Geçmişte çıkan yazılarıma baktım müze ile ilgi tam 6 yazı kaleme almışım.

Erzincan’ın bir müzeye ihtiyacı olduğu için yazıyorum.

İlimize gelen yöneticilerde bu ihtiyacı görmüş fakat iyi niyetli çabalara rağmen bugüne kadar bir sonuç alınamamıştır.

Taşçı Hamamı’nı restore eden dönemin valisi Sayın Abdulkadir Demir ile İl Genel Meclis Başkanı Sayın Ünal Tuygun ilimize bir müze kazandırmak için ciddi uğraş vermişlerdi.

Bu amaçla da TÜRSAP başkanı Başaran Ulusoy ve Çekül Vakfı Başkanı Metin Ulusoy ilimize davet edilmişti.

Mevcut yerinde bir arkeoloji müzesi ile eski riyaset binasında bir kent müzesi kurulmasına kararı verilmişti.

Aradan geçen uzun zamana rağmen bu projeler hayata geçirilemedi.

LİYAKAT

Aslında ilimizde kültür müdürlüğü binası içerisinde kurulmuş bir müze var fakat bu müzeye çoğu zaman bir müdür atanmadı, arkeologlar eliyle işlerlik kazandırılmaya çalışıldı. Zaman zaman atanan müdürlerde sürekli binanın yetersizliğini vurgulayıp suya sabuna dokunmadılar.

Bu binada şüphesiz mimari hatalar vardır fakat ülkemizde bulunan başkaca müzeleri gezdikten sonra sorunun mekândan çok insan unsurundan kaynaklandığını düşündüm.

İnanan ve mesleğinde liyakat sahibi bir insanın beceremeyeceği bir şey yoktur.

Erzincan’da ne tarihi eser var ki müze istiyorsunuz diyen müze yöneticileriyle karşılaştık. Bu ufuksuz ve vizyonsuz idareciler yüzünden ilimizde ciddi bir müze kurulamadı. Müze olmadığı içinde bu bölgeden çıkarılan paha biçilmez eserler başka müzelere götürüldü.

Bunun içinde 35 yıl önce müzenin ilk müdürlüğünü yapan bilim adamı Tahir Erdoğan Şahin’in yaptıklarının üzerine fazla bir şey konamadı.

VALİ SAYIN ALİ ARSLANTAŞ’IN ÇABALARI VE SONUÇ

Vali Sayın Ali Arslantaş 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin hemen öncesi ilimize gelmiş kendisini bir kaos ortamının içerisinde bulmuştu.

Bir yandan darbeye karşı liderlik ederken diğer yandan şehrin olağan günlük yaşamına dönerek sorun çözücü bir yaklaşımla rutinlere devam etmişti.

Darbe ayrı bir tartışma konusu bizim konumuz Vali Bey’in o günlerde dile getirdiği müze sorununu ayrıntılarıyla irdelemek.

O günlerde  “Erzincan’ın tarihinden, geçmişinden az nasiplenen bir şehir” olduğunu ifade eden Vali Bey Erzincan’a bir müze kazandıracaklarını ifade etmişlerdi.

Bende o gün şöyle yazmıştım “Erzincan’a gelen valilerimizin genelde ilk projeleri MÜZE olmuştur fakat bir türlü gerçekleşmemiştir. Takipçisi olacağız sürekli hatırlatacağız”.

Vali Bey vaat ettiği projenin peşini bırakmamış müze için ideal bir yer olan tarihi eski tekel binasının belirli bir bölümünün tahsisi için eski Rektör Sayın İlyas Çapoğlu’nu ikna etmiş yeni gelen Rektör Sayın Akın Levent Bey’le de devir teslim süreci devam ettirilmiştir.

Kültür Müdürü Arda Hep ve yeni atanan Müze Müdürü Mustafa Bayam ile konuştuğumda bina ve çevresinin müzeye göre tasarımı yapılarak ihale sürecinin bittiğini müteahhide yer tesliminin yapıldığını ifade etmişlerdi.

Erzincan Üniversitesi’nin kuruluş yıllarında mekân sorununa katkı anlamında üniversiteye devredilen eski tekel binası valilik tarafından müze için tekrar istendiğinde Rektör Sayın İlyas Çapoğlu bu teklife hep olumsuz bakmış bir türlü geri adım atmamıştı.

Aslında müzeler üniversitelerin olmazsa olmaz bir parçasıdır.

Çağdaş eğitim sisteminde gözleme dayalı inceleme, araştırma vb. faaliyetler için müzeler herkesten önce üniversiteler için gereklidir. Üniversitelerin tarih bölümleri müzelerde bulunan nesneleri eğitim amaçlı kullanarak ders anlatımlarını bu mekânlar da yapmaktadırlar.

Özetle:

 Müze, vali Bey’in ısrarlı çabalarıyla bir noktaya kadar gelmiştir.

Gelişmesi ise Erzincan Üniversitesi’ne bağlıdır.

Bunun içinde:

Üniversite mevcut yerin tamamını müzeye tahsis etmelidir

Arkeoloji gibi bir bilim dalını üniversite bünyesine katıp müze ile üniversite yapısını birbirine adapte ederek hem müzenin gelişmesine hem de toprağın altında bilim dünyasına kazandırılması gereken kalıntıların araştırılmasını sağlamalıdır.

Müze olarak düşünülen tekel binasına sınır olan ve restorasyonu düşünülen kütüphane binasının yenilenmesi ile bu alanın tamamının kompleks bir yapıya dönüştüğünü şimdiden hayal ediyorum.

Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz…