Hemşerisi Mustafa Kutlu’nun deyimi ile “Tarihsiz ve talihsiz şehir Erzincan’ın“ yetiştirdiği ender simalardan birisi, Rafet Kavukçu…

1930 yılında Erzincan’da doğmuş ve daha çocukluğunu yaşarken 1939 büyük depremiyle sarsılmıştır. Aile bireylerinden kayıpları olmuş, onun travmaları tüm toplumda olduğu gibi kendisini de ailesini de olabildiğince etkilemiştir. Bu yaşananlar elbette gençliğini de kuşattı şüphesiz. Kimi arayışları, fikir ve düşünce sancıları, derin tefekkürün, içe dönmenin ,üstün sanatın ve arayışın şekillenmesine aracı oldu.

Mütevazı yaşantısı ile öne çıkan Rafet Ağabey, önceleri iç dünyasını inşaya, bilahare cemiyet hayatına intikali ile çevre ve muhitine kabiliyet ve sanatı ile faydalı olmuş eşraftan bir zat.
Erken yaşlarda kendi çağdaşları tarafından önemli bir ressam olarak bilinen, Mukaddesatçı düşünce dünyasının fikir öncülerinden İslam Kitabevi’nin sahibi, Risale’i Nur hizmetinin  Erzincan’da ki ana taşıyıcısı ve öğretmeniydi. Çile ve gönül adamıydı. Kendi fikir dünyasının çilekeşi, beyni zonk zonk zonklayanlardan biriydi.

Baş öğretmeni “Said’ Nursi’yi” hayatının baharında tanıyıp kendisi ile bizatihi tanışıp Müşerref olan, Nur öğretisinin Erzincan’da yeşermesini, yaygınlaşmasını biricik gaye edinen ve hayatının merkezine alan Rafet Ağabey, gerektiğinden bu yolda  ailesini, yakınlarını bile ihmal etmiş “dava adamı“ derdini seven ve dermanın derdinin derinliklerinde olduğunu bilen bir adamdı.

Zamanın ruhu gereği Cumhuriyet Türkiyemizin kimi iktidarları tarafından Allah demenin suç sayıldığı dönemlerde inanç mücadelesinin bedelini Ödemiş, 1960‘larda 1970’lerde 1980’lerde  polis tahkibatına uğramış, evi işyeri defaatle aranmış, kovuşturma açılmış, mahpus yatmış, canı ve malı ile sınanmış o günlerin ÖTEKİSİ, RAFET KAVUKÇU.

Gençlik ve orta yaş heyecanlarını savuşturduktan sonraki zamanlarda meşrep taassup fırtınalarını aşmış, İnsan-ı kamil kuşatıcılığı ile bütün meşrepleri kucaklayıcı ve kuşatıcı tavırla tüm gönüllerin ağabeyi olmuştur. Resim sanatındaki ustalığını, hayat felsefi haline getirdiği Nur öğretisinin hizmetine adamış; fırçasına, kalemine Risale’i Nûrlardan aldığı ilhamla can vermiş, tuvaline işlemiştir. 


Ürettiği eserler ve hayal gücü yalnızca Erzincan‘ı değil Türkiye sınırlarını aşarak kendisini uluslar arası bilinir kılmıştır. Eserleri, resimleri defalarca ülkenin çeşitli merkezlerinde sergilenmiş, albümleşmiş, kitaplaşmıştır. Halihazırda Erzincan’da mütevazi bir müzede sergilenmektedir. Bendenizin Star Medya Grubunun Yönetim Kurulu Başkanı olduğum dönemde Kanal 24 televizyonunda “Rafet KAVUKÇU “belgeseli yaptırdığımı da ilgilenenler için hatırlatmak isterim.

RAFET Kavukçu sadece ressam, Nur talebesi, öğretmeni değil aynı zamanda ünlü bir HATTAT idi. 
Hat eğitimini üstat Hamit Aytaç‘ın rahle-i tedrisatında tamamlamış üstadın (daha çok mektupla ve uzaktan eğitimle)zirve yapmış ender talebelerinden biridir. 
Hat sanatındaki ustalığını Kuran‘ı KERİM üzerinde yoğunlaştırmış, öyle ki 2009 yılında El Ezher Üniversitesi Kur’an-ı Kerim tetkik heyetinden baskı ve yayın izni alarak Hat-I Osmani imlalı ve yine tevafuklu olan Kur’an-I Kerim’i İslam alemi için yazmış, çokça baskıları ile müminlerin istifadesine sunmuştur. 


Mütefekkir ve Tasavvuf erbabı sohbetlerinde hep ifade edilir ; kişinin yaşı, insanlığa faydası ve geriye bıraktığı eserlerle tarif edilir. Tam da bu bağlamda Rafet Kavukçu Beyefendi biyolojik yaşına paralellik edecek onlarca eser bırakarak arkasında iz bırakmış, ilim irfan sahibi ve de mücadele adamı olarak dünyadan alacaklı olarak Rahmet-i Rahman’a kavuşmuştur.
 
Bundan sonra bize düşen tüm eserleri ile mütenasip, kendi adına Erzincan’ımızda bir müzenin oluşumunu sağlamak, gelecek nesillerin istifadesine sunmaktır.
Şüphesiz ki gelecekte Rafet Kavukçu akademik, edebiyat ve sanat dünyasından araştırmacıların tez konuları olacaktır. Mahalle komşumuz, muhterem eniştem Seyfetdin  Kavukcu’nun  kardeşi , Nevzat Kavukcu’num  abisi ve büyük ailemizin kıymetli değeri Sevim ablamın eşi, beyefendisi; arkadaşım Talat’ın, kardeşlerim Hülya, Mehmet ve Ahmet’in babaları Rafet Kavukçu hakka yürüdü.

Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.