitlediğini unutma vb.), simetri hastalığı, düzen hastalığı gibi türleri bulunur. Zorlantılar arasında tekrar tekrar kontrol etme, sayma, sıraya dizme, belirli bazı davranışları tekrarlama (el hareketleri vb.), istifçilik, beden imgesi bozuklukları, deri ya da saç yolma gibi durumlar sayılabilir. OKB’de kaygılar büyük oranda irrasyoneldir.

Anksiyeteyi tetikleyen durumlar neler?

Aşağıda sıralanmış olan faktörlerin içinde yer alan kişilerde anskiyete problemi görülme olasılığı yüksektir.
•    Ayrılma olaylarına aşırı duyarlılık
•    Öfkeye ve bağımlılığa yatkınlık
•    Çocukluk döneminde fiziksel veya cinsel istismar
•    Stresli yaşam alanları
•    Sorunlu bağlanma şekilleri
•    Dağılma anksiyetesine yatkınlık

Anksiyete riskini kimler taşır?

Anksiyete kadınlarda erkeklere oranla daha sık rastlanmaktadır. Korumacı bir davranışla büyütülen çocuklar ve değer kaygısı duyan kişilerde anksiyeteye daha fazla rastlamak mümkündür. 

Şekeri hayatınızdan çıkardıktan sonra sizi hangi semptomlar bekliyor Şekeri hayatınızdan çıkardıktan sonra sizi hangi semptomlar bekliyor

Anksiyete tedevi yöntemleri neler?

Psikolojik terapi ve ilaç ile kaygı bozukluğu tedavisi gerçekleştirilmektedir. Bunun için ilk yapılması gereken şey ise psikiyatri uzmanına başvurmaktır. Tedaviye başlamadan önce kapsamlı bir değerlendirme sürecinden geçilmektedir. Anksiyete belirtilerinin fiziksel hastalıklar yüzünden oluşup oluşmadığını anlamak için çeşitli testler ve incelemeler yapılmalıdır.

İlaç: Çeşitli depresyon ilaçları (antidepresanlar), anksiyete tedavisi için anksiyete semptomlarının giderilmesi için kullanılmaktadır.

Psikoterapi veya konuşma terapisi: Davranışlarınızı nasıl etkilediğini öğrenmenize yardımcı olan konuşma terapisi olarak da adlandırılır. Sizi dinleyen uzman anksiyete bozukluğunuzu anlamaya çalışır. Yaygın bir psikoterapi yöntemi olan bilişsel davranışçı terapi ile olumsuz yada paniğe neden olan düşünce ve davranışları olumluya nasıl çevireceğiniz öğretir. Bilişsel davranışçı terapi, kişilerde anksiyeteye sebep olan düşüncelerin köküne inmeyi ve sorunun çözümü için farklı davranış alışkanlıkları edindirmeyi sağlamaktadır.

Diyalektik davranış terapisi: Bilişsel davranış terapisine benzer olarak, diyalektik yöntemde de odak noktası kişinin davranışını değiştirmeye yöneliktir. Ruh hali, duygu ve ilişkileri düzenlemeye yardımcı olmakla birlikte, bunlarla ilgili ortaya çıkan sorunlara başa çıkma becerilerinin ve baış açısının geliştirilmesine odaklanır.
Anksiyete tedavisi için bu yöntemlerden biri ya da ikisi bir arada da kullanılabilmektedir. Kişiye hangi tedavinin uygun olduğunu anlamak için doktor ve danışan birlikte karar vermektedir. Herkes için aynı anksiyete tedavisi uygun olmayabilir.

Kaynak; www.acibadem.com.tr - /www.medicalpark.com.tr - www.medicana.com.tr - 
 

Editör: Merve Kiraz